Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/4244 E. 2022/1082 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/4244
KARAR NO: 2022/1082
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2017
NUMARASI: 2016/822 Esas 2017/952 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 01/07/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait davalı tarafından kasko poliçesi ile sigortalanan … plaka sayılı 2010 model aracında 02/11/2010 tarihinde meydana gelen yangın sebebiyle oluşan zararının giderilmesi talebiyle davalı aleyhine açılan alacak davasında İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/417/ E ve 2014/322 karar sayılı kararı ile davalının sorumlu olduğu zarar miktarının 22.500,00 TL olduğunun tespit edildiğini, ancak taleple bağlı kalınarak 8.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verildiğini, müvekkilinin zararının söz konusu kararda karşılanmadığını belirterek, 14.500,00 TL tazminatın ilk dava tarihi olan 24/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/417 esas sayılı dosyası ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL’nin müvekkili şirketten tazminini talep ettiğini, mahkemenin 2014/322 karar sayılı kararı ile davacının talep edebileceği zararın 22.500,00 TL olarak belirlediğini, fakat davacının dava değerini ıslah ile arttırmadığından talep ile bağlı kalınarak 8.000,00 TL’nin tazmini yönünde hüküm kurulduğunu, TTK’ nu ve Kasko Sigortası Genel Şartlarına göre sigorta sözleşmesinden doğan bütün taleplerin iki yılda zamanaşımına uğradığını, dava konusu olay tarihinin 03/11/2010, dava tarihinin 13/07/2016 olduğunu bu nedenle dava konusunu oluşturan 14.500,00 TL’nin zamanaşımına uğradığını, ayrıca kesin hüküm olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda;”Davacı tarafından açılan ilk davada fazlaya dair hakların saklı tutularak dava açıldığı ve İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2013/417 E.2014/322 K. Sayılı karardaki dosyada davacı zararının tespit edildiği ancak davacı tarafından dava ıslah edilerek zarar bedelinin talep edilmediği, söz konusu zararın 02.10.2010 tarihinde meydana geldiği ve davanın 02.07.2016 tarihinde açıldığı, Karayolları Trafik Kanunu 109/1 maddesi gereğince yalnızca hasar meydana gelen durumlarda zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğu davalı tarafından süresinde zamanaşımı def înde bulunulduğu anlaşılmakla davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; davanın ek dava olarak açıldığı ve ilk davada fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı tutulduğu, ilk dava açıldığında müvekkilinin meydana gelen zararı tam olarak bilinmesi mümkün olmadığından davanın kısmi dava olarak açıldığı, bilirkişi incelemesi neticesinde zarar miktarının 22.500,00 TL olduğunun tespit edildiği, dosyanın incelemesinde davanın nitelik itibariyle belirsiz alacak davası olduğu, belirsiz alacak davaların zamanaşımı süresinin işlemeyeceği kanun gereği olduğu, dolayısıyla mahkemenin zamanaşımı nedeniyle davanın reddi yoluna gitmesinin usule, yasaya ve hukuka aykırı olduğu, ayrıca ilk davada bilirkişi raporuna itiraz ettikleri için davayı ıslah etmediklerini, sözleşemeye dayalı alacak davaları 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, 10 yıllık zamanaşımı süresinin de geçemediği, bu nedenle mahkemece 2 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasının hukuka ve kanuna aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede;Dava, kasko sigortasından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafça uygulanması gereken sürenin 10 yıl olduğu belirtilerek, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere, delillerin tartışılması ile karar gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, TTK.nun 1420.maddesi kapsamında 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi konusunda isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf itirazının HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1/İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/10/2017 tarih ve 2016/822 Esas – 2017/952 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2/İstinaf eden davacı tarafından yatırılan 247,70-TL nispi istinaf ilam harcından alınması gerekli 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 167,00-TL harcın istemi halinde kendisine iadesine, 3/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, HMK’nın 353/1-b/1.maddesi hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.15/09/2022