Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/4843 E. 2021/1289 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/4843
KARAR NO: 2021/1289
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2018
NUMARASI: 2016/937 E., 2018/845 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesin özetle; davalı …’in dava dışı kredi borçlusu …’in keşidecisi olduğu 30.06.2011 vadeli 350.000,00 TL tutarlı bonoda aval veren olduğunu, müvekkili bankanın bono alacaklısı bulunduğunu, bonoya dayalı olarak İstanbul …İcra Müd. … Esas sayılı dosya ile takip başlatıldığını, davalı … tarafından İstanbul İli K.Çekmece İlçesi, … Mah. kain, … ada, … parsel sayılı, … nolu bin…-… Blok … daire tipi, … kat … Bağımsız bölümün satış vaadi sözleşmesi ile diğer davalı … A.Ş.’den satın alındığını, satış vaadi sözleşmesindeki taşınmazın 30.12.2010 teslim tarihi geçmesine rağmen …’e tapuda devredilmediğini, taşınmazın tapuda davalı …’e devredilmemesi nedeniyle borçlu aleyhine yapılan takipte haczedilemediğini ve müvekkilinin alacağının tahsilinin engellendiğini, alacağın tahsili için borçlu adına hiçbir mal varlığı çıkmadığını belirterek, dava konusu taşınmazın borçlu … adına tesciline, fazlaya dair ve faizle karşılanmayan munzam zarar talep haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı borçlu … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle diğer davalı şirketten satın alındığını ve aynı taşınmazın 21.11.2011 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle dava dışı …’ye satıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın alan borçlunun, müvekkili şirkete ve kredi veren dava dışı bankaya borçlu olduğunu, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen borçlu adına mülkiyet devrinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; dava konusu taşınmazın Bakırköy adli yargı hudutları içinde bulunduğu, ayni hakka ilişkin veya aynı hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, bunun mutlak yetki kuralı olup re’sen gözönünde alınması gerektiğinden bahisle dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş; hüküm davalı 3.kişi … A.Ş vekilince temyiz edilmiştir. Verilen karar temyiz incelemesini yapan Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 12/05/2016 tarih ve 2016/6563 esas 2016/5833 Karar nolu ilamı ile bozularak dosya mahkemesine iade edilmiş, ilk derece mahkemesinin 2016/937 esasını alan davada yapılan yargılama sonunda; davacı tarafça İİK.nun 94/2 maddesi gereğince aciz belgesi ibraz edilmediğinden ve davacının İİK.nun 89 maddesi gereğince alacağını tahsil imkanı bulunduğundan HMK.nun 114/2 ve 115 gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulen reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davalı … tarafından davalı borçlu hakkında açılan Bakırköy 2.Tüketici Mahkemesinin 2016/2240 esas sayılı davanın bekletici mesele yapılması gerekirken beklenmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliğinde olup olmadığını şeklen inceleme yetkisi bulunan mahkemenin esastan borçlunun başka mal varılığı olup olmadığını inceleme yetkisi olmamasına rağmen taraflarınca sunulan haciz tutanaklarının aciz vesikası hükmünde olmadığına karar vererek davayı reddetmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, borçlu aleyhinde yapılan icra takibinde borçlunun borca yeterli malvarlığı bulunamadığını, borçlunun davalı 3.kişi şirketten gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığı taşınmazı alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla adına tescil ettirmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın borçlu … adına tescili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı borçlu vekili, dava konusu taşınmazın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle diğer davalı şirketten satın alındığını ve aynı taşınmazın 21.11.2011 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle dava dışı …’ye satıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı 3.kişi vekili, dava konusu taşınmazı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle satın alan borçlunun, müvekkili şirkete ve kredi veren dava dışı bankaya borçlu olduğunu, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyen borçlu adına mülkiyet devrinin mümkün olmadığını savunmuştur. İptal davasından maksat İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu davanın ön koşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunmasıdır. Dosyada ki kayıt ve belgelere, ilk derece mahkemesinin kararında, delillerin değerlendirilmesi ve hüküm gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, İİK’nın 277.maddesi kapsamında kesin aciz belgesinin dosyaya sunulmamasına, … ve … arasında gayrimenkul satış sözleşmesinin fesih edilmiş olması nedeniyle davacının davalı …’in …tan olan alacağından İİK’nın 89.maddesi kapsamında alacağını tahsil edebilecek olmasına göre ilk derece mahkemesince davacının davasının usulen reddedilmesinin yerinde olduğu sonucuna varıldığından, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/07/2018 tarih ve 2016/937 E., 2018/845 K. sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-)İstinaf eden davacıdan alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin yatırılan 44,40-TL harcın düşümü ile 14,90-TL karar ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.nun 361/1. madde hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.16/09/2021