Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/4039 E. 2022/1200 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/4039
KARAR NO: 2022/1200
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI: 2016/332 Esas – 2019/581 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi-Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; davalı …’nın maliki olduğu davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 20/08/2014 tarihinde sürücü … idaresinde iken müvekkili …’ya çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kaza nedeniyle müvekkilinin sağ bacağında büyük kemik kırığı meydana geldiğini, ameliyat sonucu bacağına platin takıldığını, meydana gelen hasarın kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığını, kırıkların hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek nitelikte olduğunu, maddi zararın tazmini için davalı … şirketine başvurulduğunu ancak ödeme yapılmadığını, müvekkilinin 11 yaşında bir öğrenci olduğunu, kaza nedeniyle efor kaybına uğradığını, sakatlık sebebiyle durumunun ailesine parasal bir yük getirdiğini belirterek, müvekkilinde meydana gelen sakatlık nedeniyle ve kazanma gücü (Efor) kaybından kaynaklanan maddi zararlara karşılık olmak fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 15.000,00 TL maddi zararın sigorta şirketi için 20/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile diğer davalılar için ise olay tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan, 25.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’dan olay tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle tahsiline, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda (Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, nüfus kaydı, SGK kayıtları, araç tescil bilgileri, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, kusur tespiti raporu, hastane belgeleri, maluliyet raporu, ceza/soruşturma dosyası, sosyal ve ekonomik durum araştırması, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; 20/08/2014 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacı …’nın sevk ve idaresindeki bisikletin karıştığı yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kazada davacının yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın %20 oranında, davacı sürücü …’nın %80 oranında kusurlu oldukları, her ne kadar kusur raporuna itiraz edilmiş ise de, alınan kusur raporunun ceza dosyasında alınan her iki bilirkişi raporu ile uyumlu olması nedeniyle kusur raporuna yapılan itirazların yerinde olmadığı, trafik kazası-haksız fiilin gerçekleştiği tarih itibariyle geçerli mevzuat hükümlerine göre kaza nedeniyle davacı … ‘nın sürekli maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği, davacının sürekli maluliyetinin olmaması, geçici iş göremezliğine ilişkin açıkça bir davası da bulunmaması nedeniyle maddi tazminat davasının yerinde olmadığı, kaza nedeniyle davacıda sağ femur şaft fraktürü saptandığı, 22/08/2014 tarihinde genel anestezi altında latareldan insizyon ile girilerek kırığın açık redükte edildiği, … ile … uygulandığı ve davacının 25/08/2014 tarihinde taburcu edildiği, yaralanma nedeniyle duyulan acı, elem ve ızdırap ile iyileşme süresi nazara alınarak tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, kaza anı ve olayın oluş şekli, zararın ağırlık derecesi, kusur durumu nazara alınarak hakkaniyet ilkesi gereğince davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalı sürücü’nün davacı tarafın manevi zararından haksız fiil hükümlerine göre, davalı işleten/malik’in ise davacı tarafın manevi zararından, sürücü kusuru ve araçtaki bir bozukluğun birlikte kazaya neden olmuş olmaları ve kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini iddia ve ispat edilmediğinden KTK 85/1-4 ve 86. maddelerine göre işleten olarak kusursuz sorumluluk esaslarına göre müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği, davalı sürücü ve işleten/araç maliki yönünden temerrütün haksız fiil tarihi itibari ile gerçekleştiği sonuç ve vicdani kanaatine (Ay. m.138) varılarak davanın maddi tazminat istemi yönünden reddine, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; 1-Davanın Maddi tazminat istemi yönünden reddine, manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabulüne, kısmen reddine,2-Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, ihlal edilen şahsi hakkın niteliği, olayın oluş şekli, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 4.000,00 TL’nin manevi tazminat namı ile kaza tarihi olan 20/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Müvekkilinde meydana gelen sakatlık nedeniyle ve kazanma gücü (Efor) kaybından kaynaklanan maddi zararlarına karşılık olmak üzere fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00-TL maddi ve kazaya sebep olan …’dan tahsil edilmek üzere 25.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber tahsili için dava açtıkları, dosyanın geçici iş göremezlik tazminatı ve diğer tazminatların hesabı için hesap bilirkişisine gönderilmesini talep etmelerine rağmen bu talepleri doğrultusunda rapor alınmayarak mahkemece tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, ayrıca hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğu, kararın hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir.İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede;Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; 20/08/2014 tarihinde davalı …’nın maliki, davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın sürücü …’ın sevk ve yönetiminde iken, …’nın sevk ve idaresindeki bisikletle çarpışması sonucu bisiklet sürücüsü …’ın yaralanmasına sebebiyet verdiği, davacının meydana gelen sakatlık nedeniyle ve kazanma gücü (Efor) kaybından kaynaklanan maddi zararlarına karşılık olmak üzere 15.000,00-TL maddi ve 25.000,00-TL manevi tazminatın tahsili için kusurlu oldukları iddiasıyla sürücü, araç maliki ve sigorta şirketi aleyhine eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacının sürekli maluliyetinin olmaması, geçici iş göremezliğine ilişkin açıkça bir davasının da bulunmaması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde; haksız bir fiil nedeniyle meydana gelen bedensel zararlar, 1-Tedavi giderleri,2- Kazanç kaybı,3-Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve 4-Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak açıklanmıştır.Dava dilekçesinde davacı … bakımından, meydana gelen sakatlık nedeniyle ve kazanma gücü (Efor) kaybından kaynaklanan maddi zararlara karşılık olmak üzere fazlaya ilişen haklar saklı tutularak 15.000,00-TL maddi tazminat talebinde bulunmuş olup, dilekçe içeriğinden iş göremezlik tazminatının geçici iş göremezlik (efor) tazminatını da kapsadığı anlaşılmaktadır.Kaza tarihinde18 yaşından küçük olan davacı için ATK raporuna göre %100 iş göremez olduğu dönemde kazanç getirecek bir işte çalışmaması nedeniyle kazanç kaybına hükmedilemeyecek olsa dahi, yalnızca meslek sahipleri ve çalışıp kazanç elde etmekte olanların değil, uğranılan kaza nedeniyle iyileşme süresince oluşan maluliyet nedeniyle günlük işlerini yapamayan veya yapmakta zorlanan (daha fazla güç sarfeden) diğer kişilerin de maddi tazminat (efor tazminatı) talep edip edemeyecekleri de tartışılarak (Bkn; 17 Hukuk Dairesinin 16/02/2021 gün 2020/511E,- 2021/1377K sayılı içtihadı), ondan sonra maddi tazminata ilişkin talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, maddi tazminata ilişkin talep sadece çalışma gücünün kaybedilmesinden (sürekli maluliyet tazminatı) kaynaklanıyormuş gibi bir değerlendirme sonucunda yazılı biçim ve şekilde maddi tazminata ilişkin talebin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.Bu nedenle, davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun açıklanan nedenle kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında kaldırılmasına, kaldırma kararının gerekçesi gözetildiğinde davacılar vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca,1/Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.nun 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan harcın istek halinde iadesine,4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,HMK’nun 353/1-a/6 madde hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.29/09/2022