Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3549 E. 2022/1208 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3549
KARAR NO: 2022/1208
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2019
NUMARASI: 2017/841 Esas – 2019/821 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 05/09/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; 13/05/2016 tarihinde …’un sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç kendi şeridinde seyir halinde iken karşı tarafta seyir halinde olan …’nin sevk ve yönetimindeki … plakalı araçla çarpışması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’un yaralandığını, müvekkilinin kusursuz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 1.000-TL belirsiz maddi tazminatın (geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı) kaza tarihi olan 13/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50.000-TL manevi tazminatın davalı gerçek kişiden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 13/05/2019 tarihli talep arttırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini 30.917,75 TL olarak arttırmıştır. Davalılar mahkememize sunmuş oldukları cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafın sorumluluğunda bulunan aracın, davacı tarafın yolcu olarak bulunduğu araca çarpması sonucunda davacının yaralandığı, mevcut yaralanmadan dolayı ATK tarafından düzenlenen maluliyet raporuna göre davacı tarafın aktüerya bilirkişisi tarafından hesaplanan tazminat miktarının 30.937.75-TL olduğu, iş bu tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının manevi tazminat isteminin ise, yaralanmanın derecesi, maluliyet oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve davalı tarafın kusur oranı dikkate alındığında davacı lehine takdiren 8.000-TL manevi tazminata hükmedilmesi, bu tazminatın da istem gibi davacı …’den tahsiline karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; 1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının ıslah talebi kapsamında KABULÜ ile 30.937,75-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bu alacağa davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 20/09/2017 tarihinden itibaren davalı … yönünden kaza tarihi olan 13/05/2016 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 2-Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 8.000-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili, davalı asil … ile davalı …Sigorta A.Ş vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları uyarınca dava açılmadan önce sigorta şirketine müracaat edilmiş olmasına rağmen, sigorta şirketi için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğu, temerrüte düşme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, hükmedilen manevi tazminatın düşük olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvuru sebepleri; davadan önce müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığı, davacının başvuru dilekçesi ekinde 30.03.2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik” çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu bulunmadığı, bu nedenle dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddi gerekirken kabul edilmesinin hatalı olduğu, maluliyet zararının hesabında; 30.03.2013 tarihli ve 28603 sayılı resmi gazetede yayımlanan “özürlülük ölçütü, sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik”e göre tespit edilmiş maluliyet (özür) oranının esas alınması gerekirken; karara dayanak bilirkişi raporunda çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak tespit edilen maluliyet oranı baz alınarak hesaplama yapıldığı ve bu rapora göre hüküm kurulduğu, geçici iş göremezlik zararı trafik sigorta poliçesi teminat kapsamında olmamasın ve SGK’nın sorumlu olmasına rağmen, esas mahkemesinin bu zarardan müvekkili şirketi sorumlu tutmasının hatalı olduğu, mahkemenin kararında savunmalarına neden itibar etmediğine ilişkin herhangi bir gerekçe belirtilmediğinden kararın gerekçesiz ve denetime elverişsiz olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı asil …’nin istinaf başvuru sebepleri; davalı istinaf dilekçesinde herhangi bir sebep bildirmemiştir.İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir. 13/05/2016 tarihinde …’un sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın davalı …’nin sevk ve yönetimindeki davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araçla çarpışması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, kazada … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı …’un ATK 2. İhtisas Kurulunun 22/10/2018 tarihli raporda tespit edildiği üzere %6,0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacak ve iyileşme süresi olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, olayda kusursuz olduğu iddiasıyla sürücü ve sigortacı aleyhine maddi ve manevi tazminat istemiyle bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Eldeki davada davalı … tarafından verilen istinaf dilekçesinde, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama ve verilen kararın içeriği ile ilgili herhangi bir istinaf sebebi gösterilmediği, istinaf isteminin gerekçelendirilmediği gibi her hangi bir açıklamada da bulunulmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca da HMK’nın 355.maddesi gereğince re’sen yapılan incelemeye göre de istinafa konu kararda kamu düzenine aykırı bir husus da bulunmadığı anlaşılarak, davalı asil …’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-d maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusu yönünden; Davadan önce müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığı, eksik belge olduğundan başvuru şartının yerine gelmediği iddia edilmiş ise de; KTK’nın 97.madde hükmü uyarınca, dava şartı haline getirilen husus dava açılmadan önce sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulması gereğidir. Anılan maddede, başvurunun yazılı olması dışında herhangi bir şart belirtilmediği gibi, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarının C.7.maddesinde 02/08/2016 tarihinde yapılan “Zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigortacıya yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigortacının başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, hak sahibi sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinde, kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgahının bulunduğu mahkemede dava açılabileceği gibi uyuşmazlığın çözümü için Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulabilir. ” şeklindeki değişiklikte de başvurunun geçerli sayılabilmesi için yazılı olması koşulu dışında herhangi bir ekleme yapılmadığı açıktır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.2.maddesinin 3.paragrafında yapılan ve 02/08/2016 tarihinden itibaren geçerli olan değişiklik ise, yani tazminat ödemelerinde istenilecek belgelerin hangi belgeler olduğuna ilişkin değişiklik ise; esasen KTK’nın 99.maddesi hükmüne bağlı olarak getirilmiş bir düzenleme niteliğinde olup, dava şartı koşulu bakımından getirilmiş bir düzenleme niteliğinde bulunmadığından ve aksine düşünce halinde dahi genel şartlarda yapılan ve 02/08/2016 tarihinden sonra geçerli bulunan bu değişikliğin, kaza tarihinden ve poliçenin düzenlenme tarihinden sonra olduğu gözetildiğinde de somut olaya uygulanabilir bir nitelik taşımayacağının açık olması ve kaldı ki eksik olduğu ileri sürülen belgelerin de daha sonra ibraz edilmesi karşısında görülmekte olan dava bakımından dava şartı koşulunun gerçekleşmiş bulunduğu sabittir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce meydana gelen trafik kazalarında Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında meydana gelen trafik kazalarında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazalarında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine ve 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında meydana gelen trafik kazalarında ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygun olarak düzenlenmesi gerekir ise de; hazırlanan rapora davalının bu yöne itirazı bulunmadığından davacı yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu da göz önüne alındığında ilk derece mahkemesi tarafından bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik tespit edilememiş olmasına, geçici iş göremezlik dönem zararının niteliği itibariyle bedensel zararın bir türü olması karşısında, bu yöndeki talebin ZMM sigortası teminatı kapsamı dışında kaldığından söz edilemeyeceğinin açık olması nedeniyle, davalı …Sigorta A.Ş’nin sorumluluğu yoluna gidilmiş olmasında bir yanılgı bulunmamasına göre davalı …Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden;1-Davacı tarafça, davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış ise de; dosyada eksik evrak bulunması nedeniyle dava tarihinin …Sigorta şirketi yönünden temerrütün başlangıcını teşkil etmesi doğru olup davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde bulunmamıştır.2-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1.maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, davacının araçta yolucu olarak bulunması, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, iyileşme süresi, maluliyet oranı, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala göre davacı lehine hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı azdır. Davacı vekilinin istinaf itirazlarının açıklanan nedenlerle kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.nun 353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına, istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları nedeniyle taraflar yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek davacı yararına 20.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca, 1/Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2019 tarih ve 2017/841 Esas 2019/821 Karar sayılı kararına karşı davalı asil …’nin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-d maddesi gereğince REDDİNE, davalı …Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince KABULÜNE, a/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine, b/İstinaf yasa yoluna başvuran davalı asil … tarafından yatırılması gereken (manevi tazminat) 546,48-TL harcın istinaf eden davalı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, c-/Maddi tazminat yönünden istinaf eden davalılar …Sigorta A.Ş ve … tarafından yatırılması gereken 2.113,36-TL harçtan peşin yatırılan 1.330,00-TL harcın düşümü ile bakiye 783,36-TL harcın istinaf eden davalılar …Sigorta A.Ş ve …’den alınarak hazineye gelir kaydına, d/İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, e/İstinaf yasa yoluna başvuran taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2/Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2019 tarih ve 2017/841 Esas 2019/821 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, a/Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının ıslah talebi kapsamında KABULÜ ile 30.937,75-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, iş bu alacağa davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 20/09/2017 tarihinden itibaren davalı … yönünden kaza tarihi olan 13/05/2016 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, b/Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 20.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, c/Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 3.479,56-TL ilam harcından ( davalı sigorta şirketi yönünden 2.113,36-TL maddi tazminat ile sınırlı) peşin alınan 174,20-TL harç, 103,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.200,36-TL harcın davalılardan (sigorta şirketinin maddi tazminat yönünden 2.006,93-TL ile sınırlı) alınarak Hazine’ye irat kaydına, d/Davacı tarafından yapılan 1.925,20-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 210,20-TL, ıslah harcı 103,00-TL, tebligat-posta gideri:350,00-TL, adli tıp faturası: 562,00-TL, bilirkişi ücreti:700,00-TL”) yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 1.327,70-TL yargılama giderinin davalılardan (sigorta şirketinin maddi tazminat ve 1.120,93-TL sınırlı) alınarak davacıya verilmesine, e/Davacı vekili için maddi tazminat yönünden AAÜT’ne göre belirlenen 3.712,44-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,f/Davacı vekili için manevi tazminat yönünden AAÜT’ne göre belirlenen 9.200-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, 3/Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.29/09/2022