Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3430 E. 2022/1085 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3430
KARAR NO: 2022/1085
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
TARİHİ: 07/02/2019
NUMARASI: 2017/423 Esas 2019/117 Karar
DAVA TÜRÜ: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili11/04/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; 25/07/2005 tarihinde …’ın sevk ve yönetimindeki … plakalı araçla seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıktığı ve karşı şeride geçerek ağaca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat ettiği, müvekkili olan …’ın anne, baba, eş ve çocukları olan davacıların destekten yoksun kaldıklarını, sigorta şirketine başvuruda bulunmalarına rağmen kendilerine ödeme yapılmadığını belirterek, tahkikat sonucunda müvekkillerinin zararının değerinin tam ve kesin belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 3.500,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca talebin yeni genel şartlar gereğince teminat dışı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Eldeki davamız bakımından; kazanın tek taraflı trafik kazası olduğu, dolayısıyla davacıların desteğinin kendi kusuru neticesinde vefat ettiği, Yargıtay HGK kararında belirtildiği üzere yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenin kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmasının mümkün olmadığı ve desteğin kusurunun davacıya yansıtılması gerektiği” görüşünden hareketle davanın REDDİNE karar verilmiş, verilen karar davacılar vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir. Davacılar vekilinin istinaf başvuru sebepleri; dava, hem kaza tarihi hem de dava tarihi itibari ile müvekkillerinin destekten yoksun kalma tazminatı hakları olması nedeni ile açılmış haklı bir dava olup yargıtay hukuk genel kurulunun dava devam ederken vermiş olduğu yeni kararının değerlendirilerek reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu, kaldı ki yargıtayın görüş değiştirmesinin sonucunun kaza tarihi ve dava tarihi dikkate alındığında böyle bir değişikliğin davacıların öngörebilmesini beklemek mümkün olmamakla birlikte yargıtayın vermiş olduğu bu karar ile hukuki sonucunun dava açıldığı tarih itibari ile haklı olan davacılar aleyhine sonuç doğurması öncelikle vatandaşların hukuka olan güvenini sarstığı, ayrıca dava karara çıktıktan 1 ay gibi kısa bir süre sonrada Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017 tarihinde vermiş olduğu kararından rücu ettiği, bu nedenle hem kaza tarihi hem dava tarihi hem de 14.03.2019 tarihli Hukuk Genel Kurulu Kararı ile yerel mahkeme tarafından verilen bu kararın hukuka aykırı olduğu, 14.03.2019 tarihli yeni Hukuk Genel Kurulu doğrultusunda davacı müvekkillerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında üçüncü kişi olup davalı sigorta şirketinin, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı ve olayda işleten veya sürücü kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olması nedeni ile davamızın kabul edilmesi gerekirken reddedilmesinin kanuna ve hukuk aykırı olduğu hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 25/07/2005 tarihinde …’ın sevk ve yönetimindeki davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araçla seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıktığı ve karşı şeride geçerek ağaca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat ettiği, mirasçıları olan davacıların destekten yoksun kaldıkları iddiasıyla bu davayı açtıkları anlaşılmıştır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel Şartların C.10. maddesi ile 12/08/2003 tarihli 25197 sayılı resmi gazetede yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartların C.11. maddesine göre; yeni genel şartların yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Somut olayda; kaza 25/07/2005 tarihinde meydana gelmiş olup, poliçenin düzenlenme tarihi ise 28/03/2005 tarihi olarak görülmektedir. Davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçenin teminat başlangıç ve bitiş tarihleri 28/03/2005 – 28/03/2006 tarihleri olup, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamı ise 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre değil, 12/08/2003 tarihli ve 25197 sayılı resmi gazetede yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre belirlenecektir. Görülmekte olan davada, talebin dayanağını oluşturan kaza, 25/07/2005 tarihinde meydana gelmiş olup; kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve HGK kararları ile Yargıtay özel dairesinin yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü-işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı, araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişilerin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 16/04/2019 gün 2016/10995 Esas-2019/4807 Karar sayılı emsal içtihadından görüleceği üzere, duraksamamak gerekir. Bu durumda, mahkemece, talebin sigorta şirketinin sorumluluğu kapsamında kaldığının gözardı edilmesi sonucunda, başka bir olay, durum ve hukuki ilişkiye ait bulunan HGK’nın 01/11/2017 gün 2017/1315 Esas-2017/1239 Karar sayılı ilamındaki belirlemelere yanlış anlam verilmesi sonucunda, yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, HMK.m.353/1-a/6 kapsamındaki hali oluşturacağından, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde yargılama yapılarak yeniden esas hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK.m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.15/09/2022