Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/477 E. 2020/3966 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/477
KARAR NO : 2020/3966
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2018
NUMARASI : 2017/503 E. – 2018/1287 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/02/2016 günü müvekkillerin kızı … içerisinde bulunduğu … plakalı aracın geçirdiği tek taraflı kaza nedeniyle olay yerinde hayatını kaybettiğini, davacılara destek olan müteveffanın araç içerisinde yolcu olarak bulunmasından dolayı kusur durumundan etkilenmediğini, aynı zamanda da alınan kusur raporlarında açık şekilde müteveffaya kusur izafe edilmediğini, müvekkillerinin vefat eden kızlarının desteğinden yoksun kaldıklarını, bu minvalde müteveffanın eşi ve çocukları tarafından İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/219 Esas sayılı dosyası ile açılan davada alınan aktüerya bilirkişi raporunda müvekkili anne … için destekten yoksun kalma tazminatının 39.120,81 TL, müvekkili baba … için destekten yoksun kalma tazminatının 27.389,11 TL olarak tespit edildiğini, müteveffanın herhangi bir kusuru bulunmaması ve herhangi bir hatır taşıması indirimi yapılmasına yer olmaması sebebi ile İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesince rapor doğrultusunda karar verildiğini, müvekkillerince bu rapora dayanılarak davalıya başvuru yapıldığını, davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, takibin durdurulması akabinde davalı tarafından icra dosyasına müvekkili Necife yönünden 16.779,57 TL, müvekkili … yönünden 12.319,77 TL, icra vekalet ücreti 2.753,78 TL, cezaevi harcı 681,71 TL, tahsil harcı, 1.550,90 TL olarak toplam 34.085,74 TL ödeme yapıldığını, takibe dayanak bilirkişi raporu uyarınca müvekkili … yönünden ödenmeyen 15.069,34 TL, müvekkili … yönünden ödenmeyen 22.341,24 TL ve takip tutarı 66.526,32 TL’nin vekalet ücreti 7.667,90 TL’den ödenmeyen bakiye 4.914,12 TL olmak üzere toplam 42.324,70 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, taraflarınca sigorta şirketine usulünce başvuru yapıldığını ve sigorta şirketince hasar dosyası açıldığını, sürücü … tarafından, müteveffanın taşınmasının menfaat karşılığında olduğunun açık şekilde beyan edildiğini, bu nedenle tazminat tutarından hatır indirimi yapılamayacağını beyanla icra takibinde ödenmeyen 42.324,70 TL tutar üzerinden itirazının iptaline, takibin devamına ve davalının alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu dosyanın davacıları olan alacaklıların talep etmekte olduğu alacağa ilişkin poliçe vadesi itibariyle geçerli genel şart esasları hesaplama yöntemi bazı alınarak yapılan hesaplamada alacaklı … için 27.965,96 TL, … için ise 20.532,96 TL olmak üzere toplam 48.498,92 TL tazminat hesaplandığını, uyuşmazlık konusu kazanın hatır taşımasına binaen yapıldığın ve ayrıca müteveffanın kaza esnasında emniyet kemeri kullanmayarak zararın oluşumunda müterafik kusuru bulunması sebebiyle hesaplama yapılırken %20 hatır indirimi ve %20 müterafik kusur indirimi yapılarak icra dosyasına toplam 34.085,74 TL ödeme yapıldığını, bu nedenle davacıların taleplerinin mükerrer olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacıların talep hakkı bulunduğunu kabul etmemekle beraber dosyada tazminata hükmedilmesi halinde proporsiyon uygulanması gerektiğini, tarafların kazadaki kusurlarının tespiti için Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınması gerektiğini, yapılacak hesaplamada TRH 2010 tablosunun kullanılmasının gerektiğini, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini beyanla davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece” Davacıların kızı …, içerisinde bulunduğu … plakalı aracın geçirdiği tek taraflı kazada hayatını kaybettiği, aracın davalı nezdinde 23/06/2015-2016 tarihleri arasında geçerli ZMMS poliçesinin bulunduğu, davacıların vefat eden kızlarının desteğinden yoksun kaldıkları, soruşturma dosyasında alınan ifadelerin incelenmesi ile sürücü …. beyanına göre müteveffanın kaza sırasında sigortalı araçta herhangi bir ücret alınmaksızın taşındığı, bu nedenle hesaplanan tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği ve yine müteveffanın kaza esnasında emniyet kemerini takmadığı ve böylece zararın meydana gelmesinde müterafik kusurlu olduğu anlaşıldığından bilirkişi raporunda tespit edilen miktarlar üzerinden %20 oranında hatır taşıması ve %10 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle davacı … yönünden 33.210,17 TL, davacı … yönünden 20.181,94 TL tazminat talep edilebileceği, dava konusu edilen bedellerin ise daha düşük olduğu anlaşıldığından tazminat talepleri yönünden davanın kabulüne takibin devamına, davacıların icra takibinde işleyen vekalet ücreti talepleri infaz aşamasında değerlendirileceği” gerekçesi ile; Davanın kısmen kabulü ile davalının istanbul …. icra dairesinin … esas sayılı dosyasına itirazının davacı … yönünden asıl alacak 15.069,34 tl, davacı … yönünden asıl alacak 22.341,24 tl yönünden iptali ile takibin bu miktarlar toplamı olan 37.410,58 tl’ye takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,Davacının icra inkar tazminatı talebinin alacağın likit olmaması sebebiyle reddine, karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; müterafik kusur indirimi yapılmasının hatalı olduğunu, olayda emniyet kemeri takılmamasının zararı arttırmadığını, kazanın şekli ve ölüm şekline göre emniyet kemeri takmasının sonuca etkili olmadığını, mahkemece resen yapılan indirim nedeniyle karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, olayda hatır taşıması bulunmadığını, icra vekalet ücreti yönünden karar verilmemesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 16/02/2016 günü müvekkillerin kızı …. içerisinde bulunduğu … plakalı aracın geçirdiği tek taraflı kaza nedeniyle olay yerinde hayatını kaybettiği ve davacıların destekten yoksun kaldığı anlaşılmıştır. Davacıların desteğinin dava konusu kazada araç içerisinde sıkışması sonucu yaşamını yitirdiği emniyet kemeri takmaması ile ölümü arasında illiyet bağının bulunduğu bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılmaması doğru olup buna yönelik istinaf talepleri yerinde değildir.Ancak, davalı vekiline dava dilekçesinin 19/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin ise 2 haftalık cevap süresinden sonra 25/12/2017 tarihinde verildiği, bu nedenle davalının süresi içerisinde hatır taşıması itirazında bulunmadığının gözden kaçırılarak hatır taşıması indirimi yapılmasının hatalı olduğu anlaşılmıştır. Yine, mahkemece resen yapılan müterafik kusur indirimi nedeniyle davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılması gerektiği, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2018 tarih ve 2017/503 E., 2018/1287 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1/b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, 1/1- İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan 44,40-TL nispi karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, 1/2- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,1/3- İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,2- İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2018 tarih ve 2017/503 E., 2018/1287 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2/1-Davanın KABULÜNE 2/2-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının İstanbul …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına itirazının davacı … yönünden asıl alacak 15.069,34 TL, davacı … yönünden asıl alacak 22.341,24 TL yönünden iptali ile takibin bu miktarlar toplamı olan 37.410,58 TL’ye takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,2/3-Davacının icra inkar tazminatı talebinin alacağın likit olmaması sebebiyle reddine,2/4-Karar ve ilam harcı 2.555,51 TL’den peşin alınan 144,57 TL harcın mahsubu ile kalan 2.410,94 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,2/5-Davacılar tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 88,20 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 688,20 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 605,61 TL ile ilk harç 175,97 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,2/6-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.465,16 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,2/7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.24/12/2020