Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/390 E. 2021/595 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/390
KARAR NO: 2021/595
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/11/2018
NUMARASI: 2017/269 E., 2018/1175 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili 06/03/2017 harç tarihli dava dilekçesinde özetle, 25.06.2016 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyri sırasında tam kusurlu olarak, yaya geçidini kullanarak karşı istikamete geçmekte olan müvekkillerinin kızları olan …’a çarparak yaralanmasına ve daha sonra ölmesine neden olduğunu beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla … ve … için 4.000,00 TL destekten yoksun kalmak tazminatının sigorta şirketine başvuru tarihi olan 05.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiş, müteakip ıslah dilekçesi ile; davacılardan … için 49.689,47 TL, … için 35.725,31 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve … ile … için beraber 8.663,05 TL iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 94.077,83 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … numaralı trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden kaynaklı azami sorumluluklarının kaza tarihinde 310.000,00 TL ve sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde olduğunu, kaza sonrasında talep üzerine açılan hasar dosyasına istinaden TRH tablosu ve 1.8 teknik faiz kullanılarak hesaplanan 72.310,45 TL nin 23.02.2017 tarihinde ödenmesine rağmen neden belirtilmeksizin iade edildiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla tazminat hesabının aktüer sıfatına sahip bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; Kusur ve tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporları dayanak tutulmak suretiyle davacıların davasının ıslah edilmiş haliyle kabulüne, -Davacı … için 49.689,47 TL, -Davacı … için 35.725,31 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 8.663,05 TL iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 94.077,83 TL’nin 19.01.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekilinin istinaf sebepleri; müvekkili şirketçe davacı … için 49.689,47 TL, davacı … için 35.725,31 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve ferilerine denk gelen toplam 126.729,46 TL’lik ödemenin icra dairesine yapıldığı, 01/06/2015 tarihli yeni genel şartlar gereğince geçici iş göremezliğin teminat kapsamında olmadığı, SGK sorumluluğunda olduğu, 8.663,05 TL iş göremezlik tazminatının kabulüne yönelik kararın hukuka ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğu, kararın geçici iş görmezlik yönünden kaldırılması gerektiği, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ve kamu düzenini ilgilendiren hususlarla sınırlı yapılan inceleme sonunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. 25.06.2016 tarihinde davalı … şirketine sigortalı … plakalı araç dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde iken yaya geçidini kullanarak karşı istikamete geçmekte olan davacıların kızları olan …’a çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında …’un yaralandığı ve daha sonra vefat ettiği, anlaşılmıştır. Davacılar bu ölüm olayı nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminatı ile müteakip ıslah ile iş görmezlik tazminatı talep etmişlerdir. Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesi kararı geçici iş görmezlik tazminatı yönünden istinaf edilmiştir. Anayasa Mahkemesi 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90 ve 92. maddelerinde yer alan “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal etmiştir. İptal kararından sonra sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğuna öncelikle Karayolları Trafik Kanunu, Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık trafik sigortası genel şartları’nın belirleyici olmayacağı, genel şartların sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerin uygulanabileceği, bu karardan sonra sigorta şirketlerinin sorumluluğunu azaltan genel şartların bir çok hükmünün uygulanamaz hale geldiği, anlaşılmıştır. Bu kapsamda açılan davalarda Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümleri, Karayolları Trafik Kanunu hükümleri, genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile Yargıtay’ın genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerekeceğinden, davalı vekilinin 01/06/2015 tarihli yeni genel şartlar gereğince geçici iş göremezliğin teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinaf sebepleri, Anayasa Mahkemesinin az yukarıda açıklanan kararı gereğince yerinde bulunmamış ise de, davacılar vekili 06/03/2017 tarihli dava dilekçesinde; 25.06.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların kızı … ölümü nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000,00 TL destekten yoksun kalmak tazminatının sigorta şirketine başvuru tarihi olan 05.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 02/08/2018 tarihli dilekçesiyle müvekkili … için 2.000,00 TL olan destekten yoksun kalma tazminatı talebimizi 47.689,47-TL artırarak, … için 2.000,00-TL olan destekten yoksun kalma tazminatı talebimizi 33.725,31 TL artırarak … için 49.689,47-TL destekten yoksun kalma tazminatının, … için 35.725,31-TL destekten yoksun kalma tazminatının ve her ne kadar dava dilekçesi ile talep edilmemiş olsa dahi müteveffa …’un kaza tarihinden ölüm tarihine kadar yoğun bakımda geçen iş göremezlik dönemi için bilirkişi tarafından hesaplanan 8.663,05-TL’yi de talebimize ekleyerek, destekten yoksun kalma tazminatı ile birlikte toplam 94.077,83 TL’nin davalı …’nden temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun davanın tamamen ıslahını düzenleyen 180. maddesinde “Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” şeklinde düzenleme mevcut iken kısmen ıslah 181. maddede kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verileceği, bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edileceği kabul edilmiştir. Tamamen ıslahta dava sebebi veya istem konusu tümüyle değiştirilmektedir. Böylece dava dilekçesindeki talepler artık hükme konu olamaz. Kısmen ıslahta ise önceden yapılan usuli bir işlemin düzeltilmesi, örneğin talep sonucunun arttırılması söz konusu olur. Uygulamada, istem sonucuna ilişkin fazlaya dair haklarını saklı tutan davacının dava değerini ıslah yolu ile arttırabileceği tartışmasız kabul edilmektedir. Bununla birlikte başından beri dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. (HGK’nın 29.06.2011 gün, 2011/1-364 E.-2011/453 K.,15.06.2016 gün, 2014/4-1193 E.-2016/800 sayılı İlâmları) (HGK’nın 15.02.2017 gün, 2015/7-917 E.-2017/265 K.sayılı İlâmı) Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacılar vekilinin 02/08/2018 tarihli dilekçesinde; açılan davadaki taleplerinin yanında dava dilekçesinde dile getirilmeyen bir alacak kaleminin de hükme bağlanmasını istemiş olması karşısında, geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin bu yeni istemin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119 vd. maddelerinde düzenlenen dava açma prosedürüne ilişkin usuli şartları taşımaması nedeniyle ek dava olarak da değerlendirilemeyeceğinden, davacıların geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin alacak isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 8.663,05 TL’lik geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istemin kabulüne karar verilmesi isabetli değildir. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin kısmen kabulü ile HMK.nun 353/1-b/2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına ve dava dilekçesinde talep edilmeyen zarar kalemlerinin ıslah dilekçesi ile sonradan istenmesi mümkün olmadığından davanın kısmen kabulü geçici iş göremezlik tazminatı talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/11/2018 tarih ve 2017/269 E., 2018/1175 K. sayılı kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b/2 uyarınca kabulüne, -İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davalı tarafından peşin olarak yatırılan nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, -İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise takdiren davalı üzerinde BIRAKILMASINA, -İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 2-)İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/11/2018 tarih ve 2017/269 E., 2018/1175 K. sayılı kararının HMK.nun 353/1-b/2 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 3-)DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davacı … için 49.689,47 TL, davacı … için 35.725,31 TL destekten yoksun kalma tazminatının 19.01.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 4-)Davacıların geçici iş göremezlik tazminatı talebi konusunda usulüne uygun bir istem ve dava bulunmadığından karar tayinine yer olmadığına, 5-)Alınması gereken 5.834,68-TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 339,06-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.495,62-TL ilam harcının davalı taraftan alınarak Hazineye gelir kaydına, 6-)Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davacılar yararına belirlenen 9.583,18-TL nisbi avukatlık ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacılara verilmesine, 7-)Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harcı, 307,66 TL ıslah harcı, 4,60 TL vekaletname harcının ve davacı tarafça yapılan 237,50 TL tebligat gideri ile 1.600 TL bilirkişi inceleme gideri, 800 TL ek inceleme gideri olmak üzere toplam 3.012,56 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.08/04/2021