Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/4396 E. 2022/1636 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/4396
KARAR NO: 2022/1636
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2017/401 Esas – 2019/562 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/11/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/10/2011 tarihinde, müvekkilinin kullandığı … plakalı motorsiklete, sigortası bulunmayan … plakalı motorsikletin kusurlu olarak çarpması sonucunda müvekkilinin malül kalacak şekilde yaralandığını, davalı tarafından müvekkiline 10.12.2013 tarihinde 12.831,00-TL ödeme yapıldığını, ancak hesabın asgari ücret üzerinden yapıldığını, oysa müvekkilinin polis memuru olup, hesaplamanın aldığı maşa göre yapılması gerektiğini, bu ödemenin yeterli olmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10,00-TLbelirsiz alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 23.05.2019 tarihli dilekçesi ile talebini toplam 61.523,95-TL olarak artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumca davacı tarafa tazminat ödemesi yapıldığını, davacının müvekkili kurumdan başkaca bir alacağının kalmadığını beyan ederek, müvekkili kurumun ibra edildiğini, ibra sözleşmesinin üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçtiğinden davanın hak düşürücü süreden reddi gerektiğini, savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”….davacının kaza nedeniyle % 11.1 oranında malül kaldığı, iyileşme süresinin 1,5 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, kaza tarihi itibariyle zorunlu trafik sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı motosiklet sürücüsü dava dışı …’nın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı motosiklet sürücüsü …’in kusursuz olduğu, davacının bakiye maddi zararının = 61.513.95-TL olduğu, davacının maddi zararının davalının sorumlu olduğu bakiye limiti aşmadığı, davalı bakımından en erken temerrüt tarihinin 25.12.2013 ödeme tarihi olarak belirlendiği” gerekçesiyle, Davanın KABULÜ ile;61.513,95-TL tazminatın temerrüt tarihi olan 25/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş; davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davalı vekili; davacının aldığı ödeme karşılığında müvekkili kurumu 18.12.2013 tarihinde ibra ettiğini, eldeki davanın 2017 yılında açıldığını, hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 2918 sayılı KTK’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Somut olayda, davacı tarafça davadan önce …na başvurulduğu, davacının sunduğu 23.03.2012 tarihli Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi özürlü sağlık kurulu raporunda belirlenen %6 özür oranına istinaden, davalı …’nca hesap yaptırılarak 25.12.201 tarihinde davacıya 12.831,00 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafından 18.12.2013 tarihinde ihtirazi kayıt olmaksızın davalının ibra edildği anlaşılmaktadır. Davacının eldeki davayı açarken maluliyetinde gelişen durum olduğuna yönelik iddiada bulunmadığı, davacının iddiasının dava öncesi ödemeye ilişkin Güvence Hesabı tarafından yapılan hesaplamada esas alınan ücrete ilişkin olduğu, yargılama sırasında ilgili yönetmelik hükümlerine göre alınan raporda davacın kaza tarihinde gerçekleşen yaralanmasına göre maluliyetinin %11,1 olarak belirlendiği, bu belirlemenin yönetmelik hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığı, davacının 2012 tarihli özür raporu ile 2018 tarihli ATK raporundaki yaralanması ( sol ayak baş parmağı ampüte) aynı olup gelişen ve değişen bir durumun da esasen bulunmadığı anlaşılmakla, davanın; KTK’nın 111/2.maddesindeki 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeni reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır.( Bkz. Yargıtay 17.HD’nin 2019/3173 Esas, 2020/5537 Karar sayılı ilamı) Bu itibarla; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda açıklanan yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın kaldırılıp HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm tesisi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyraınca;1/İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2019 tarih ve 2017/401 Esas – 2019/562 Karar sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2/İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davalı tarafından yatırılan peşin karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,3/İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına,4/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5/İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2019 tarih ve 2017/401 Esas – 2019/562 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILIP DÜZELTİLEN HÜKMÜN YERİNE GEÇMEK ÜZERE; a/Davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE, b/Alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin alınan 1.050,51-TL harçtan mahsubu ile bakiye 969,81-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, c/Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, d/Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL maktu ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,e/Gider avansından arda kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi 24/11/2022