Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3449 E. 2021/1560 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3449
KARAR NO: 2021/1560
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2019
NUMARASI: 2014/899-E 2019/616-K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 10/08/2012 tarihli dava dilekçesinde; 09/08/2011 tarihinde davalı …’ya ait kaza tarihinde …ay Sigorta A.Ş tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalı …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı sayılı aracın sebebiyet verdiği kaza sonunda araç içinde yolcu olarak bulunan müvekkillerinin yaralandığını beyanla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakların saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL tedavi gideri 100,00 TL gelir kaybı 100,00 TL işgücü kaybı olmak üzere toplam 300,00 maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını, kendisinin de yaralandığını ve davacılar gibi mağdur olduğunu, kazaya … plaka sayılı aracın sebep olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın viraja aşırı girerek savrulması sonucu çarpmanın etkisi ile müvekkiline ait araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesinden dolayı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada … plakalı müvekkilline ait araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, davacıların manevi tazminat talebinin aşırı fahış olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; poliçeye göre sakatlanma nedeni ile azami sorumluluklarının 200.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirkete sakatlanma sebebi ile davacı tarafından başvuruda bulunulmadığını, dava açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkili şirketin faiz, masraf ile ücreti vekalet ile sorumlu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; “öncelikle davalı sigorta aleyhine açılan dava bakımından, davalı tarafça yapılan ödemeye binaen davadan vazgeçildiği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacılar tarafından davalı sigorta tarafından yapılan ödemeye binaen ibraname imzalandığı, dolayısıyla da sigorta teminatı oranında ödeme yapılmış sayılması gerektiği, davacıların ancak bakiye zararlarını talep edebileceği, alınan 07/03/2019 tarihli ek raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, raporda davacı … bakımından ödeme tarihindeki verilere göre davacının zararının 149.290,55 TL olduğu, davacıya 104.065,00 TL ödeme yapıldığı ve yapılan ödemenin zararın yaklaşık %70’ini karşılamasına rağmen davacı tarafça sigorta aleyhine açılan davadan feragat edildiği, bu hali ile de teminat limiti kadar olan miktardan vazgeçildiği, teminat limitinin 200.000,00 TL olduğu, dolayısıyla da ödeme tarihi itibariyle davacının sürekli iş göremezlik zararı kalmadığı, her ne kadar davacının rapor tarihindeki veriler dikkate alındığında bakiye zarar kalmış gibi görülse de, elbette ki yapılan hesaplamanın varsayıma dayalı olması sebebiyle zaman ilerledikçe zarar miktarının artacağı, bu nedenle de hesaplamanın öncelikle ödeme tarihindeki verilerek göre yapılması gerektiği, dolayısıyla da ödeme tarihi itibariyle davacı …’un bakiye sürekli iş göremezliğinin kalmadığı, geçici iş göremezlik bakımından ise dava dışı SGK tarafından yapılan ödemenin mahsubunun gerektiği ve mahsup halinde de herhangi bir zararının kalmadığı, davacı … bakımından da davalı sigorta hakkındaki davadan vazgeçildiği, zarar miktarının teminat limiti altında kaldığı, bu nedenle de davacı …’nin de bakiye zararının bulunmadığı anlaşılmakla davacılar tarafından davalılar sürücü ve malik hakkında açılan maddi tazminat davasının reddine karar vermek gerektiği vicdani kanaatine varılmıştır. Davacıların manevi zararı bakımından ise; kazadaki kusur oranı, davacıların maluliyet oranları, sosyo ekonomik durumları ve kaza tarihi dikkate alınarak davaların kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile; Davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan MADDİ TAZMİNAT davası bakımından; -Davalı sigorta aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE, -Davalılar … ve … aleyhine açılan davanın REDDİNE, Davacılar tarafından davalılar … ve … aleyhine açılan MANEVİ TAZMİNAT davası bakımından; -Davacı … tarafından açılan davanın KISMEN KABULÜ ile; 8.000,00 TL manevi tazminatın 09/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve Davalı …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, -Davacı … tarafından açılan davanın KISMEN KABULÜ ile 25.000 TL manevi tazminatın 09/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve Davalı …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı … vekili tarafından süresinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı … vekilinin istinaf sebepleri; mahkemenin müvekkillerinden …’nin maddi zararı kalmadığı gerekçesiyle maddi tazminat talebine verdiği ret kararının gerekçesinin yasal unsurları taşıyacak şekilde oluşturulmadığı, müvekkilinin maddi zararlarının bulunduğunun gerek hesap bilirkişisi raporu gerekse de tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, mahkemece teminat limitinden müvekkilinin zararı mahsup edildiğinde dahi zararının kaldığı ortada iken mahkemece yanlış değerlendirme ile müvekkilinin zararının kalmadığına kanaat getirmesinin hatalı olduğu, müvekkilinin feragati ile sigorta şirketinin sorumlu olduğu teminat limitinin sürekli iş görmezlik zararından düşülerek sonuç maddi zarara ulaşılmışken yeniden teminat limitinin altında kaldığına dayandırılan ret gerekçesinin hatalı ve çelişkili olduğu, müvekkilinin davalılardan … Sigorta yönünden davadan feragat etmesinin diğer davalılarla doğrudan bir ilgisi bulunmamasına rağmen tüm davalılara şamil edilerek maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, müvekkilinin bakiye zararının 149.290,55 TL olmasına rağmen sigorta teminat limiti dahilinde maddi zararının kalmadığına ilişkin gerekçenin hatalı olduğu, mahkemece takdir edilen manevi tazminatın yerinde olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 09/08/2011 tarihinde davalı …’ya ait kaza tarihinde … Sigorta A.Ş tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalı …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı sayılı aracın sebebiyet verdiği kaza sonunda araç içinde yolcu olarak bulunan davacıların yaralandığı ve eldeki davayı açtıkları, anlaşılmıştır. Dosya kapsamından; dava açıldıktan sonra, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından davacılara 11/10/2013 tarihinde 104.065,00 TL ödeme yapıldığı, davacıların ayrı ayrı verdikleri dilekçeleri ile davalı … Sigorta A.Ş ile ilgili davadan vazgeçtiklerini bildirdikleri, mahkeme dosyasının esas numarası da belirtilmek suretiyle davalı … Sigorta A.Ş ve sigortalısı ….’yu tamamen ibra ettiklerine dair ibranameyi imzaladıkları, bu dava nedeni ile doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarından feragat ettiklerini belirttikleri, tespit edilmiştir. Hal böyle olunca da; dosyada ki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, davalı sigortalı şirketinin dava açıldıktan sonra davacılara yaptığı ödeme sonucunda davacıların sigorta şirketi ve sigortalısı olan davalı …’yu tamamen ibralarına ve bu dava nedeni ile doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarından feragat ettiklerine dair “ibraname” içeriğine, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uyuşmazlığı etraflıca irdeleyen uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında da bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı … vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b/1.maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararına yönelik davacı … vekilinin istinaf başvurusunun, HMK.m.353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, 2-)14,90-TL maktu karar ilam harcının istinaf eden’den tahsiline, 3-)Duruşma yapılmadığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-)İstinaf aşamasında ki giderlerin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.14/10/2021