Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/4247 E. 2021/1847 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/4247
KARAR NO: 2021/1847
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2016/521 2019/511
DAVA TÜRÜ : Haksız Fiilden Kaynaklanan
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/08/2012 kaza tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve ZMMS sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın davacıların desteğine çarpması sonucu meydana gelen kazada davacıların desteğinin vefat ettiğini ve davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000-TL maddi tazminat ile her bir davacı yönünden 20.000-TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 1-Davanın maddi tazminat istemi yönündenKABULÜNE, manevi tazminat istemi yönünden KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2- Destekten yoksun kalma tazminatı olan, 12.173,95 TL’ nin davalılar … ve … Ltd. Şti yönünden haksız fiil tarihi olan 05/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … yönünden dava tarihi olan 07/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve sigorta şirketinin sorumlu oluduğu miktar kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleriyle sınırlı kalmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ e verilmesine, 3-Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak davacı … için 5.000,00 TL davacı … için 2.500,00 TL, davacı … için 2.500,00 TL, davacı … için 2.500,00 TL, davacı … için 2.500,00 TL, davacı … için 2.500,00 TL’ nin manevi tazminat namı ile kaza tarihi olan 05/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan kusur bilirkişisi raporunun hatalı olduğunu, mahkemece hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 05/08/2012 kaza tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve ZMMS sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın davacıların desteğine çarpması sonucu meydana gelen kazada davacıların desteğinin vefat ettiğini ve davacıların destekten yoksun kaldıkları anlaşılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıların desteğinin olayda ölmüş bulunması, desteğin yaşı, davacıların ölenle yakınlık durumu ve, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Yukarıda açıklanan nedenler ile davacılar vekilinin istinaf taleplerinin HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2-)Alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin yatırılan 44,40-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 14,90-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-)Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.25/11/2021