Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3920 E. 2022/1831 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3920
KARAR NO: 2022/1831
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2019
NUMARASI: 2015/1112 Esas – 2019/381 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, yaya konumunda bulunan …’e çarpması neticesinde meydana gelen 23/02/2015 günlü trafik kazasında davacının ağır bir biçimde yaralanarak sakat kaldığını, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda tam kusurlu bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 50000-TL’si bakıcı ve tedavi gideri, 500,00-TL’si geçici iş göremezlik zararı, 500,00-TL’si de kalıcı iş göremezlik zararına karşılık olmak kaydıyla toplam 1.500,00-TL maddi tazminatın temerrüd tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş ve vekil edeninin kaza tarihinde servis taşımacılığı işini yapmakta olduğunu bildirmiştir. Davacı vekili daha sonra dosyaya sunduğu 08/01/2019 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de maddi tazminata ilişkin istek miktarını, aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda ve fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 260.535,13-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma, toplanan deliller, tanık beyanı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, davacının yaralanmasıyla sonuçlanan 23/02/2015 günlü trafik kazasının oluşumunda, sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında, davacı yayanın ise %75 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza neticesinde %100 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve ömür boyu bakıcı ihtiyacı içinde bulunduğu kabul edilerek, hükme esas alındığı anlaşılan 22/11/2018 günlü bilirkişi ek raporu doğrultusunda,-Davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre; geçici ve sürekli iş göremezlik dönemine ait %100 maluliyet oranı ile ilgili 112.111,43 TL tazminat, bakıcı gideri ve yol gideri 148.423,70 TL tazminat olmak üzere toplam: 260.535,13 TL tazminatın dava tarihi olan 20/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf nedenleri; kaza tarihinde servis taşımacılığı işi yapmakta olan davacının 3.000,00-TL gelire sahip bulunduğu emsal ücret yazısından anlaşıldığı halde gelirin, asgari ücret olduğu varsayımından hareketle yapılan hesaplama doğrultusunda karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası neticesinde meydana gelen cismani zarara dayanılarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir.Haksız bir eylem nedeniyle meydana gelen bedensel zarara dayanılarak açılmış maddi tazminat istemli bir davada, zarara uğrayan kişinin gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmakta olup; mahkeme bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu kapsamda da zarar görenin kaza tarihi itibariyle mesleği ve geliri tespit edilmelidir. Kişinin herhangi bir işi yoksa, zarar görenin geliri asgari ücret olarak kabul edilerek, raporun hazırlandığı tarihteki net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır. Eğer gelirin asgari ücret üzerinde olduğu, diğer bir anlatımla herhangi bir iş yerinde çalıştığı veya bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun kanıtlanması gerekir. Bu nedenle mahkeme, zarar gören asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise, zarar görenin trafik kazasının olduğu tarihteki ücret ve gelirlerini gösterir belgeleri SGK’dan getirtmesi ve kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın belirli bir mesleği (duvar ustası, kaynak ustası, sıvacı gibi) icra eden kişilerden ise ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında, o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibariyle ortalama ücretleri sorulmalıdır.Davacı hakkında sosyal ve ekonomik duruma ilişkin yapılan araştırma sonucunda Esenyurt Polis Merkezince düzenlenen 17/10/2016 tarihli tutanakta davacının işsiz olduğu, aylık gelirinin bulunmadığı, ancak üzerine 2005 model mitsubishi prestij marka araç ile 1996 ve 1999 model iveco marka araç bulunduğu ve yatalak hasta olduğu belirtilmiştir. Davacı ise; kaza tarihinde servis taşımacısı olarak çalıştığını ileri sürerek emsal ücret araştırılması yapılmasını istemiş ve ilk derece mahkemesince, davacı tarafın yaptığını ileri sürdüğü işle ilgili olarak emsal ücret araştırması yapılmasına ilişkin istem gözetilerek, İstanbul Taşımacılar Birliği Derneği’nden ve İstanbul Umum Servis Aracı İşletmeleri Esnaf Odası’ndan; 23/02/2015 tarihinde servis şoförü olarak çalışan bir kişinin, aylık gelirinin ne olabileceği sorulmuş, İstanbul Umum Servis Aracı İşletmeleri Esnaf Odası’nca verilen 01/10/2018 günlü cevabi yazıda; verebilecekleri bilginin ortalama kazanç bilgisi olabileceğini, bunun için servisin kaç km olduğu ve tatil günleri çalışılıyor olup olmadığının, emsal kazanç bakımından önemli bulunduğu belirtilerek, kazancın net 3.000,00-TL olabileceğinin düşünüldüğü bildirilmiştir. İstanbul Taşımacılar Birliği Derneği’nce dosyaya sunulan 01/10/2018 günlü cevabi yazıda ise; sorulan hususlara teknik olarak olumlu cevap verilmesinin mümkün olmadığı, konuya ilişkin bilginin İstanbul Ticaret Odası’ndan talep edilmesi gerektiği açıklanmış ve İstanbul Ticaret Odası’nca dosyaya gönderilen 20/10/2018 günlü cevabi yazıda; söz konusu kişinin 23/02/2015 tarihinde alabileceği aylık net gelir asgari ücret düzeyinde olmakla birlikte, çalışma saatleri, sefer sayısı ve güzergaha bağlı olarak gelirin değişkenlik gösterebileceği ve tüm bu hususların işveren ile yapılan sözleşme ile belirlenebileceği yolunda bildirimde bulunulduğu tespit edilmiş ve davacı tanığı olan dinlenen … ise 04/04/2017 günlü duruşma oturumunda, davacının kendisi gibi servis şoförü olduğunu, sabahları getirdikleri işçileri bıraktıklarında imza attıklarını bildirdiği ancak çalışma koşulları ve gelire ilişkin herhangi bir açıklama yapmadığı görülmüştür.Dosyada mevcut SGK kayıtlarına göre; davacının kaza tarihinde Bağkur sigortalısı olduğu, kazanca ilişkin beyanının asgari ücret olduğu ve hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda da SGK kayıtlarında belirtilen gelire göre hesaplama yapıldığı ve mahkemece bu hesaplamanın hükme esas alındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının gelirine ilişkin olarak mahkemece yapılan araştırma yetersizdir. Davacı kaza tarihinde servis taşımacılığı yaptığını iddia ettiğine göre davacının kazadan önce ne kadar gelire sahip olduğunun tespiti için mahkemece; öncelikle davacının Bağkur kayıtlısı olduğu gözetilerek Bağkur kayıtlısı olarak yaptığı işin SGK Başkanlığı’ndan ve vergi mükellefi olup olmadığı hususu ile ilde ettiği gelirin ilgili Vergi Dairesinden sorulması, akabinde davacının kendi hesabına mı? yoksa bir başkası hesabına mı çalıştığının tespit edilmesi başkası adına taşıma işi yapan bir kişi ise bu işle ilgili olarak nasıl bir anlaşma yaptığının, çalışma koşullarının nasıl belirlendiğinin( servisin kaç km olduğu, çalışma saatleri, sefer sayısı, servis güzergahı ve tatil günlerinde çalışılıyor olup olmadığı gibi) iş yerinden sorularak davacının yaptığı işe ve aldığı ücrete ilişkin belgelerin dosyaya kazandırılması; davacı eğer kendi hesabına çalışıyor ise çalışma koşullarının ne olduğunu kanıtlaması bakımından davacıya imkan ve mehil verilmesi, gerekirse tanığının yeniden dinlenmesi suretiyle bu hususun belirlenmesi, ardından ulaşılacak tüm tespitlere göre meslek kuruluşlarına yeniden yazı yazılarak davacının gelirinin duraksamaya mahal bırakmayacak biçimde tespit edilmesi ve ondan sonra tazminat konusunda rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı biçim ve şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır, Hal böyle olunca davacı vekilinin, istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında kaldırılmasına ve az yukarıda açıklanan biçimde araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra, usuli kazanılmış haklara da halel gelmeyecek biçimde taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili olarak yeni bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/04/2019 tarih ve 2015/1112 Esas – 2019/381 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davacıya İADESİNE,4-İstinaf incelemesinin dosya üzerinden yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından, istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek müteakip kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a madde hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/12/2022