Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/4031
KARAR NO : 2021/111
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2019
NUMARASI : 2014/429 E. – 2019/753 K.
DAVA: Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların, ZMM sigortacısı, sürücüsü ve maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın neden olduğu 20/06/2008 günlü trafik kazasında vekil edeni küçük …’ün ağır bir biçimde yaralanarak beyin fonksiyonlarını önemli bir ölçüde yitirdiğini ve bakıma muhtaç hale geldiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla davacı … için tedavi ve hastane masraflarına karşılık 5.000,00-TL, bakıcı gideri zararına karşılık 5.000,00-TL, iş gücü zararına karşılı olarak 5.000,00-TL ve davacı baba … için de işinden ve gücünden kalmış olması ve ayrıca yapmış olduğu hastane ve masraflar nedeniyle 2.000,00-TL olmak üzere toplam 17.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan, ayrıca davacı küçük … için 90.000,00-TL, davacı anne ve babanın her biri için ayrı ayrı 30.000,00-TL olmak üzere toplam 150.000,00-TL manevi tazminatın sigorta dışındaki davalılardan kaza tarihiden işletilecek reeskont faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 10/12/2016 ıslah dilekçesi ile de davacı … için olan beden gücü kaybına ilişkin olan istek miktarını 318.869,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamış, 26/12/2018 günlü duruşma oturumunda da … bakımından talep edilen tedavi-hastane harcamaları için 5.000,00-TL, bakıcı gideri harcaması için 5.000,00-TL ve davacı baba … bakımından talep edilen hastane-yol masrafı için olan 2.000,00-TL’ye ilişkin taleplerinin atiye bıraktıklarını bildirmiştir.Davalı vekilleri ayrı ayrı verdikleri cevaplarında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dava konusu kazanın meydana gelmesinde, davalı araç sürücüsünün %40 oranında, davacı küçüğün ise %60 oranında kusurlu olduğu, kaza sonucunda davacı …’ın %59 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğini, iyileşme süresinin de 4 aya kadar uzayabileceği, davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçenin teminat miktarı olan 100.000,00-TL ile sınırlı bulunduğu benimsenmek suretiyle 20/03/2019 günlü ek aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda; “1-Davacı tarafın tedavi masrafı yönünden 5.000,00 TL, bakıcı masrafı yönünden 5.000,00 TL ve hastane, yol masrafı ve diğer masraflar yönünden 2.000,00 TL olmak üzere toplam 12.000,00 TL’lik maddi tazminat istemini atiye terk etmesi nedeniyle bu tazminat istemleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davanın sürekli iş görmezlik tazminatı istemi yönünden kısmen kabulü ile; 233.561,91 TL sürekli iş görmezlik tazminatının davalı … yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ve 27/03/2019 tarihinden, davalılar … ve … yönünden 20/06/2018 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … verilmesine, 3-a)Davanın manevi tazminat istemi yönünden KISMEN KABULÜ ile; Davacı … için takdir edilen 35.000,00 TL, davacı … için takdir edilen 12.500,00 TL davacı … için takdir edilen 12.500,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın 20/06/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, b)Davanın manevi tazminatı istemi yönünden KISMEN REDDİ ile davacı … fazlaya ilişkin 55.000,00 TL, davacılar … ve … her biri için 17.500,00’er TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL’lik istemlerinin reddine, ” karar verilmiş; davacı tarafın talebi ile verilen 19/07/2019 günlü TASHİH ŞERHİ ile de hükmün 2 ve 3(a) bentlerindeki faizin başlangıcına ilişkin olan 2018 ve 2019 yılı şeklindeki tarihler gün ve ayı aynı kalacak şekilde 2008 ve 2009 yılı tarihleri ile değiştirilmiştir.Karara karşı davalı … vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı … vekilinin istinaf nedenleri; kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe limitinin 100.000,00-TL olduğu, dolayısıyla sorumluluğun sadece bu miktarla sınırlı bulunduğu halde, kararda açıkça sorumluluk miktarının yazılı olmamasının hatalı bulunduğu, ayrıca sorumluluğun 100.000,00-TL ile sınırlı olması karşısında hüküm altına alınan harç, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin de bu duruma göre belirlenmesi gerekirken, bu yönün gözetilmemiş olmasının isabetsiz olduğu ve kabule göre de yasal faiz yerine reeskont faize hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı hususlarına yöneliktir.Davalılar … ve … vekilinin istinaf nedenleri ise; sürücü ve araç maliki tacir olmadığı halde, reeskont faizine hükmedilmiş olmasının ve tanıkları dinlenmeden karar verilmiş olmasının doğru olmadığı, ıslah dilekçesindeki talep gözetildiğinde reddedilen maddi tazminat bakımından vekil edenleri yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasının ve yargılama giderlerinin de paylaştırılmamasının isabetsiz bulunduğu, ayrıca maddi tazminat gelecekte elde edilmesi muhtemel kazanç taleplerinden oluşması nedeniyle faiz başlangıcının geriye götürülmüş olmasının da yanlış olduğu, kazanın oluşumunda ağır kusurlu olanın davacı olmasına rağmen, belirlenen manevi tazminat miktarlarının çok fazla bulunduğu, kısa kararla gerekçeli karar arasında mahkemece yapılan tavzihle çelişkili durum oluştuğu, ayrıca hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda beyinsel engele ilişkin olarak %59 oranında iş gücü kaybına uğranıldığı belirtilmiş ise de, raporda bu durumun kazadan kaynaklı olduğuna dair yeterli bir değerlendirme bulunmadığı halde, bu konudaki itirazlar üzerinde durulmadan karar verilmiş olmasının da yanılgılı olduğu hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen yaralanmaya bağlı olarak açılmış, maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.Dosya kapsamından görülmekte olan davanın davacılardan … adına velayeten annesi … ile babası … tarafından Av. …’a verilen 30/10/2008 günlü vekaletnameye dayanılarak 27/03/2009 tarihinde açıldığı, davacı … 08/04/1993 doğumlu olduğu ve yargılama sırasında 08/04/2011 tarihinde reşit hale gelerek dava ehliyeti kazandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda adı geçen davacının reşit hale geldikten sonra kendisi ya da vekili aracılığıyla yargılamayı sürdürmesi gerekir. Ne var ki, davacı …’ün kendisi adına verdiği bir vekaletname dosya arasında bulunmamaktadır.Hakkındaki dava velisi tarafından açılan ve takip edilen çocuk, dava sırasında ergin olursa velisinin yasal temsilci sıfatı sona erer. Bundan sonra davanın, ergin çocuk tarafından veya vekalet verdiği bir avukat tarafından takip edilmesi gerekir. Aksi halde velinin yaptığı veya veliye karşı yapılan tüm işlemler geçersiz olur. Ehliyet konusu dava şartlarından olup, hakim tarafından kendiliğinden gözetilmelidir. Davacı …, yargılama sırasında ergin olduğuna göre anne ve babanın ergin olan çocuklarını görülmekte olan davada temsil etme olanağı kalmamıştır. Bu durumda mahkemece yargılama sırasında reşit hale gelen davacı … davetiye çıkararak duruşmalara katılmasının sağlanılması veya kendisi adına verdiği vekaletname kapsamında vekili aracılığıyla yargılamayı sürdürmesi gerektiği düşünülmelidir.Ne var ki dosya arasında mevcut ATK 3.Adli Tıp İhtisas Kuruluna ait 14/01/2015 günlü raporda, davacı … kurulca yapılan 28/08/2013 günlü muayene bulgularına göre, kişide organik beyin sendromu geliştiği, algılarında ve dil becerilerinde zayıflık ve sorun tespit edildiği belirtilmektedir.Hal böyle olunca, mahkemece belirlenen bu durum da gözetilerek davacı …’ün TMK’nun 405.madde hükmü uyarınca kısıtlanıp kısıtlanmadığı, kısıtlanmış ise kendisine vasi tayin edilip edilmediği veya TMK’nun 335/2 ve 419/3 maddeleri kapsamında velayet altında bırakılıp bırakılmadığının araştırılması, adı geçen davacı hakkında verilmiş bir kısıtlama kararı bulunmuyor ise mevcut durumunun değerlendirilmesi amacıyla yetkili vesayet makamına ihbarının sağlanması, vesayet makamınca verilecek kararın beklenilmesi ve verilecek karar gereğince oluşacak duruma göre taraf teşkili konusunda gerekli işlemlerin yapılması, ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan ve resen gözetilmesi gereken dava şartı üzerinde hiç durulmadan işin esasına geçilerek davanın sonuçlandırılmış olması isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle davalı … vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın ve bu karara bağlı olarak verilen 19/07/2019 günlü tashih şerhinin HMK.m.353/1-a/4 hükmü kapsamında kaldırılmasına ve kaldırma gerekçesi gözetildiğinde davalıların diğer istinaf itirazları değerlendirilmeksizin dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davalılardan … vekili ile … ve … vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile;istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının ve bu karara bağlı olarak verilen 19/07/2019 günlü tashih şerhinin HMK.m.353/1-a/4 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,Kaldırma – gönderme gerekçesi değerlendirildiğinde istinaf yasa yoluna başvuran davalıların diğer tüm istinaf istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine YER OLMADIĞINA,2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE;3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılarca yatırılan istinaf karar ve ilam harçlarının talepleri halinde yatıran davalıya İADESİNE.4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılarca istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümle birlikte değerlendirilmesine,HMK. m.353/1-a/4 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 28/01/2021