Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/4834 E. 2021/1980 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/4834
KARAR NO: 2021/1980
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2019
NUMARASI: 2014/1755 Esas 2019/1063 Karar
DAVA TÜRÜ: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi-Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; müvekkilinin 18/04/2011 tarihinde Cevizli Tamirhane semtinden Cevizli İstasyon durağında ineceği sırada davalılardan …’ın sevk ve idaresinde ve diğer davalı …’ya ait olan … plakalı minibüsten düşmesi sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, bu olayda davalı …’ın % 100 kusurlu olduğunu, nitekim bu kazada sürücünün araç seyir halinde iken cep telefonu ile konuşarak dikkatsiz ve tedbirsiz, araçtaki diğer yolcuların da can güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde davranarak davacının araçtan inişini beklemediğini, davacının kaza nedeni ile maddi ve manevi zarara uğradığını belirtilerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maluliyet tazminatı, 100,00 TL belgelenemeyen tedavi gideri, 100,00 TL yoksun kalınan maddi kazanç ve 20.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, ancak manevi tazminatın poliçe kapsamında olmaması halinde sigorta şirketinin sorumluluğunun sadece maddi tazminatlar yönünden sigortalıların kusur oranı ve poliçe limitleri ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin somut vakayı yansıtmadığını, seyir halinde iken hiçbir şekilde cep telefonu ile görüşmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; araç sürücüsünün kusurunun tespiti için ATK’dan rapor alınmasını, tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğunu, dava açılmadan önce herhangi bir şekilde kendilerine bir başvuru yapılmadığını da belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’ın kazada kusursuz olduğunu, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, davacının kalça kısmına takılan platinlerin tutmayıp yeniden takılması işleminin sorumlusunun davalı olmadığını, hastane ve doktorun sorumlu olduğunu belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabul, kısmen reddine, -Maddi tazminat talebi yönünden; A-)6075,86 TL geçici iş görememezlik bedelinin, davalılardan … ile …’dan 18/04/2011 tarihinden, diğer davalı … şirketinden ise 19/12/2014 tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle birlikte TAHSİLİNE, (sigorta şirketinin sorumlu olduğu üst limitin infazda nazara alınmasına, B-)105.938,12 TL sürekli iş görememezlik bedelinin de davalılardan … ile …’dan 18/04/2011 tarihinden, diğer davalı … şirketinden ise 19/12/2014 tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle birlikte TAHSİLİNE (sigorta şirketinin sorumlu olduğu üst limitin infazda nazara alınmasına, C-)2500 TL tedavi gideri bedelinin davalılardan … ile …’dan 18/04/2011 tarihinden, diğer davalı … şirketinden ise 19/12/2014 tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle birlikte TAHSİLİNE, (sigorta şirketinin sorumlu olduğu üst limitin infazda nazara alınmasına, -Manevi tazminat talebi yönünden; -10.000 TL manevi tazminat bedelinin davalılar … ve …’dan 18/04/2011 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte TAHSİLİNE, fazlaya dair istemin REDDİNE karar verilmiş, verilen karara karşı davalı … vekili ile katılma yolu ile davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekilinin istinaf sebepleri: Davacının kaza tarihi itibariyle bakiye ömrü 16 yıl 9 ay olmasına rağmen 4 aylık fazla hesaplama yapıldığı, faiz başlangıcının sigorta şirketi gibi dava tarihi olması gerekirken kaza tarihinden başlatılmasının hatalı olduğu, poliçe limitinin 250.000,00 TL olduğu ve tüm zararı karşılayacak miktarda olduğu, hususlarına ilişkindir. Davacı vekilinin istinaf sebepleri: Hükmedilen manevi tazminatın az olduğu, hususuna ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının 18/04/2011 tarihinde davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki diğer davalı …’ya ait olan … plakalı minibüste yolcu olduğu, Cevizli İstasyon durağında ineceği sırada aracın hareket etmesi nedeniyle düşmesi sonucunda meydana gelen trafik kazasında yaralandığı, maddi ve manevi tazminat istemiyle bu davayı açtığı anlaşılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır.Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davacı yaşı, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Bu nedenle manevi tazminat yönünden istinaf istemleri yerinde bulunmamıştır. Neticede; ilk derece mahkemesi kararının istinaf nedenleri ile birlikte incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde, dosyada ki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, manevi tazminatın takdirinde BK’nın 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen raporda belirtilen kusur oranının ve davacının bakiye ömrünün 18 yıl olarak doğru belirlenmiş olmasına göre, maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında da bir usulsüzlük bulunmamasına, haksız fiil niteliğinde ki trafik kazasında davalı işleten yönünden faizin başlangıç tarihinin kaza tarihi olarak belirlenmesinin doğru olmasına göre, davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf istemlerinin HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2019 tarih 2014/1755 Esas 2019/1063 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2-)İstinaf eden davacıdan alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin yatırılan 44,40 -TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 14,90-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-)İstinaf eden davalı …’dan alınması gereken 8.505,55-TL harçtan peşin yatırılan 2.126,38-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 6.379,17-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-)Yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK’nun 361/1 madde hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.09/12/2021