Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/365 E. 2021/231 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/365
KARAR NO: 2021/231
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2018
NUMARASI: 2018/416 E. – 2018/1096 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; Davalı …’ın idaresindeki … plaka araç ile 02/09/2011 tarihinde müvekkili …’a çarparak ayağının kırılmasına ve sakat kalmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin meydana gelen kaza nedeniyle bir ayağı diğer ayağından 2,5 cm kısa kaldığını, müvekkilinin hayatı boyunca sakat damgasını yiyeceğini ve tüm çocukluğunu bununla geçireceğini, evlenirken dahi sakat olmasının karşısına çıkacağını, İstanbul 15 Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/233 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre davalı …’ın asli kusurlu olduğunun saptandığını, davalı …’ın aracın maliki olduğunu ve sürücü …’ın patronu olduğunu, müvekkiline karşı maddi ve manevi zararlar konusunda müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, diğer davalı ….nin ise kazanın yapıldığı aracın sigortacısı olduğunu, maddi tazminat taleplerinden sigorta limiti ile sınırlı olduğunu beyanla davalılardan … ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 100.000 TL manevi tazminatın tahsiline, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesini istemiştir. Davalılar … ve … vekili; Dava konusu olay nedeniyle müvekkillerine yüklenecek hiçbir kusur bulunmadığını, dava konusu kazanın davanın kendi dikkatsizliği sonucu meydana geldiğini, davacının iki aracın arasından fırlayarak müvekkilinin önüne çıktığını, kendi aracıyla alıp davacıyı hemen hastaneye götürdüğünü, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. Davalı … Bankası A.Ş. vekili; … plakalı araç şirketimiz nezdinde, … numaralı 03.08-2011/03.08.2012 vadeli trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçedeki bedeni tazminat talepleri teminatı sigortalını izin kusurlu olması halinde ve kusur oranı ile sınırlı olmak üzere kaza tarihi itibariyle kişi başına azami 200.000,00 TL. bulunduğunu, davacı …’ın sürekli maluliyet oranının ve talep etmiş olduğu tazminat talebinin ispatlanması gerektiğini ileri sürerek davanın reddikarar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Dava; 02.09.2011 günü sürücü …, yönetimindeki … plakalı aracı ile … mahallesinde … Sokak istikametinden … caddesi istikametine seyredip … apartmanı önüne geldiği sırada araçların arasından yola fırlayan 8 yaşındaki çocuk yaya …’a aracının ön kısmıyla çarpması neticesi yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza nedeniyle daimi sakatlık tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili davasıdır. Ceza dosyasında bulunan belgeler ve gerekçeli karar nazara alındığında, davacının küçük çocuğu …’ın evinin önünde oynamakta iken davalı … tarafından gerçekleştirilen trafik kazasında adı geçen davalının asli kusurlu, küçük davacının ise tali kusurlu olduğu ve mahkeme hükmünün de bu çerçevede kurulduğu anlaşıldığından, 6098 sayılı TBK.’nun 49. ve devamı maddeleri, 2918 sayılı KTK ‘nunu kapsamında ve hesap bilirkişinin belirlediği rakamlar üzerinden %75 oranında kusur üzerinden maddi tazminat talebinin kabul edilmesi gerekmiş olup, maddi tazminat yönünden davanın bu surette kısmen kabulü ile takdiren belirtilen oran esas alınarak, kazanç kaybı sebebiyle 6.245,72 TL ve bakıcı-bakım gideri 5.837,85 TL olmak üzere toplam 12.083,57 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazla talebin reddine, trafik kazasının oluş şekli, mevcut deliller, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gibi ektenler değerlendirildiğinde kaza sebebiyle davacı yanın duyduğu üzüntü ve ızdırap nazara alındığında 6098 sayılı yasanın 56 maddesine göre takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın yine haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” gerekçesiyle “1-Davanın kısmen kabulü ile 6.245,72 TL kazanç kaybı, 5.837,85 TL bakıcı bakım gideri olmak üzere toplam 12.083,57 TL maddi tazminatın 02/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, 2-Takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın 02/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, ” karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından verilen iş bu karara karşı davalı … vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … şirketi vekilinin istinaf nedenleri: Dosyada mevcut 30.06.2014 tarihli bilirkişi kusur raporuna göre sigortalı araç sürcüsüne atfedilen kusur oranı % 35 olup mahkemece işbu kusur oranının dikkate alınması gerekirken %75 oranı üzerinden hüküm kurulmasının hatalı bulunduğuna, hayata geç atılma tazminatı ile bakıcı gideri tazminatı verilmesinin doğru bulunmadığına, müvekkili yönünden faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğuna yöneliktir. Davalı … ve … vekilinin istinaf nedenleri: Dosyada mevcut 30.06.2014 tarihli bilirkişi kusur raporuna göre sürücüye atfedilen kusur oranı % 35 olup mahkemece işbu kusur oranının dikkate alınması gerekirken farklı bir dosyada belirlenen oran üzerinden hüküm kurulmasının hakkaniyete aykırı olduğuna,Adli tıp raporunda bakıcı ihtiyacı veya giderine ilişkin herhangi bir ibare olmamasına rağmen mahkemece bakıcı gideri tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı bulunduğuna, manevi tazminat tazmininin o dönemde … ve ..igorta tarafından imzalanan Kasko sigorta poliçesi kapsamında kalması nedeniyle zararın sigorta şirketinden talep edilmesi gerekirken davanın sigorta şirketine ihbar edilmemesi ve sadece müvekkillerinin sorumlu tutulmasının hatalı olduğuna yöneliktir. İstinaf edenlerin sıfat ve istinaf neden ve kapsamıyla sınırlı olarak yapılan incelemede: Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve sürücü, işleten ve ZMM sigortacısına karşı açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Dava ilk olarak İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/324 Esas sayılı dosyası ile açılmış olup, bu mahkemece karar verilmiş olup, verilen karar dairemizin 2018/752 Esas, 2018/470 Karar sayılı ilamı ile mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle kaldırılması üzerine, dava dosyası istinaf incelemesine konu kararı veren İstanbul 18. ATM’ye gelmiştir. Davaya konu kazanın 02.09.2011 günü sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın yola fırlayan 8 yaşındaki çocuk yaya …’a aracının ön kısmıyla çarpması neticesi meydana geldiği, yaya …’ın kazada yaralandığı anlaşılmaktadır. 1-Dava konusu kazayla ilgili ceza mahkemesinde alınan 08/08/2012 tarihli bilirkişi raporunda, çocuk yaya …’ın kusursuz, davalı sürücünün ise asli kusurlu olduğu bildirilmiş; görevsizlik kararı veren mahkemece alınan 30/06/2014 tarihli bilirkişi raporunda ise, kazanın meydana gelmesinde çocuk yaya …’ın %65 oranında, davalı sürücünün ise %35 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Mahkemece alınan 30/06/2014 tarihli bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş; davacı vekili rapora itirazda bulunmuş; diğer davalılar ise rapora karşı beyanda bulunmamışlardır. Görevsizlik kararı veren mahkemede yapılan 23/11/2017 tarihli karar duruşmasında davacı vekili “Ceza mahkemesince kusur raporu alınmış ve davalıların %75 asli kusurlu olduğu tespit edilmiş, buna göre de karar verilip mahkum olmuşlardır. Biz hesap raporundaki tespit edilen miktarın %75’inin hüküm altına alınmasını istiyoruz, ” beyanında bulunmuştur. İstinafa konu kararı veren Mahkemece de “Ceza dosyasında bulunan belgeler ve gerekçeli karar nazara alındığında, davacının küçük çocuğu …’ın evinin önünde oynamakta iken davalı … tarafından gerçekleştirilen trafik kazasında adı geçen davalının asli kusurlu, küçük davacının ise tali kusurlu olduğu ve mahkeme hükmünün de bu çerçevede kurulduğu anlaşıldığından, 6098 sayılı TBK.’nun 49. ve devamı maddeleri, 2918 sayılı KTK ‘nunu kapsamında ve hesap bilirkişinin belirlediği rakamlar üzerinden %75 oranında kusur üzerinden maddi tazminat talebinin kabul edilmesi gerekmiş olduğu” gerekçesiyle davalı sürücünün olayda %75 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Kusur raporu yönünden raporlar arasında çelişki oluşmasına rağmen bu çelişki giderilmeden mahkemece yazılı gerekçe ile sürücünün %75 oranında kusurlu olduğunun kabulü hatalı bulunduğundan, davalıların bu yöne ilişen istinaf itirazları yerinde bulunmuştur. 2- ATK 3. İhtisas Kurulunun 29/09/2014 tarihli raporunda “Davacı …’ın 02.09.2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen arızası, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 02.09.2011 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, bu süre zarfında mesleğini icra edemeyeceği” bildirilmiştir. Raporda davacının bu süre içinde bakıma muhtaç olup olmadığı yönünde ise herhangi bir değerlendirme bulunmamaktadır. 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin 49 vd. maddelerine göre, zarara uğrayanın işlerini görememesi nedeniyle tutmak zorunda kaldığı yardımcı veya hasta bakıcı için ödemek zorunda kaldığı giderleri de ayrıca zarardan sorumlu kişilerden isteyebileceği açıktır. Davacının maluliyeti bulunmadığına göre, iyileşme süresi içinde bakıcı giderine ihtiyaç duyup duymadığı ve eğer duyuyor ise bunun süresinin ne olacağı belirtilmemiştir. Mahkemece davacının iyileşme süresi olan 9 ay içinde sanki bakıcı ihtiyacı varmış gibi değerlendirme yapılarak bakıcı giderine ilişkin hüküm tesis edilmesi doğru değildir. Mahkemece Adli Tıp Kurumu 3 İhtisas Dairesinden rapor aldırılarak davacının zararlandırıcı eylem sonunda yaralanmasının niteliği itibariyle geçici iş göremezlik süresi içinde bakıcı hizmetine ihtiyaç duyup duymayacağı, duyacak ise süresinin ne olacağı net olarak belirlenmeli ve ondan sonra belirlenen duruma göre bu talep hakkında bir karar verilmelidir. Bu nedenle mahkeme kararı hatalı bulunduğundan, davalılar vekillerinin bu yöne ilişen istinaf itirazları yerinde görülmüştür. 3-Davacı vekili dava dilekçesinde davacının kaza nedeni ile iyileşme döneminde okula devam edemediğini, öğrenimine ara vermek zorunda kaldığını ileri sürmüş; Mahkemece aktüarya raporu kapsamında davacının hayata geç atılacağı gerekçesiyle hayata geç atılma tazminatına hükmedilmiş ise de davacı olay zamanında 8 yaşında olup ilkokul öğrencisidir. Davacının okula devam edip etmediği, kazadan dolayı emsallerine göre alt sınıfa devam etmek zorunda kalıp kalmadığı gibi hususlar yanında okuldaki başarı durumu da araştırılmamıştır. Davacının ilköğretim okulundan başarılı şekilde mezun olup olamayacağı, öğrenim hayatına devam edip etmeyeceği gibi hususları tahmin etmek oldukça güçtür. Dolayısıyla dava konusu kazadan dolayı davacının dönem kaybetmesi ve okulunu geç bitirmesi, dolayısıyla, hayata geç atılması söz konusu olup olmadığının denetime elverişli şekilde gerekçelendirilmesi gerekir. Mahkemece denetime elverişli bir gerekçe gösterilmeden davacının hayata geç atılma sebebi ile kazanç kaybına uğradığının kabulü isabetli olmamıştır. Bu nedenle davalı … vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde bulunmuştur. 4-Kabule göre de mahkemece, “12.083,57 TL maddi tazminatın 02/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Davalı sürücü ve işleten mahkemece belirlenen maddi tazminattan kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle sorumlu ise davalı … şirketi, aracın trafik sigortacısı olup, kural olarak 2918 sayılı KTK.nun 99/1 maddesi ile ZMSS Genel Şartları uyarınca rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrası davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.Eğer davadan önce ZMM sigortacısına başvurulmamış ise dava ile temerrüde düşeceğinden, davalı … şirketi yönünden bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken kaza tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulmuş olması da isabetli olmadığından, davalı … şirketi vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde görülmüştür. Hal böyle olunca davalılar … ve … vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kabulüne, davalı … şirketi vekilinin istinaf itirazlarının ise yukarıda 1,2,3 ve 4 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinaf incelemesine konu kararının HMK m.353/1-a/6 uyarınca kaldırılmasına, kaldırma gerekçesine göre işlem yapılması için dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı … Anonim Şirketi vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 15/10/2018 gün ve 2018/416 E. – 2018/1096 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir hüküm kurulmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- İstinaf başvurusunda bulunan davalılar tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istekleri halinde kendilerine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/02/2021