Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/4394
KARAR NO: 2022/1192
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2019
NUMARASI: 2017/22 Esas – 2019/540 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Ölüm Nedeniyle Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili asıl ve birleşen dava dosyasına ilişkin dava açan dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi bulunan … plakalı aracın, …’in sevk ve idaresindeyken 27/10/2016 tarihinde yaya geçidinde yürümekte olan …’a çarpması sonucu ölümlü maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu asıl ve birleşen davanın davacılarının destekten yoksun kaldıklarını belirterek, davacı … ve … için ayrı ayrı 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, asıl dava ve birleşen davaya verdiği cevap dilekçesinde özetle; 27.10.2016 tarihinde ölümlü trafik kazasına karışan … plaka numaralı aracın 29.09.2016 başlangıç – 29.09.2017 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile … adına ölüm halinde kaza tarihi itibarıyla şahıs başına 310.000,00-TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, trafik kazası sonrasında yapılan başvuru üzerine müvekkili sigorta şirketi nezdinde hasar dosyası açıldığını, müvekkili sigorta şirketi tarafından davaya konu trafik kazası neticesinde müteveffanın annesi … için 17.743,98 TL, kızı … için 7.923,58 TL, eşi … için 131.824,50 TL, … için 10.971,78 TL ve oğlu … için 7.357,96 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatı ödemesi yapıldığını ve müvekkili şirketin poliçe teminat bakiyesi haricinde davacılara karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine, kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinin reddine karar verilmesinin, talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; toplanan deliller ve tüm dosya kapamına göre, asıl ve birleşen dava konusu kazanın meydana gelişinde davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü …’in %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacıların desteği …’ın vefat ettiği, asıl ve birleşen dosyalar yönünden alınan bilirkişi raporlarına göre; davacı eş …’ın destekten yoksun kalma zararının 56.736,04-TL-TL olduğu, davacı oğul …’ın destekten yoksun kalma zararının 819,57-TL olduğu tespit edilmiştir. Davalının 2918 Sayılı Kanunun 91 ve devamı maddeleri uyarınca zorunlu mali sorumluluk sigortacısı sıfatıyla sorumlu oldukları anlaşılmakla, asıl davanın, 29/05/2019 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesi ile talep edilen tutar üzerinden kabulü ile, 56.736,04-TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın 29/05/2019 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesi ile talep edilen tutar üzerinden kabulü ile, 819,57-TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.” gerekçesi ile; 1-Asıl davada; davanın 29/05/2019 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesi ile talep edilen tutar üzerinden kabulü ile, 56.736,04-TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Birleşen davada; davanın 29/05/2019 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesi ile talep edilen tutar üzerinden kabulü ile, 819,57-TL destekten yoksun kalma tazminatının 23/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı ve birleşen dosya davalısı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı ve birleşen dosya davalısı … A.Ş vekilinin istinaf başvuru sebepleri; 23.12.2016 tarihinde davacı … adına 131.824,50-TL, davacı … adına 10.971,78-TL tazminat ödemesi yapılmış olup bu ödemeler nedeniyle müvekkili şirket ve sigortalı araç sürücüsünün davacı tarafından maddi tazminat bakımından ibra edildiği, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu kalmadığından davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, hükme esas alınan 06.11.2018 tarihli hesap bilirkişi raporunda hesaplamanın 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartları’nda belirtilen aktüeryal yöntemle “ iskonto oranı (teknik faiz) %1,8” esas alınarak yapılması gerekirken, %10 artırım-%10 iskonto yöntemine göre yapılmış olmasının hatalı olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bakiye ömre ilişkin tespitler bölümünde Genel Şartlara atıf yapıldığı ve bu doğrultuda TRH 2010 yaşam tablosunun esas alındığı belirtilmiş olmasına rağmen aynı Genel Şartlar’da yer alan %1,8 iskonto oranının hesaplamada kullanılmamış olmasının, raporun kendi içerisinde çelişki yarattığı, bilirkişi raporunda müteveffanın oğlu davacı …’ın 22 yaşına kadar destekten yoksun kalacağı belirtilerek hesaplama yapıldığı, ancak yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre destekten yoksun kalan çocuğun yükseköğrenim yaptığı tespit edilemediği takdirde erkek çocukları için 18 yaşında desteğin sona ereceği açık olduğu, …’ın yükseköğrenim gördüğüne ilişkin herhangi bir resmi evrak bulunmadığı gibi hakkında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırması tutanağında görüleceği üzere davacının ‘ortaokul mezunu’ olduğu beyanıyla sabit olup 22 yaşına kadar destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmış olmasının hatalı olduğu, müvekkili sigorta şirketi ödemeyi gerçekleştirdiğinden, diğer şartların varlığı halinde ancak dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken 23/12/2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Asıl ve birleşen dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma maddi tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; 27/10/2016 kaza tarihinde davalı … Sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi bulunan … plakalı aracın; …’in sevk ve idaresindeyken yaya geçidinde yürümekte olan …’a çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacıların desteğinin vefat ettiği, davacıların başvurusu üzerine sigorta şirketi tarafından hak sahiplerine ödeme yapıldığı, davacı ve birleşen dosya davacısı tarafından; yapılan ödemenin yeterli olmadığı, kazada davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu iddiasıyla destekten yoksun kalma tazminatı istemiyle sigorta şirketi aleyhine eldeki davayı açtıkları anlaşılmıştır. Birleşen dosyada davacı … açmış olduğu davada, harca esas dava değeri olarak gösterdiği 1000,00 TL tazminatın tahsili isteminde bulunmuş, 16/05/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 819,57 TL olarak düşürmüş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davacının 819,57 TL olan talebinin kabulüne karar verilmiştir. Dolayısıyla davalı vekilinin istinaf başvurusuna konu birleşen davanın miktarı 819,57 TL’dir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2.madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalarda verilen karar kesin olup, hüküm tarihi olan 2019 yılı itibariyle kesinlik sınırı 4.400,00-TL’ye çıkartılmıştır. HMK’nın 346/1.maddesi hükmü uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının miktarı itibariyle kesin olduğu durumlarda usulden red kararının yerel mahkemesince verilmesi gerekli ise de, temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davalı vekilinin birleşen dosya yönünden istinaf isteminin; HMK’nın 346/1 ve 352. maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin birleşen dosya yönünden kararın, davalının istinaf istemine konu 819,57 TL yönünden kesin olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Asıl dava yönünden davalı vekilinin istinaf nedenlerinin ilk derece mahkemesinin kararı ile birlikte incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle hükme esas alındığı anlaşılan 06/11/2018 günlü hesap raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin, dosyaya ve oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi ve Yargıtay uygulamalarına uygun olması ve bu rapora dayanılarak ıslah isteğinde bulunulması karşısında söz konusu raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulmuş olması nedeniyle davalı sigorta şirketinin kısmi ödeme tarihi olan 23/12/2016 tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin asıl dava yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca,1/İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/05/2019 tarih ve 2017/22 Esas 2019/540 Karar sayılı kararına yönelik davalı vekilinin asıl dosya yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, birleşen dosya yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 346/1 ve 352. madde hükümleri gereğince USULDEN REDDİNE,2/Asıl dava yönünden istinaf eden davalıdan alınması gereken 3.875,64-TL harçtan peşin yatırılan 983,00-TL harcın düşümü ile 2.892,64-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3/Birleşen dava yönünden istinaf talebinin esası incelenmediğinden, davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalıya İADESİNE,4/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.29/09/2022