Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/4509
KARAR NO: 2022/1716
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2014/45Esas – 2019/1047Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04/03/2012 tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve ZMM sigortacısı olduğu … plaka aracın müvekkili yayaya çarpması sonucunda meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, kendisinin yalıtım ve dış cephe ustası olduğunu, yaralanması nedeni ile efor kaybına ve gelir kaybına uğradığını ileri sürerek 80.000,00-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz, davalı sürücü yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz, davalı işleten şirket yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tüm davalılardan ve 20.000,00- TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili, poliçe tanzim tarihi ile kaza tarihinin aynı gün olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin sorumluluğu yönünden kaza saatinin belirlenmesi gerektiğini, davacının sigortalının kusur ve zararını ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili; davacı ve arkadaşının kaldırımda değil cadde üzerinde gittiğini , kusuru kabul etmediğini, müvekkilinin dar gelirli olduğunu , davacıya müvekkili tarafından yapılan yardımlar hacinde 3.000,00- TL ödeme yapıldığını, davacının uzun süredir işsiz olduğunu öğrendiklerini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı …. Ltd.Şti. davaya cevap vermemiştir. Davalı Güvence Hesabı vekili, davanın müvekkili kuruma yöneltilmesinin hatalı olduğunu, ek bir dilekçe ile davaya taraf eklenemeyeceğini, dava konusu talebin zaman aşımına uğradığını, dava açılmadan önce müvekkili kuruma başvurulmadığından müvekkili yönünden davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… sürücü … % 70 kusurlu davacının % 30 kusurlu olduğu, davacının yaralanmasa süresi ve yaşına göre zararının 42.486,63 TL olduğu bu miktarın davalılar sürücü … ve … İnş.Ltd. Ştinden kaza tarihi 04.03.2012 tarihinden itibaren davalı Güvence hesabından dava tarihinden önce temerrüt bulunmadığından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili gerektiği, dava açılırken her ne kadar davacı tarafından … sigorta davalı olarak gösterilmiş ise de kaza tarihi itibarı ile davalı sigorta tarafından araca karışan kaza ile ilgili düzenlenmiş bir poliçe bulunmadığı bu davalı hakkında açılan davanın HMK 124/3 ve 114/1-d maddesi gereğince husumetten reddi gerektiği; davalı sürücünün kusuru ,olayın meydana geliş şekli davacı ile davalının sosyal ekonomik durum araştırması gereğince davacı için taktiren 8.000 TL manevi tazminata hükmetmek gerektiği ” gerekçesiyle, Davanın KISMEN KABULÜ ile; 42.486,63- TL nin davalılar … ve … İnş. LTD.ŞTİ den kaza tarihi 04/03/2012 tarihinden itibaren davalı Güvence Hesabından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacı için taktiren 8.000,00- TL manevi tazminatın davalılar … ve … İnş.. Ltd.Şti den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; davacı vekili, davalı Güvence Hesabı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: davacı vekili; maddi tazminat hesabında asgari ücretin esas alınmasının hatalı olduğunu, ticari faize hükmedilmesi gerektiğini, Güvence Hesabına temerrüt tarihinin dava tarihi değil, 16.12.2013 olması gerektiğini, manevi tazminatın az olduğunu, dava açılırken zarar belli olmadığından müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı Güvence Hesabı vekili, davacı yanca başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, müvekkili kurumun davaya dahili davalı olarak kabulünün hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı … vekili, kusuru kabul etmediklerini, kusur hususunda dosyada çelişki bulunduğunu ve bu çelişki giderilmeden karar verildiğini, davacının sabit bir işi olmadığını, müvekkilinin ödediği 3.000,00-TL’nin tazminattan indirilmesi gerektiğini, davacının maluliyetinin bulunmadığını, hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-Davalılar, zarar verici olaydan dolayı davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, müşterek ve müteselsil borçluların kendi aralarındaki ve alacaklı ile olan ilişkileri Borçlar Kanununun 142. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. BK 145. maddesine göre, borcun tamamından alacaklıya karşı mesul olan borçlulardan birinin yaptığı ödeme nispetinde diğerleri de borcundan kurtulur. Ayrıca ödeme yapan borçlu yönünden davacının feragat beyanında bulunması halinde, bu borçlu yönünden feragat beyanı geçerli olacak, ancak, ödemenin fazlası bir zararın bulunması halinde diğer borçluların alacaklıya karşı sorumluluğu devam edecektir. Davalı savunması ve dosyada mübrez 19.04.2012 tarihli ‘ibraname’ başlıklı belge içeriğinden, davalı … tarafından davacıya 3.000,00-TL ödeme yapıldığı sabittir. Ancak bu ödemenin neye ve hangi tazminat kalemine istinaden yapıldığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda yerel mahkemece, öncelikle taraflara sorulmak suretiyle yapılan ödemenin hangi kalem veya kalemlere ilişkin olduğunun açıklattırılması, sonrasında maddi tazminata ilişkin olduğu anlaşılır ise bu ibranamenin kısmi ödeme ve makbuz hükmünde kabul edilmesi, akabinde zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya dava tarihinden önce yapılan bu kısmi ödemenin, ödeme günü ile dava konusu tazminatın hesaplandığı (21.02.2019) güne kadar( hesaplamadaki veriler aynı kalmak ve yeni bir hesaplama yapılamaksızın) geçen süredeki işlemiş yasal faizi de hesaplanarak, ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi, bu hususta aynı bilirkişiden ek rapor alınması ve davalı … ile diğer davalıların sorumluluğunun buna göre belirlenmesi; manevi tazminata ilişkin olduğu anlaşılır ise manevi tazminatın takdirinde bu hususun gözetilmesi gerekirken, bu savunma üzerinde hiç durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.(Bkz. Yargıtay 17.HD’nin 2020/768 Esas,2020/5135 Karar; 2012/4212 Esas, 2013/3646 Karar ve 2012/10148 Esas,2013/776 Karar sayılı ilamları) 2-Kabule göre ise dosya kapsamından, davacı tarafça davalı Güvence Hesabı’na 16.12.2013 tarihinde başvurulduğu anlaşılmakla, davalı Güvence Hesabı’nın temerrüde düştüğü tarihin buna göre belirlenmesi gerekirken, davalı Güvence Hesabı aleyhine dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de hatalı olmuştur. Bu itibarla; davalı … ile davacı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile kararın yukarıda ( 1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, kararın kaldırma sebep ve şekline göre, davalı Güvence Hesabı’nın tüm , davalı … ve davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı … ile davacı vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2019 tarih ve 2014/45 Esa,2019/1047 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-Kararın kaldırma sebep ve şekline göre, davalı Güvence Hesabı’nın tüm, davalı … ve davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı, davalı Güvence Hesabı ve davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendilerine ayrı ayrı İADESİNE,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı, davalı Güvence Hesabı ve davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına,6-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/12/2022