Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3925 E. 2020/253 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3925
KARAR NO : 2020/253
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11/09/2019
NUMARASI : 2019/5180 Hakem Kar. Saklama, 2019/145 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/02/2020
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna sunduğu dava dilekçesi ile; davalı sigorta şirketince ZMMS Poliçesi ile sigortalanan … plâkalı aracın 28/11/2013 tarihinde karışmış olduğu tek taraflı kaza sonucu araç içerisinde yolcu olarak bulunan 27/11/2013 doğumlu bebek … ağır şekilde yaralandığını ve %100 oranında malûl kaldığını, davacının ömür boyu bir başkasının bakımına muhtaç olduğunu, davalı sigorta şirketine iş göremezlik tazminatı talebiyle yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 25/02/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 250.000,00-TL’ye yükseltmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile; belirsiz alacak davası açılamayacağını, sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren 15 iş günü dolmadan dava açılmış olduğunu, davacının kaza tarihinde bebek olduğunu, yasal mevzuata göre çocuk yolcuların oto koltuğunda ve emniyet donatıları takılı biçimde yolculuk etmesi gerektiğini, bu nedenle en az %50 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; KTK 97.maddesine göre sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren 15 gün geçtikten sonra dava açılabileceğinin düzenlendiği, davacının sigorta şirketine başvurduğu tarih ile dava tarihi arasında 15 günlük sürenin dolmuş olduğu, bu nedenle davanın usûl kurallarına uygun olarak açıldığı, davacının araçta yolcu olarak bulunması nedeniyle kusurunun bulunmadığı, davacının kaza nedeniyle %100 malûl kaldığı ve ömür boyu başka bir bakımına muhtaç olduğunun Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalınca düzenlenen 06/12/2018 tarihli rapor ile tespit edildiği, kaza anında yeni doğmuş bir bebek olan davacının fiil ehliyeti bulunmadığından kendisine müterafik kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle temin edilen rapor ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davacı tarafından açılan davanın kabûlüne, 250.000,00-TL tazminatın 20/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı sigorta şirketi vekilince yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyetince; itirazın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri; poliçede ölüm ve sakatlanma halinde kişi başı teminat limitinin 250.000,00-TL olduğu, bakıcı gideri, sürekli ve geçici işgöremezlik taleplerinin de bu limit içerisinde kaldığı, davacı tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu başka bir dosyası ile sürekli bakıcı gideri tazminatı talebiyle dava açıldığı, açılan dava sonucu verilen karar üzerine davacı tarafından davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı, daha önce açılan dava sonucu tazminat verilmesi nedeniyle poliçe limitinin sona erdiği, sürekli işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı talebinin ayrı ayrı dosyalar ile talep edilmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğu, kaza tarihinde bebek olan davacının araçta bebek koltuğunda ve emniyet aksesuarları takılı vaziyette seyahat etmesi gerekirken bu kurallara uyulmamış olması nedeniyle en az %50 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, malûliyete ilişkin raporun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmesinin gerektiği, sağlık kurulu raporunun evrak üzerinden düzenlendiği, hükme esas alınamayacağı, vekâlet ücretinin hatalı belirlendiği hususlarına ilişkindir.Dava, trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, kaza tarihi olan 28/11/2013 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2003 tarihli Karayolları ZMMS Genel Şartları gereğince bakıcı giderinin, tedavi gideri teminatı kapsamında bulunmasına, tedavi gideri kapsamında davalı sigorta şirketince ödeme yapılmasının ölüm ve sakatlık teminatı kapsamında bulunan sürekli iş göremezlik tazminatı talep edilmesine engel nitelikte bulunmamasına, farklı teminatlar kapsamında kalan sürekli işgöremezlik ve bakıcı gideri taleplerine ilişkin olarak ayrı dosyalar ile dava açılmasının davacı tarafın kötü niyetli olarak dava açtığı anlamına gelmeyeceğine, hükme esas alınan 06/12/2018 tarihli Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalınca düzenlenen raporun kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan malûliyet tespiti işlemleri yönetmeliğine uygun olması, rapor ile davacının kaza nedeniyle % 100 oranında malul kaldığının tespit edilmesi karşısında bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, kaza tarihinde henüz 1 günlük bebek olan davacının fiil ehliyetinin bulunmaması nedeniyle oto koltuğunda oturmaması, gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması hususunda kendisinin müterafik kusurundan bahsedilemeyeceğinden tazminattan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmadan karar verilmesinde usûle aykırılık bulunmamasına, kaldı ki bilirkişi tarafından sürekli iş göremezlik tazminatı olarak belirlenen 1.579.761,51-TL üzerinden %50 oranında müterafik kusur nedeniyle indirim yapılsa dahi belirlenecek miktarın poliçe limitinin çok üzerinde olması nedeniyle davalı sigorta şirketinin sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin tüm poliçe limiti ile sorumlu olduğunun açık bulunmasına, davacının yaralanmasının niteliği, dosya kapsamında bulunan teşhis ve tedavilere ilişkin bilgi ve belgeler dikkate alındığında dosya üzerinden inceleme yapılıp rapor düzenlenmesinde bir usûlsüzlük bulunmamasına, 5684 Sayılı Kanunun 30/17. maddesi gereğince davacı lehine kabûl edilen miktar üzerinden nispi (tam) vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olmasına göre, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talebinin HMK.353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davalı Anadolu … A. Ş. vekili tarafından, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 11/12/2017 tarih ve 2017/İ.4941-2017/İHK-5165 sayılı kararına karşı yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı sigorta şirketi tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalı sigorta şirketine İADESİNE, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4- Davalı sigorta şirketi tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.13/02/2020