Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3492 E. 2020/251 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3492
KARAR NO : 2020/251
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03/09/2019
NUMARASI : 2019/4160 Hakem Kar. Saklama, 2019/28 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/02/2020
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna sunduğu dava dilekçesi ile; davalı sigorta şirketince ZMMS Poliçesi ile sigortalanan … plâkalı aracın 28/11/2013 tarihinde karışmış olduğu tek taraflı kaza sonucu araç içerisinde yolcu olarak bulunan 27/11/2013 doğumlu bebek … ağır şekilde yaralandığını ve %100 oranında malûl kaldığını, davacının ömür boyu bir başkasının bakımına muhtaç olduğunu, davalı sigorta şirketine bakıcı gideri talebiyle yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00-TL bakıcı giderinin davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 11/03/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 250.000,00-TL’ye yükseltmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile; belirsiz alacak davası açılamayacağını, sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren 15 iş günü dolmadan dava açılmış olduğunu, davacının kaza tarihinde bebek olduğunu, yasal mevzuata göre çocuk yolcuların oto koltuğunda ve emniyet donatıları takılı biçimde yolculuk etmesi gerektiğini, bu nedenle en az %50 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; KTK 97.maddesine göre sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren 15 gün geçtikten sonra dava açılabileceğinin düzenlendiği, davacının sigorta şirketine başvurduğu tarih ile dava tarihi arasında 15 günlük sürenin dolmuş olduğu, bu nedenle davanın usûl kurallarına uygun olarak açıldığı, davacının araçta yolcu olarak bulunması nedeniyle kusurunun bulunmadığı, davacının kaza nedeniyle %100 malûl kaldığı ve ömür boyu başka bir bakımına muhtaç olduğunun Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalınca düzenlenen 06/12/2018 tarihli rapor ile tespit edildiği, kaza anında yeni doğmuş bir bebek olan davacının fiil ehliyeti bulunmadığından kendisine müterafik kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle temin edilen rapor ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davacı tarafından açılan davanın kabûlüne, 250.000,00-TL bakıcı giderinin 20/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı sigorta şirketi vekilince yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyetince; vekalet ücreti yönünden itirazın kabûlüne, diğer itirazlar yönünden itirazın reddine karar verilerek yeniden hüküm kurulmuş, karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davacı lehine 5684 sayılı Kanunun 30/17.maddesi gereğince kabûl edilen miktar üzerinden tam vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu hususuna ilişkindir.Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf sebepleri; poliçede ölüm ve sakatlanma halinde kişi başı teminat limitinin 250.000,00-TL olduğu, bakıcı gideri, sürekli ve geçici işgöremezlik taleplerinin de bu limit içerisinde kaldığı, davacı tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu başka bir dosyası ile sürekli işgöremezlik tazminatı talebiyle dava açıldığı, açılan dava sonucu verilen karar üzerine davacı tarafından davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı, daha önce açılan dava sonucu tazminat verilmesi nedeniyle poliçe limitinin sona erdiği, sürekli işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı talebinin ayrı ayrı dosyalar ile talep edilmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğu, kaza tarihinde bebek olan davacının araçta bebek koltuğunda ve emniyet aksesuarları takılı vaziyette seyahat etmesi gerekirken bu kurallara uyulmamış olması nedeniyle en az %50 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, malûliyete ilişkin raporun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmesinin gerektiği, sağlık kurulu raporunun evrak üzerinden düzenlendiği, hükme esas alınamayacağı hususlarına ilişkindir.Dava, trafik kazası nedeniyle bakıcı gideri tazminatına ilişkin bulunmaktadır.1)İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, kaza tarihi olan 28/11/2013 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2003 tarihli Karayolları ZMMS Genel Şartları gereğince bakıcı giderinin, tedavi gideri teminatı kapsamında bulunmasına, ölüm ve sakatlık teminatı kapsamında davalı sigorta şirketince ödeme yapılmasının tedavi gideri kapsamında bulunan bakıcı gideri tazminatı talep edilmesine engel nitelikte bulunmamasına, farklı teminatlar kapsamında kalan sürekli işgöremezlik ve bakıcı gideri taleplerine ilişkin olarak ayrı dosyalar ile dava açılmasının davacı tarafın kötü niyetli olarak dava açtığı anlamına gelmeyeceğine, hükme esas alınan 06/12/2018 tarihli Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalınca düzenlenen raporun kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan malûliyet tespiti işlemleri yönetmeliğine uygun olması, rapor ile davacının ömür boyu bakıcıya muhtaç olacağının tespit edilmesi karşısında bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, kaza tarihinde henüz 1 günlük bebek olan davacının fiil ehliyetinin bulunmaması nedeniyle oto koltuğunda oturmaması, gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması hususunda kendisinin müterafik kusurundan bahsedilemeyeceğinden tazminattan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmadan karar verilmesinde usûle aykırılık bulunmamasına, kaldı ki bilirkişi tarafından bakıcı gideri olarak belirlenen 1.887.303,11-TL üzerinden %50 oranında müterafik kusur nedeniyle indirim yapılsa dahi belirlenecek miktarın poliçe limitinin çok üzerinde olması nedeniyle davalı sigorta şirketinin tedavi giderine ilişkin tüm poliçe limiti ile sorumlu olduğunun açık bulunmasına, davacının yaralanmasının niteliği, dosya kapsamında bulunan teşhis ve tedavilere ilişkin bilgi ve belgeler dikkate alındığında dosya üzerinden inceleme yapılıp rapor düzenlenmesinde bir usûlsüzlük bulunmamasına göre davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talebinin HMK.353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.2) 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17.maddesi; “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” hükmünü içermektedir. Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte ve Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde bu hükme aykırı hükümler bulunmakta ise de yönetmelik veya ücret tarifesindeki hükümlerin kanuna aykırı olamayacağı dikkate alındığında yönetmelik veya ücret tarifesindeki hükümlerin uygulanma yeri bulunmayacaktır. Davacı tarafın açmış olduğu davanın ıslah talebi de dikkate alınarak tamamının kabûl edildiği göz önünde bulundurulduğunda davacı lehine kabûl edilen miktar üzerinden belirlenecek nispi (tam) vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı bulunmaktadır. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK.353/1-b/2 maddesi gereğince Tahkim Komisyonunca verilen kararın kaldırılmasına, davacı lehine 20.950,00-TL vekalet ücretine hükmedilmesi şeklinde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1- Davalı …A. Ş. vekilince, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 07/05/2019 tarih ve 2019/İ.4180-2019/İHK-5092 sayılı kararına karşı yapılan istinaf talebinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf talebinin yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle KABULÜNE, 1/1- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde davalıya İADESİNE, 1/2- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı ile 121,30-TL istinaf yoluna başvurma harcının talebi halinde davacıya İADESİNE, 1/3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,2/- Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 07/05/2019 tarih ve 2019/İ.4180-2019/İHK-5092 sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2/1- Davacı tarafından açılan davanın KABULÜNE, 250.000,00-TL tazminatın 20/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, 2/2- Davacı açılan davada kendini vekille temsil ettirdiğinden 5684 Sayılı Kanunun 30/17 ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17/2. maddesi gereğince belirlenen 20.950,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,2/3- Davacı tarafça Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde yapılan ve 3.750,00-TL başvuru ücreti ve 400,00-TL bilirkişi ücretinden ibaret 4.150,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.13/02/2020