Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/451 E. 2021/659 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/451
KARAR NO : 2021/659
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/05/2018
NUMARASI: 2014/604 E. – 2018/545 K.
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni şirket nezdinde … sayılı Sağlık Sigorta Poliçesiyle sigortalı bulunan … davalıların sürücüsü, işleteni, ZMM sigortacısı ve İMM sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı aracın neden olduğu 14/01/2012 günlü trafik kazasında yaralandığını, davacı şirketin bu nedenle sigortalısının tedavi için 4.815,21-TL ödemede bulunarak, sigortalının haklarına halef olunduğunu, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü … tam kusurlu bulunması nedeniyle sigortalının yaralanmasına bağlı olarak yapılan tedavi giderlerinden davalıların ve 6111 yasayla değişik KTK’nun 98.madde hükmü uyarınca davalı SGK’nun sorumlu olduğunu belirterek sigortalıya yapılan ödeme tutarının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar cevaplarında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Toplanan deliller alınan bilirkişi raporu çerçevesinde davacının tedavi gideri alacağının bulunduğu davalı … A.Ş yönünden SUT hükümleri çerçevesinde yapılacak ödemeler haricindeki tutarın yerinde olmadığı ancak diğer davalılar yönünden talebin yerinde olduğu davalı … Sigorta Şirketi yönünden yapılan incelemede adı geçen davalının İMMS poliçesi hükümleri çerçevesinde sorumlu olabilmesi için öncelikle ZMMS poliçesi çerçevesinde poliçe teminat limitlerinin dolmuş olması ve teminat limitinin haricinde ve dışında kalan ödemeler yönünden sorumlu olması gerektiği anlaşılmakla bu davalı yönünden davacının talebinin yerinde olmadığı, davalı … Sigorta yönünden yapılan incelemede davalı taraf tedavi giderlerinin SGK’sının sorumluluğunda bulunduğundan bahisine davanın reddi gerektiğini savunmuş ise de sigorta şirketinin sorumluluğunun SUT hükümleri çerçevesinde kalan kısım yönünden sona erdiği SUT hükümleri dışında kalan tedavi giderleri bakımından tedavi giderleri kalemi içerisinde sorumluluğunun devam ettiği bu teminat limitinin 200.000,00-TL ile sınırlı olduğu diğer bir deyimle sürücü ve işleten sıfatına sahip diğer davalılar ile birlikte SGK’ nın sorumluluğu dışında kalan tedavi giderlerinden müteselsilen sorumlu olduğu bu nedenle SUT hükümleri dışında kalan tedavi giderleri toplamı olan 1.647,18-TL’ lik alacak talebi yönünden sorumlu olduğu bu tutarı aşan kısım yönünden sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla belirtilen ilkeler çerçevesinde davanın davalı … Sigorta şirketi yönünden tümüyle reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne” karar verilmesi gerektiği şeklinde gerekçeyle;”1-Davalı … Sigorta Şirketi yönünden açılan davanın reddine 2-Diğer davalılar yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile ;tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere 4.815,24-TL maddi tazminatın davalıdan …A.Ş Ve …dan ödemek tarihi olan 16/02/2012 tarihinden itibaren alacağı tamamı ile sorumlu olmak üzere ,davalı… A.Ş den 20/06/2012 tarihinden itibaren alacağın 1.647,18-TL lik kısmi ile sorumlu olmak üzere işleyecek -avans faizinden fazla olmamak üzere- reeskont faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,” karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili, davalı … A.Ş.vekili ve davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı … A.Ş vekilinin istinaf nedenleri; 6111 sayılı yasayla değişik KTK’nun 98.madde hükmüne göre tedavi giderlerine ilişkin sorumluluğunun SGK’ya geçtiğinin göz ardı edilmesi sonucunda, vekil edeni sigorta şirketinin sorumluluğu yoluna gidilmesinin isabetsiz olduğuna yöneliktir. Davalı … A.Ş vekilinin istinaf nedenleri; mahkeme kararının, usulüne uygun düzenlenmiş olmadığı, başka bir dava ve duruma ilişkin açıklamalar yapıldığı, bu yönü ile kararın kaldırılması gerektiği ,ayrıca aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi ile kiralandığı ileri sürüldüğü halde bu yönde herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, kabule göre de vekil edeninin tedavi giderlerinden sorumluluğu yoluna gidilemeyeceğinin düşünülmediğine ilişkindir.Davacı vekilinin istinaf nedenleri ise; 2918 sayılı KTK’nun 98. madde hükmüne göre tedavi giderlerinden kaynaklanan sorumluluğun SGK” na geçmesi için prim aktarımının yapılmış olması gerektiği halde, bu yönde dosyaya taraflarca sunulmuş bir bilgi ve belge bulunmadığı, bu durumda davalı … A.Ş ye yönelik davanın tamamının kabul edilmesi gerekirken adı geçen davalı sigorta şirketinin sadece 1.647, 18- Tl ile sınırlı olmak kaydıyla sorumluluğu yoluna gidilmesinin hatalı bulunduğu ve ayrıca İMM sigortacısı … Şirketine yönelik olarak açılan davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin doğru olmadığına yöneliktir.1-29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesin olup, hüküm tarihi itibariyle kesinlik sınırı 3.110,00-TL’ye çıkartılmıştır. Dosya kapsamından, davalı … A.Ş’ye yönelik olarak diğer davalılarla birlikte 4.815,24-TL bedel üzerinden dava açıldığı ve bu davalının sadece alacağın 1.647,18-TL ‘lik kısmı ile sorumlu olduğuna karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı .. A.Ş vekilinin istinaf isteğine konu olan ve aleyhine hüküm altına alınan 1.648,18-TL miktar itibariyle kesin nitelikte olduğundan, yasa yolu kapalı bulunmaktadır.HMK.m.346/1 hükmü uyarınca, miktar itibariyle ret kararının mahkemesince verilmesi gerekli ise de; temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davalı … A.Ş.vekilinin istinaf başvurusunun kararın kesin olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.2-Dava; sağlık sigortacısı olan davacının, sigortalısının tedavisi için ödediği sağlık hizmet bedellerinin davalılardan tahsili isteğine ilişkindir.Davacı vekili, trafik kazasında yaralanan sigortalının, tedavi giderlerinin vekil edeni tarafından karşılandığını açıklayıp, rücuan tazminat talebinde bulunmuş ve görülmekte olan davayı SGK dahil kazaya neden olduğu ileri sürülen aracın, işleteni, sürücüsü ile aracın ZMM sigortacısı ve ihtiyari mesuliyet sigortacısı olduğu belirtilen sigorta şirketlerine yöneltmiştir.Ancak yargılama sırasında, davalı SGK’ya yönelik dava bakımından, mahkemenin görevli olmadığı görüşünden hareketle; tefrik kararı verilerek, SGK’ya yönelik davanın mahkemenin 2014/1520 Esasına kaydedildiği, 29/12/2014 gün ve 2014/1520 E.-2015/420 sayılı kararla daha sonra görevsizlik kararı verilerek dosyanın iş mahkemesine gönderildiği, İstanbul 20. İş Mahkemesince 20/03/2015 gün ve 20015/173 E.-2015/111 sayılı kararla davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu görüşünden hareketle görevsizlik kararı verildiği, bu kararın yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi sonucunda dosyanın, asliye hukuk mahkemesine gönderildiği, İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 31/03/2016 gün ve 2015/2019 E.- 2016/93 sayılı karşı görevsizlik kararı üzerine merci tayini yapılmak üzere Yargıtay 20. Hukuk Dairesine sevkine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesince yapılan değerlendirme sonucunda verilen 31/10/2016 gün ve 2016/6390 E-2016/9043 karar sayılı ilamla davaya bakma görevinin iş mahkemeleri olduğu açıklanmak suretiyle İstanbul 21. İş Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiği dosya kapsamından ve UYAP sorgusundan anlaşılmaktadır.Davalı … A.Ş vekili yargılama sırasında aracın vekil edeni şirkete ait olduğunu ancak uzun süreli kiralama sözleşmesi ile davanın ihbar edildiği şirkete kiralandığını bu nedenle de işleten sıfatını taşımadığını ileri sürerek “Emtia Dağıtım ve Araç Kiralama Sözleşmesi” ibraz etmiştir. Söz konusu bu sözleşmenin” Sözleşmenin Konusu ve Genel Şartlar” başlıklı 2. maddesinde ; Bu sözleşme ile kiralayan( … A.Ş), kiracının (…A.Ş) kendi ürettiği, satın aldığı, ithalini yaptığı veya anlaşmalı olduğu 3.kişilere ait mal ve ürünleri yine kiracının belirleyeceği şartlarda; tahsis edeceği araçlarla taşınmasını, dağıtımını ve teslimini yapmayı, kiracı ise bu hizmet karşılığında aylık ödemelerini kiralayana yapmayı kabul ve taahhüt eder denilmektedir. Bu durumda söz konusu sözleşmenin esasen 3. kişileri bağlar nitelikte uzun süreli bir araç kiralama sözleşmesi değil uzun süreli bir hizmet alım sözleşmesi niteliğinde olduğu açık olduğundan davalının işleten sıfatı devam etmektedir. Bu durumda mahkemece davalı … A.Ş ‘nin işleten olduğunu kabul etmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir.3-Mahkemece gerekçeli kararın bir bölümünde görülmekte olan dava ile ilgisi olmadığı anlaşılan bir takım belirleme ve değerlendirmelere yer verilmiş olması usulsuz ise de, bu durumun kes yapıştır uygulaması nedeniyle meydana gelen maddi hatadan kaynaklandığı, davanın ne olduğu ve neden yazılı biçim ve şekilde karar verildiği kararın diğer bölümlerinden anlaşılıyor olması nedeniyle kararın kaldırılması gerekmediği, ancak eleştirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.4- Davalı … A.Ş vekilinin diğer istinaf itirazları ile davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelince; Mahkemece, tıp doktoru ve sigorta uzmanı bilirkişiden 22/02/2018 günlü heyet raporu alınmış, bu raporda davacı sigorta şirketi tarafından yapılan tedavi giderine ilişkin ödemenin 14/12/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile ilgili ve uyumlu olduğu, SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) hükümleri uyarınca, SGK’ca ödenmesi gereken miktarın 3.168,06-TL bulunduğu, SUT hükümleri dışında kalan miktarın ise 1.667,18-TL olduğu belirtilmiş ve bu rapor doğrultusunda yazılı biçim ve şekilde hüküm kurulmuştur.Dava tarihinden önce, 25/01/2011 tarih ve 27857 sayılı, Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı yasanın 59.maddesiyle değişik, 2918 sayılı yasanın 98.madde hükmüne göre, trafik kazaları nedeniyle, üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın, SGK tarafından karşılanacağı belirtilmiş olup; 6111 sayılı yasanın geçici 1.maddesi ile de, “Bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağı” öngörülmüştür.Kazaya neden olan aracın, işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı kaza nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumlu olup, tedavi giderleri de bu zarar kapsamındadır. Ancak, 6111 sayılı Yasa ile getirilen bu düzenleme ile aracın işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısının, yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü sona ermiş bulunmaktadır.28038 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 4/1 maddesine göre ise; “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedelleri kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Kurum tarafından sağlık uygulama tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanır.” denilmektedir. 2918 sayılı Yasanın 98.maddesine bakıldığında; kazazedenin, devlet hastanesi, üniversite hastanesi, özel hastane gibi hiçbir ayırım gözetmeksizin tüm resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarından alacakları sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağının açıkça belirtildiği, ödeme esaslarına ilişkin hiçbir sınırlamanın getirilmediği anlaşılmaktadır. Normlar Hiyerarşisi gereğince, Kanunun lafzına ve amacına aykırı olarak Yönetmelik hükmü getirilemeyeceği gibi taraflardan birine Kanunla getirilen sorumluluk Yönetmelik hükmü ile ne daraltılabilir ne de genişletilebilir. Kaldı ki sağlık uygulama tebliğinin 4. Maddesinin 1. Fıkrasının iptali istemi ile Danıştay 15. Dairesi 2013/7713 Esas sayılı dosyası ile dava açılmış ve bu dava sonucunda verilen 16/03/2016 günlü kararla anılan düzenlemenin iptaline karar verilmiştir.Bu durumda, Kanun gereği kazazede için özel ve resmi sağlık kurumunda yapılan belgeli tedavi giderleri (gerçek zarara işaret etmesi ve yaralanma ile uygunluk göstermesi şartı ile) için SUT esaslarının kaza tarihi itibariyle uygulama imkanı bulunmamaktadır.Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde; davacı sigorta şirketi nezdinde sağlık sigortalı bulunan …, geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda Özel Silivri Hayat Hastanesinde tedavi gördüğü, hastane tarafından 5.200,00-TL tutarlı fatura düzenlendiği, bu faturanın 4.815,24-TL’lik kısmının davacı sigortacı tarafından ödendiği, ödemeye konu giderlerin tamamının belgeli olduğu ve yaralanma ile uygunluk gösterdiği anlaşıldığından, mahkemece talep konusu tedavi giderleri ile ilgili tüm sorumluluğun 6111 sayılı Yasa ile değişik 2918 sayılı KTK’nun 98.madde hükümleri uyarınca SGK’na geçtiği, aracın işleteni, sürücüsü ve ZMM sigortacısının sorumluluğunun sona erdiği kabul edilerek, aracın işleteni konumunda bulunduğu anlaşılan … A.Ş. yönelik olarak açılan davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken adı geçen davalının sorumluluğu yoluna gidilmesi isabetsizdir. Ancak az yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler nedeniyle aracın ZMM sigortacısının sorumluluğunun sona erdiği bir durumda, aracın İMM sigortacısına başvurulabilmesi için, İMM sigorta poliçesinde bu yönde verilmiş ayrı bir teminatın varlığı gerekir. Somut olayda aracın İMM sigortacısı ile aracın işleteni arasında düzenlenen poliçede böyle bir teminat bulunmadığına göre mahkemece davalı … Şirketine yönelik davanın reddine karar verilmesinde bir yanılgı bulunmadığı gibi yasa gereğince tedavi giderlerine ilişkin sorumluluğun SGK’na geçmesi için prim aktarımının yapılıp yapılmadığının da bir öneminin olmadığı açıktır. (HGK’nun 07/05/2019 gün 2016/10-373 Esas ve 2019/524 Karar sayılı emsal kararı) Hal böyle olunca, davalı … A.Ş. şirketi vekilinin tedavi giderlerine ilişkin olarak sorumlulukları yoluna gidilemeyeceğine ilişen istinaf itirazlarının kabulüne, buna karşılık davacı vekilinin davalıAnkara… Sigorta Şirketine yönelik davanın kabulüne karar verilmesi ve prim aktarımı olup olmadığının araştırılması gerektiğine yönelik istinaf başvurusu ise reddine karar verilmesi gerekmiştir. Ne var ki yukarıda (4) sayılı bentte gösterilen şekilde davalı …A.Ş yönünden oluşan yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına, istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayarak davacı taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları ve harcın da kamu düzeninden olduğu gözetilerek davalı … A.Ş ‘ne yönelik olarak açılan davanın reddi şeklinde düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2019 gün ve 2015/964 E. – 2019/1101 K. sayılı kararına karşı davalı … A,Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (1) sayılı bentte işaret edilen nedenle HMK’nın 341/2, 346/1 ve 352. madde hükümleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2019 gün ve 2015/964 E. – 2019/1101 K. sayılı kararına karşı davalı … A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (4) sayılı bentte gösterilen nedenle KABULÜNE, öteki istinaf itirazının ise yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenle REDDİNE, 3-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2019 gün ve 2015/964 E. – 2019/1101 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise yukarıda (4) sayılı bentte açıklanan nedenlerle HMK.m. 353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacıdan karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 35,90-TL’nin düşümü ile kalan 23,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … A.Ş’nin istinaf isteğinin esası incelenmediğinden, istinaf başvurusu sırasında peşin olarak yatırdığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,6-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … A,Ş tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde adı geçen bu davalıya İADESİNE,7-İstinaf aşamasında davacı ve davalılar tarafından yapılan diğer giderlerin ise takdiren yapan üzerinde bırakılmasına, 8-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,9-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2019 gün ve 2015/964 E. – 2019/1101 K.sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,9/1-Davalı … Şirketi yönünden açılan davanın reddine ,9/2-Davalı … A.Ş’ye yönelik olarak açılan davanın REDDİNE,9/3-Diğer davalılar yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile; tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla 4.815,24-TL maddi tazminatın, davalı …dan ödeme tarihi olan 16/02/2012 tarihinden itibaren ve alacağın tamamından sorumlu olmak üzere, davalı … A.Ş’ den ise; 20/06/2012 tarihinden itibaren ve alacağın 1.647,18-TL lik kısmi ile sorumlu olmak üzere, işleyecek -avans faizinden fazla olmamak üzere- reeskont faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,9/4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve … A.Ş’ den müteselsilen alınıp (davalı … A.Ş’ nin vekalet ücretinin 1.647,18-TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) davacıya verilmesine,9/5-Davalı … Şirketi vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp adı geçen davalıya verilmesine,9/6-Davalı … A.Ş vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp adı geçen davalıya verilmesine,9/7-Davalı … A.Ş vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 9/8-Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri 110,30-TL, posta ve tebligat masrafı 550,00-TL, bilirkişi ücreti 1.400,00 TL olmak üzere toplam 2.060,30-TL yargılama giderinin … ve … A.Ş’ den müteselsilen alınıp (davalı … A.Ş’ nin yargılama giderlerinden kabul-red oranına göre 704,62-TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) davacıya verilmesine,9/9-Alınması gerekli 328,92-TL karar ve ilam harcından 82,25-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 246,67-TL karar ve ilam harcının davalılar … ve … A.Ş’ den müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı … A.Ş’ nin harçlardan kabul-red oranına göre 112,51-TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) hazineye gelir kaydına,9/10-Yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 16/04/2021