Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3970 E. 2022/1536 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3970
KARAR NO: 2022/1536
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2019
NUMARASI: 2016/468 Esas – 2019/555Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; 04.12.2014 tarihinde … plaka sayılı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazasında müvekkillerinin yaralandığını, davacıların kazaya karışan araçta yolcu olarak bulunmaları nedeniyle kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurlarının bulunmadığını, ceza yargılamasında alınan ATK raporunda davalıya ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı araç sürücüsünün tali, yol yapım ve onarımından sorumlu kuruluşun ise asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığını ileri sürerek, müvekkili …’nın sürekli iş göremezliği nedeniyle uğradığı zararlar için 500,00 TL maddi, geçici iş göremezliği nedeniyle uğradığı zararlar için 500,00 TL, müvekkili …’nin sürekli iş göremezliği nedeniyle uğradığı zararlar için 500,00 TL, geçici iş göremezliği nedeniyle uğradığı zararlar için 500,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketinin temerrüte düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, Yargılama aşamasında sunduğu 16/11/2018 tarihli dilekçe ile; 01/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacı … için sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 8.345.77-TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 285,44-TL hesaplandığı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … için dava dilekçesinde sürekli ve geçici iş göremezlik zararları için talep ettikleri 1.000,00-TL’yi 8.631,21-TL’ye artırdıklarını,29/04/2019 tarihli dilekçesi ile de; davacı … için 16/11/2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile istedikleri 8.613,21-TL sürekli iş göremezlik zararını 10.050,16-TL’ye çıkarttıkları bildirmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, kaza tarihi itibariyle teminat limitinin 268.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, kazadaki kusur oranına ve davacıların maluliyet oranlarına ilişkin raporların ATK’dan alınması gerektiğini, faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; “Toplanan tüm delillere, iddia ve savunmaya, Adli Tıp Kurumun’dan alınan maluliyet raporuna ve bilirkişiden alınan kusur ve aktüer hesap raporuna göre; 04.12.2014 günü meydana gelen tek taraflı kaza tespit tutanağında davalı … tarafından ZMMS poliçeli … plaka sayılı araç sürücüsünün % 35, yol yapımından sorumlu kurum ve elemanlarının % 65 oranında kusurlu, davacıların olayda kusursuz olduğu, davacı …’nin vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, 1 hafta süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, davacı …’nın vücut genel çalışma gücünden oranı %9 oranında kaybettiği, 1 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı kanaatine varıldığı, geçici ve sürekli iş göremezlik zararının hesaplanmasına ilişkin alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu gerekçesi ile, “Asıl ve ıslahla açılan davanın kısmen kabulü ile; 1-Davacı … yönünden geçici iş göremezlik maddi tazminat talebi için 285.44 TL, kalıcı işgöremezlik maddi tazminat talebi için 8.345,77 TL olmak üzere toplam 8.631,21 TL temerrüt tarihi olan 28/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davacı … yönünden geçici iş göremezlik maddi tazminat talebi için 65,26 TL nin temerrüt tarihi olan 28/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiş, karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf talep dilekçesinde; 16/11/2018 tarihli dilekçeleri ile bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini bildirmekle beraber müvekkillerinin daha fazla mağdur olmaması için davacı … bakımından sürekli iş göremezlik zararı için dava değerini 8.631,21-TL’ye çıkarttıklarını, rapora itirazları üzerine alınan ek rapor ile davacı …’nın sürekli iş göremezlik zararının 10.050,16-TL olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine 26/04/2019 tarihli dilekçeleri ile de ikinci kez bedel artırım talebinde bulunarak davacı … için sürekli iş göremezlik zararına ilişkin taleplerini 10.050,16-TL’ye çıkartmalarına rağmen mahkemece ilk bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiğini, adli tıp raporu için ödedikleri 1.200,00-TL’nin yargılama giderleri olmasına rağmen hüküm kurulurken rapor ücretinin dikkate alınmadığını, iki ayrı davacı olmasına rağmen lehlerine tek vekalet ücretine hükmedildiği gerekçesi ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.6100 sayılı HMK m. 355 gereğince istinaf edenin sıfatı, ileri sürülen istinaf neden ve gerekçeleri ile kamu düzeni ile ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, trafik kazası nedeniyle doğan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatlarının tahsili istemine ilişkindir. Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, usul ekonomisi yönünden her iki davacı tarafından davanın birlikte açıldığı anlaşılmakla istinaf incelemesinin her davacı yönünden ayrı ayrı yapılması gerekmektedir. 1-Davacı … hakkında verilen ilama karşı yapılan istinaf talebi yönünden yapılan incelemede; Davacı vekilince dava dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmaksızın 500,00-TL geçici iş göremezlik ve 500,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi isteminde bulunulmuş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacı …’ın talebinin kısmen kabulü ile geçici iş göremezlik maddi tazminat talebi için 65,26 TL nin temerrüt tarihi olan 28/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Dolayısıyla da davacı lehine hükmedilen tazminat miktarı 65,00-TL, reddedilen alacak miktarı ise 935,00-TL’dir. Davacı vekilince reddedilen alacağa ilişkin olarak istinaf talebinde bulunulmadığı, istinaf isteminin davacı lehine takdiri gereken vekalet ücretine ilişkin olduğu anlaşılmakla, istinaf istemi bakımından dikkate alınacak alacak miktarı davacı lehine kabul edilen 65,00-TL’dir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalarda verilen karar kesin olup, hüküm tarihi olan 2019 yılı itibariyle kesinlik sınırı 4.400,00-TL’dir. Bu durumda eldeki davada istinaf eden davacı lehine hükmedilen ve istinaf konu alacak miktarı 65,00-TL, ilk derece mahkemesinin kararının kesinlik sınırı olan 4.400,00 TL’nin altında kalmaktadır.HMK’nın 346/1.maddesi hükmü uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının miktarı itibariyle kesin olduğu durumlarda usulden red kararının yerel mahkemesince verilmesi gerekli ise de, temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davacı vekilinin davacı … yönünden ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğine ilişkin istinaf dilekçesinin ve isteminin HMK’nın 346/1 ve 352. maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin kararın, kesin olması nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.1-Davacı … hakkında verilen ilama karşı yapılan istinaf talebi yönünden yapılan incelemede;Davacı vekilince dava dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmaksızın 500,00-TL geçici iş göremezlik ve 500,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi isteminde bulunulmuş, yargılama sırasında sunduğu 16/11/2018 tarihli dilekçe ile; davacı … için sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 8.345.77-TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 285,44-TL hesaplandığı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … için dava dilekçesinde sürekli ve geçici iş göremezlik zararları için talep ettikleri 1.000,00-TL’yi 8.631,21-TL’ye artırdıklarını, 29/04/2019 tarihli dilekçesi ile de; davacı … için 16/11/2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile istedikleri 8.613,21-TL sürekli iş göremezlik zararını 10.050,16-TL’ye çıkarttıkları bildirmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacının talebinin 16/11/2018 tarihli dilekçe doğrultusunda kabulü ile davacı … yönünden geçici iş göremezlik maddi tazminat talebi için 285.44 TL, kalıcı işgöremezlik maddi tazminat talebi için 8.345,77 TL olmak üzere toplam 8.631,21 TL temerrüt tarihi olan 28/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dolayısıyla da davacı vekilince istinafa konu edilen tazminat miktarı 29/04/2019 tarihli dilekçe istenilen ancak mahkemece dikkate alınmayan (10.050,16-TL-8.631,21-TL) 1.418,95-TL ve yargılama giderlerinden sayılması gerektiği ileri sürülen ATK rapor ücreti 1.200,00-TL’dir. 29906 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6773 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalarda verilen karar kesin olup, hüküm tarihi olan 2019 yılı itibariyle kesinlik sınırı 4.400,00-TL’dir. Bu durumda eldeki davada istinaf eden davacı aleyhine hüküm altına alınmayan alacak miktarı 1.418,95-TL ve ATK rapor ücreti 1.200,00-TL, ilk derece mahkemesinin kararının kesinlik sınırı olan 4.400,00 TL’nin altında kalmaktadır. HMK’nın 346/1.maddesi hükmü uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının miktarı itibariyle kesin olduğu durumlarda usulden red kararının yerel mahkemesince verilmesi gerekli ise de, temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davacı vekilinin davacı … yönünden hükmedilmeyen alacağa yönelik istinaf dilekçesinin ve isteminin HMK’nın 346/1 ve 352. maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kesin olması nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacı … yönünden takdir edilen vekalet ücreti yönünden yapılan incelemede; davacı lehine 8.345,77 TL maddi tazminata hükmedildiğine, davacı lehine hükmedilen maddi tazminat miktarı üzerinden ilk derece mahkemesinin karar tarihi 2019 yılı itibariyle yürürlükte olan AAÜT’nin 13.maddesine göre takdir edilecek nisbi vekalet ücretinin maktu vekalet ücretinin altında kalmaması gerektiğine, karar tarihindeki maktu vekalet ücretinin 2.725,00-TL olduğuna, ilk derece mahkemesince de davacı yararına 2.725,00-TL vekalet ücretine hükmedildiğine, bu yönüyle davacı … yararına hükmedilen vekalet ücretinde isabetsizlik bulunmadığına, davacı … yönünden de yukarıda açıklandığı üzere davacı … hakkında verilen kararın kesin olması nedeniyle davacı … lehine vekalet ücreti takdiri gerekip gerekmediği hususunun incelenmesinin mümkün olmadığına göre, davacı …’ın kabul edilen tazminat miktarı bakımından lehine takdir edilen vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin HMK m.353/1-b/1 gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca; 1-(a)Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacılar vekilinin davacı … yönünden hüküm altına alınmayan tazminat miktarına yönelik, davacı … yönünden vekalet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 346/1 ve 352. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,(b) )Karar başlığında bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı … vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı 80,70-TL’den davacı … tarafından yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 36,30-TL harcın davacı …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2022