Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/4167 E. 2021/1317 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/4167
KARAR NO: 2021/1317
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2019
NUMARASI: 2014/1231 E. – 2019/84 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 23/03/2006 kaza tarihinde davalıların sürücüsü ve maliki ve ZMMS sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı aracın yaptığı tek taraflı kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteğinin yaşamını yitirdiği ve davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek, şimdilik davacı anne … için 1.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, davacı baba için 1.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı,davacı kardeş … için 1.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan tahsilini, 1.000,00 TL cenaze ve defin gideri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, her bir davacı için 30.000,00 TL ‘den toplam 90.000,00 TL. Manevi tazminatın davalı … dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 1-a) Davacı kardeş … ın açmış olduğu destekten yoksun kalma tazminat davasının reddine, B)Davacıların açmış olduğu maddi tazminat davasının kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; 26.076,86 TL tedavi gideri, 14.561,41 TL geçici iş göremezlik dönemindeki kazanç kaybı, 19.376,43 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 60.014,7 TL tazminatın davalı … şirketinden dava tarihinden, davalılar …, … ten ise kaza tarihi olan 23/03/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, ( Yargılama sırasında vefat eden davacı … ın payının Sungurlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/08/2013 tarih ve 2013/541 esas, 2013/526 karar sayılı veraset ilamındaki mirasçıları … ve … a veraset ilamındaki payları oranında verilmesine ) C)Davacı anne … ve davacı baba … ın açmış oldukları destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulüne, dava ıslah dilekçesine göre; davacı anne … için 16.925,34 TL, davacı baba … için 6.983,14 TL destek tazminatının davalı … şirketinden dava tarihinden, davalılar …, … ten ise kaza tarihi olan 23/03/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, ( Yargılama sırasında vefat eden davacı … ın payının Sungurlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/08/2013 tarih ve 2013/541 esas, 2013/526 karar sayılı veraset ilamındaki mirasçıları … ve … a veraset ilamındaki payları oranında verilmesine ) D)Davacıların cenaze ve defin gideri tazminat davasının reddine, 2-Davacıların davalılardan … ve … e yönelik açmış oldukları manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı anne … için 10.000 TL, davacı baba … için 10.000 TL, davacı kardeş … için 5.000 TL manevi tazminatın davalılar …, … ten kaza tarihi olan 23/03/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, ( Yargılama sırasında vefat eden davacı … ın payının Sungurlu Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/08/2013 tarih ve 2013/541 esas, 2013/526 karar sayılı veraset ilamındaki mirasçıları … ve … a veraset ilamındaki payları oranında verilmesine ), fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu kazaya karışan aracı kaza tarihinden önce galerici aracılığı ile sattığını, işleten sıfatının bulunmadığını, kazanın oluşumunda kusurunun olmadığını, zaman aşımı ve derdestlik itirazlarının dikkate alınmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, talep edilmeyen bakıcı gideri zararına hükmedildiğini, manevi tazminatın fahiş olduğunu, vekalet ücretlerinin fazla hesaplandığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 23/03/2006 kaza tarihinde davalıların sürücüsü ve maliki ve ZMMS sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı aracın yaptığı tek taraflı kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteğinin yaşamını yitirdiği ve davacıların destekten yoksun kaldıkları anlaşılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıların desteğinin olayda ölmüş bulunması, desteğin yaşı, davacıların ölenle yakınlık durumu ve, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” denilmek suretiyle işletenin tanımı yapılmıştır. 2918 sayılı Kanunun 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Yargıtayın ve doktrinin kabul ettiği maddi ölçüte göre ise; trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup, önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. Yine aynı Kanunun 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir. İstinaf eden davalı vekili tarafından ibraz edilen harici satış sözleşmesinin adi yazılı belge niteliğinde olduğu, davalının bu belgede satıcı olarak yer almadığı, bu haliyle zarar gören üçüncü kişilerin haklarını ortadan kaldıracak güç ve nitelikte bulunmadıkları gözönünde tutulduğunda davalının işleten olarak doğan zarardan sorumlu tutulmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Dava konusu kazada 1 kişinin ölmüş bulunmasına göre kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85. ve 66/1-d maddelerinde öngörülen 15 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında,ıslah tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, davalının işleten sıfatı ile meydana gelen zarardan zarar gören davacılara karşı müteselsilen sorumlu bulunmasına, kaza tarihi itibariyle derdest bir davanın bulunmamasına, davacıların dava dilekçesinde maddi tazminat talep etmelerine, beyan dilekçesi ile de bakıcı giderinin maddi tazminat talebi içerisinde kaldığını açıkça belirtmelerine, desteğin bakıcıya ihtiyaç duyduğunun ek bilirkişi raporu ile belirlenmesine, davalılar lehine davacılar lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatı aşmamak üzere vekalet ücreti hükmedilmesinde yasaya aykırılık bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1) 2- Alınması gereken 7.133,14-TL harçtan peşin yatırılan 1.860,14-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 5.273-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.16/09/2021