Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3931 E. 2022/1789 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3931
KARAR NO: 2022/1789
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2019
NUMARASI: 2017/1054 Esas – 2019/455 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların maliki, sürücüsü ve ZMM sürücüsü olduğu, … plaka sayılı aracın sebebiyet verdiği, 16/04/2017 günlü trafik kazasında …’ın hayatını kaybettiğini, davacı …’ın ise yaralandığını, kazanın ehliyetsiz araç sürücüsü davalı …’ın asli kusuru neticesinde meydana geldiğinin kaza tespit tutanağı ile belirlendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, kazada hayatını kaybeden …’ın desteğinden yoksun kalan eşi davacı … için 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının, olay tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan; ayrıca kazada yaralanan görme engelli davacı …’ın hastaneden taburcu olması ve eşinin de hayatını kaybetmesi karşısında kendisine evde bakacak kimsenin olmaması nedeniyle 1 ay süreyle özel bir bakım evinde kaldığını, bu nedenle de 3.000,00-TL masraf yapıldığını, bu giderin de davalılarca karşılanması gerektiğini belirterek; davacıların uğradıkları manevi zarara karşılık olmak üzere de davacı …’ın kendi yaralanması için 15.000,00-TL eşinin ölümü için 60.000,00-TL ve diğer davacıların her biri için de ayrı ayrı 50.000,00-TL olmak kaydıyla toplam 175.000,00-TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışında kalan diğer davalılardan kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte, müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında dosyaya sunduğu, 01/03/2018 günlü dilekçe ile de davalı sigorta şirketi ile aralarında yapılan sulh protokolü gereğince, maddi tazminata ilişkin tüm taleplerinin karşılandığını belirterek, maddi tazminata yönelik davadan feragat ettiklerini açıklamıştır. Davalı … San Tic Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya neden olduğu ileri sürülen … plaka sayılı araç, vekil edeni şirket adına kayıtlı ise de, söz konusu aracın 23/03/2017 tarihinde dava dışı … Sanayi – … isimli kişiye kiralanarak, aynı tarihte teslim edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin işleten sıfatı kalmadığını ileri sürerek, vekil edeni aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Diğer davalılar ise cevaplarında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, olayla ilgili olarak İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülerek sonuçlandırılan 2017/252 esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dava dosyası ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, her ne kadar davalı araç maliki şirket, aracın kiralanmış olması nedeniyle işleten sıfatının kalmadığını bildirmiş ve davaya ihbar olunan … vekili aracın kiralandığını beyan etmiş ise de; “…kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. Belirtilen ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, kira sözleşmesinin 1 aylık süre için düzenlenmesi nedeniyle uzun süreli kiralama sözleşmesi sayılamayacağı, sözleşmedeki uzama maddesinin, sonucaa etkisinin bulunmadığı, sözleşmenin 7.maddesinde sigorta ve sorumluluk hükmünün kiralama sözleşmesinni taraflara açısından bağlayıcı olduğu, sözleşme gereğince kiracının kiralama bedelini muntamazan ödemesi gerektiği, bu hususta davalı şirketçe 18/04/2017 tarihinde toplam 1.568,00TL’lik kiralama faturası düzenlediği, faturanın her zaman düzenlenmesi mümkün belgelerden olduğu, kiracı tarafından fatura borcu nedeniyle yapılan ödemenin 1.000,00TL olduğu, hangi fatura bedeli olduğu açıklanmadığı, fatura ve sözleşmenin her zaman düzenlenmesi mümkün belgelerden olduğu ve uzun süreli kiralama sözleşmesinin mali kayıtlarla doğrulanmadığı anlaşılmakla, davalının, karinenin aksini ispat edemediği ve her zaman düzenlenmesi mümkün olan belge ile işletenlik sıfatının kalktığının kabulünün mümkün olmadığı…” şeklindeki gerekçeyle, davalı araç sürücüsünün tam kusuru ile meydana gelen kaza nedeniyle, araç maliki davalının, araç sürücüsü davalı ile birlikte manevi tazminattan sorumlu tutulması gerektiği; buna karşılık, davacılar ile davalı sigorta şirketinin maddi tazminat bakımından yargılama sırasında sulh olması nedeniyle, konusuz kalan davadan feragat edildiği, bu durumda davanın açıldığındaki haklılık durumuna göre davacılar lehine yargılama gideri takdiri gerektiği, ancak davacılar vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğini belirttiği, bu durumda maddi tazminat için yapılan yargılama giderlerinin yapan taraf üzerinde bırakılarak, davacı taraf yararına da vekalet ücreti takdir edilemeyeceği benimsenmek suretiyle; -Davacının maddi tazminat davasının, vaki ödeme nedeniyle konusuz kaldığı anlaşıldığından, esası ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, -Davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, Davacı Halil’in yaralanması nedeniyle 3.000TL, eşinin ölmesi nedeniyle 30.000TL olmak üzere toplam 33.000TL manevi tazminatın, davacılar Zeynep için 15.000TL, … için 15.000TL manevi tazminatın ayrı ayrı kaza tarihi olan 16/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … San Ltd Şti’den tahsili ile ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili ve davalı … San Tic Ltd Şti. vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekilinin istinaf nedenleri; kazanın meydana geliş şekli ile vekil edeninin hiçbir geliri olmayan ev hanımı olduğu gözetildiğinde, hüküm altına alınan toplam 63.000,00-TL manevi tazminatın hak ve nesafet kurallarına uygun olmadığına ilişkindir. Davalı … San Tic Ltd Şti. vekilinin istinaf nedenleri ise; dosyadaki bilgi ve belgelere göre işleten sıfatı kalmadığı anlaşılan vekil edeni aleyhine açılan davanın reddi gerekirken, sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasının hatalı olduğu, kabule göre de kusur raporu alınmadan sonuca ulaşılmasının isabetsiz bulunduğu, ayrıca maddi tazminata ilişkin talepten feragat edildiği halde, vekil edeni yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasının doğru olmadığı gibi manevi tazminat bakımından hüküm altına alınan vekalet ücretlerinin de hatalı belirlendiği, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası neticesinde meydana gelen, ölüm ve yaralanmaya dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve takdirinde, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına; talep konusu trafik kazasıyla ilgili olarak İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülerek sonuçlanan ve yasa yolu denetiminden de geçerek kesinleştiği anlaşılan 2017/252 Esas – 2018/183 Karar sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosya kapsamında yerinde yapılan keşfe bağlı olarak temin edilen 30/04/2018 günlü bilirkişi raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin, dosyaya, oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi ve bu değerlendirmelerin, kaza tespit tutanağındaki belirlemelerle de örtüşmesi karşısında, ilk derece mahkemesince yeni bir rapor temini yoluna gidilmeksizin, kazanın oluşumundan davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu kabul ederek, karar verilmiş olmasında, usul ekonomisi de gözetildiğinde, herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğine; araç maliki olan davalı şirket ile davaya ihbarı sağlanan … arasında düzenlendiği ileri sürülen kira sözleşmesinin her zaman aktedilebilecek nitelikte oluşu yanında, bu kiralama sözleşmesi nedeniyle düzenlendiği ileri sürülen fatura bedeli 1.569,40-TL bulunmasına rağmen, kiralayan tarafından sadece 1.000,00-TL ödeme yapıldığı ve yapılan bu ödemenin de esasen ne için olduğunun bildirilmediği gözetildiğinde, üçüncü kişileri bağlayacak nitelikte bir kiralama sözleşmesi varlığından bahsedilemeyeceği, dolayısıyla da davalı araç malikinin işleten sıfatının devam etmekte olduğu yolundaki mahkeme kabulünde de bir yanılgı mevcut olmadığına, bu durumda 2918 sayılı KTK’nın 85/2 hükmü uyarınca araç sürücüsü kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu açık bulunan davalı araç maliki şirketin, diğer zarar sorumlusu sürücü ile birlikte sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasının da doğru bulunmasına; bundan ayrı maddi tazminata ilişkin talepler bakımından, davadan feragat edildiğine ilişkin, davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan dilekçe mevcut ise de, feragat nedeninin yargılama sırasında yapılan ödemeden kaynaklandığı, hakkın özünden feragat edilmediği gözetildiğinde, mahkemece doğru biçimde değerlendirme yapılarak, maddi tazminata ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine değil, konusuz kaldığına hükmedilmiş olmasında ve bu kapsamda davalı taraf yararına vekalet ücreti hükmedilmemiş bulunmasında da bir isabetsizlik olmamasına; her ne kadar ilk derece mahkemesince manevi tazminata ilişkin vekalet ücretlerinin belirlenme şeklinde hata yapılmış ise de, hatalı bu uygulamanın her iki taraf bakımından da yapılmış olduğu değerlendirildiğinde, hukuki karşılıklılık ilkesi ve AAÜT’sinin 10/2 madde hükmü gereğince davalı taraf yararına, davacı taraf yararına hükmedilen vekalet ücretini geçmeyecek biçimde, vekalet ücretine hükmedilmiş olması hali, istinaf eden davalı aleyhine bir durum oluşturmayacak bulunmasına göre davalı … San Tic Ltd Şti vekilinin yerinde olmadığı sonucuna varılan tüm istinaf itirazları ile diğer davalı … vekilinin kazanın oluş şekline ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. 2-Davalı … vekilinin hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının adil olmadığına ilişkin istinaf itirazlarına gelince; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, davacı tarafın olayda kusursuz oluşu, davacı …’ın yaralanmanın niteliği, aynı kazada hayatını kaybeden …’ın davacılarla yakınlığı, yaşı, aile içindeki önemi, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun olup, fazla bulunmasına göre; davalı … vekilinin bu yönü amaçlayan istinaf itirazının da reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca;1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı … vekili ve davalı … San Tic Ltd Şti tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf eden davalılardan alınması gereken 2.254,23-TL istinaf karar ve ilam harcından, istinaf yasa yoluna başvuru sırasında davalılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan toplam 1.171,50-TL harcın düşümü ile kalan 1082,73-TL bakiye narcın istinaf eden davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin yapan davalı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde ve maddi tazminata ilişkin hüküm bölümü bakımından HMK’nun 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık; manevi tazminata yönelik hüküm bölümü bakımından ise, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.08/12/2022