Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3442 E. 2022/853 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3442
KARAR NO: 2022/853
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2016/1100 Esas 2019/508 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası bulunmayan … plaka sayılı otobüsün, dava dışı sürücü …’in uyuyakalması ve bunun sonucunda direksiyon hakimiyetini yitirmesi neticesinde 15/10/2008 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında sigortasız araçta yolcu olarak bulunan müvekkili Aslı Bedel’in yaralanarak bacağının koptuğunu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden temin edilen 10/08/2016 günlü Adli Sağlık Kurulu Raporundan da anlaşılacağı üzere %100 oranında sakat kaldığı ve hayatı boyunca başkalarının bakımına muhtaç hale geldiğini beyanla, yargılama sonucunda davacının maddi zarar miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL si sürekli sakatlık tazminatı, 1.0000,00-TL si geçici iş göremezlik tazminatı, 500,00-TL si geçici bakıcı gideri zararı ve 100,00-TL’si de kalıcı bakıcı gideri zararına karşılık olmak üzere toplam 3.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 26/04/2016 tarihinde Karayolları Trafik Kanununda yapılan değişiklik sonucunda, dava açmadan önce vekil edeni kuruma başvuruda bulunulmuş olmasının dava şartı haline getirildiğini, görülmekte olan dava açılmadan önce böyle bir başvuruda bulunulmadığından, davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, bundan ayrı kazaya neden olan aracın Zorunlu Taşımacılık sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olmaması ve kaza tarihi itibariyle de … Sigorta A.Ş nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı bulunması nedeniyle eldeki dava bakımından vekil edeni kuruma husumet yöneltilemeyeceğini beyanla davanın bu yönü ile de reddi gerektiğini savunmuştur. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden mahkemece 03/04/2018 günlü ön inceleme duruşmasında; davacı tarafa KTK’nun 97.madde hükmü uyarınca, davalı …na başvuruda bulunmaları için bir haftalık kesin mehil verildiği, ve davacı vekilince verilen bu süre içerisinde …na 06/07/2018 tarihinde müracaat edildiği ve bu talebin davalı kurum tarafından 16/04/2018 tarihinde sorumluluğun trafik sigortacısına ait olduğu şeklindeki beyanla reddedildiği anlaşılmış ve mahkemece tamamlanabilir dava şartına ilişkin bu noksanlığın giderilmesinden sonra yapılan yargılama neticesinde; “Zorunlu Taşımacılık poliçesi ile sigortalı olmadığı iddia edilen … plakalı otobüs, 15.10.2008 tarihinde … sevk ve idaresinde iken tek taraflı, maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiği anlaşılmaktadır. Kazada araçta yolcu olarak bulunan davacı …’in yaralandığı ve geçirdiği trafik kazası neticesinde %100 oranında sakat kaldığı iddia edilmiştir. Davacının Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 10.08.2016 tarihli Adli Sağlık Kurulu Raporunda davacının %100 oranında sakat kaldığının belirlendiği, dava konusu kaza ile ilgili olarak Manisa Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/583 Esas ve 2009/68 Karar sayılı dosyası ile yargılama yapılmış olup ceza dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda … plakalı otobüsün sürücüsü …’in % 100 kusurlu olduğunun belirtildiği, tedavi süresi boyunca çalışamayan ve geçirdiği kazadan dolayı bacağının koptuğu, ailesinin bakımına muhtaç hale geldiği, geçirdiği tedavilere rağmen iyileşemediğini beyan ederek … Sigorta aleyhinde bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacı …’in … Sigorta hakkında açtığı dava İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1578 Esas sayılı dosyasında karara çıkmış olduğu, ve tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır. Ancak … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle … Sigorta tarafından zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Taşımacılık sigortası bulunmadığından davacının zararları var olan sigorta olan mali mesuliyet sigortası tarafından karşılanması gerektiğini, müteselsil sorumluluk söz konusu olmadığı için de davacının … Sigortaya başvuru hakkı bulunmadığından davalı hakkında açılmış bulunan bu davanın pasif husumet ehliyeti bulunmadığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı otobüsün Bursa İli’nden İzmir İli’ne gitmekte iken, Manisa İli sınırları içerisinde kaza yaptığı, bu durumda aracın Zorunlu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğu belirgin olduğu ve ayrıca vekil edeninin daha önce aracın ZMM sigortacısı … Sigorta aleyhine İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan ve sonuçlanan 2015/1578 E., 2017/547 Karar sayılı ilamdan da anlaşılacağı üzere; davacının kalıcı iş göremezlik zararının 311.803,15-TL olduğunu, her ne kadar sıralı sorumluluk ilkesi gereğince bu zararın taşımacılık sigortası kapsamında …ndan tahsil edilmesi gerekmekte ise de, tespit edilen zarar miktarının poliçe limiti olan 125.000,00-TL’yi aşması nedeniyle, … Sigorta A.Ş’nin sorumluluğu yoluna gidilebileceğinin değerlendirildiği, dolayısıyla da …nın sorumluluğunun devam etmekte bulunduğu açık olduğu halde yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenle kaldırılması gerektiğine yöneliktir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; taşıma esnasında meydana gelen kazayı yapan aracın, karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunmaması sebebiyle davalı …’ndan maddi tazminat istemine ilişkindir. … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesi; “Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabilir” şeklinde düzenleme mevcut olup, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiştir. Kanunun 17. maddesinde “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” denildikten sonra, 18. maddesinde “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun’un 17. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” düzenlemesine yer verilmiş ve aynı Yasanın 2. maddesinde de İl ve ilçe trafik komisyonlarına taşımaların düzenlenmesi konusunda yetki verilmiştir. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Tazminat Ödemesinde Öncelikli Sigorta” başlığını taşıyan B.8. maddesinde ise; “Meydana gelen zarar, öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur” denilmektedir. Buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edilmiştir. Somut olayda, kazaya karışan aracın, gerçek kişi adına kayıtlı, yarı otobüs olduğu, düğün sahibi tarafından kiralanarak, Bursa İli’nden İzmir İli’ne düğünden dönen kişileri taşımakta iken, Manisa İli sınırları içerisinde talep konusu kazanın meydana geldiği ve davaya konu kazayı yapan bu aracın, kaza tarihi itibariyle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin bulunmadığı yönünde taraflar arasında bir uyuşmazlık mevcut olmadığı gibi açıklanan bu hususlar dosya kapsamıyla da sabittir. Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, kazaya karışan araç için Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yaptırılmasının zorunlu olup olmadığı hususuna ilişkin olup, uyuşmazlığın çözümü için bu durumun tam olarak açıklığa kavuşturulması ve ondan sonra hasıl olacak duruma göre, …nın sorumluluğu yoluna gidilip gidilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca mahkemece, kazaya neden olan aracın kaza tarihi itibariyle “Taşımacılık Yetki Belgesi” alma zorunluluğu ve 4925 sayılı Karayolları Taşıma Kanununun 18.maddesinde düzenlenen “Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası” yaptırması zorunlu araçlardan olup olmadığı konusunda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan, ayrıca aracın bağlı bulunduğu il veya ilçe trafik komisyonundan sorulmak suretiyle konuya açıklık getirilmeden ve daha da önemlisi bu konuda herhangi bir değerlendirmede bulunulmadan, aracın taşımacılık sigortası olmadığı ve bu nedenle de oluşan zararın ZMM sigortası tarafından karşılanması gerektiği şeklindeki bir gerekçeyle davalı …na yönelik davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi isabetsizdir. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilemez. (Bknz: Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2021/3038 E,-2021/3312 K ve Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2020/81 E,-2021/1329K sayılı içtihatları) Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/05/2019 tarih ve 2016/1100 E., 2019/508 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/06/2022