Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3429 E. 2022/1727 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3429
KARAR NO: 2022/1727
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI: 2016/268 Esas – 2019/746 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın karıştığı 31/01/2016 günlü trafik kazasında söz konusu sigortalı araçta yolcu olarak bulunan ve vekil edenlerinin miras bırakanı olan …’ün hayatını kaybettiğini beyanla, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak), …’ün ölümüyle desteğinden yoksun kalan davacılar yararına 1.000,00-TL’si destekten yoksun kalma tazminatı, 1.000,00-TL’si de cenaze ve defin giderlerine karşılık olmak üzere toplam 2.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 30/01/2018 günlü bedel artırım dilekçesi ile de davacı eş … için olan destek tazminatına ilişkin istek miktarını, dosya kapsamında temin edilen aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda 151.315,17-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 31/01/2016 günlü ölümlü trafik kazasına karıştığı ileri sürülen … plaka sayılı araç vekil edeni şirket nezdinde, 17/11/2015-17/11/2016 tarihleri arasını kapsar biçimde ZMM sigortalı ise de sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçe limiti ve araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı bulunduğundan, öncelikle kusur durumunun belirlenmesi ve davacıların destek zararlarının varlığını kanıtlamaları gerektiğini, ayrıca müttevefa … sigortalı araçta hatır için taşındığından belirlenecek tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasını istediklerini, cenaze ve defin giderlerine ilişkin zararın giderilmesinden de sigortacının sorumlu olmadığını ileri sürerek davaya karşı koymuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; idda, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçla, … isimli şahsın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde meydana gelen 31/01/2016 günlü trafik kazasında davacı …’ün eşi diğer davacının da annesi bulunan …’ün hayatını kaybettiği kazaya esasen, … isimli şahsın yönetimindeki … plaka sayılı çekici – … plakalı sayılı römorktan oluşan hafriyat kamyonunun sebebiyet verdiği, kazanın oluşumunda dava dışı araç sürücüsü …’nun asli ve tam kusurlu bulunduğu, buna karşılık … plaka sayılı araç sürücüsü … ile … plaka sayılı araç sürücüsü …’e atfedilebilecek bir kusur olmadığının ve ayrıca davacıların destek zararlarının olup olmadığı, varsa ne kadar bulunduğunun 08/09/2017 havale tarihli bilirkişi heyet raporu ile tespit edildiği, ancak müttevefanın araç sürücüsü …’ın baldızı bulunduğu anlaşıldığından, davacı … yönünden belirlenen tazminat miktarından %20 oranında takdiri indirim yapılması; davacı … hakkında açılan davanın ise 16/01/2018 günlü duruşma oturumunda işlemden kaldırıldığı, 3 aylık süre içerisinde de yenilenmediği, dolayısıyla bu davacı bakımından açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği şeklindeki gerekçe ile; -Davacı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına, -Davacı … tarafından açılan davanın Kısmen Kabulü ile 121.052,14 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 500,00TL cenaze ve defin gideri olmak üzere toplam 121.552,14TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf nedenleri; hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve dosyada mevcut diğer tüm bilirkişi raporlarında vekil edeni şirket nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, tüm kusurun dava dışı başka bir araç sürücüsüne ait bulunduğu belirlendiği halde, ilk derece mahkemesince bu husus gözetilmeksizin müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu yoluna gidilmesinin büyük yanılgı içerdiği, bu nedenle hatalı kararın kaldırılması gerektiğine yöneliktir. Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir.İstinaf edenin sıfatı ve istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK’nun 88 ve TBK’nun 61 ve devamı madde hükümleri ile yine TBK’nun 162 ve devamı madde hükümlerine göre; sigortacı dahil, haksız eylem sorumlularından her biri teselsül hükümleri uyarınca tam tazminatla yükümlüdürler. Kusursuz veya bir miktar kusurlu olan davacı taraf, yasanın verdiği müteselsil talep hakkından açıkça vazgeçmedikçe kendi kusuru dışında kusur sorumlularının tamamına veya bir kaçına ya da her hangi birine karşı dava açarak uğradığı zararın tamamının giderilmesini isteyebilir. …’ün kaza sırasında … plaka sayılı araçta yolcu olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup, kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunması mümkün değildir. Bu durumda davacıların kazaya karıştığı belirlenen tüm araçların maliki/ işleteni, sürücüsü ve sigortacısına karşı veya bunlardan birine ya da birkaçına karşı dava açabileceği konusunda bir duraksama bulunmamaktadır. Somut olayda, davacı taraf yasadan kaynaklanan bu hakkı kullanarak …’ün ölümüyle sonuçlanan kazaya karışan … plaka sayılı aracın ZMM sigortacısı bulunan davalı sigorta şirketine husumet yöneltmek suretiyle eldeki davayı açmıştır. Ne var ki trafik kazası haksız fiil niteliğinde olup, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın “Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri” başlıklı bölümünde yer alan 49/1 madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bu itibarla haksız fiile dayalı tazminat davalarında araç işleteni, sürücüsü ve sigortacısının sorumluluğu yoluna gidilebilmesi için, az veya çok bir kusurun varlığı ya da hukuka aykırı bir fiil mevcut olmalıdır. Yani kusur ve hukuka aykırı bir fiil olmadan haksız fiilden kaynaklanan sorumluluk da olmaz.Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu sabit olup, mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Kaldı ki davacı tarafça da bu yöndeki tespit ve belirlemelere karşı konulmamıştır.Hal böyle olunca mahkemece, 2918 sayılı KTK’nın 85. madde hükmü kapsamında işletenin haksız fiilden kaynaklanan hukuki sorumluluğunu, aynı yasanın 88.maddesi uyarınca üstlenen davalı sigorta şirketi aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, haksız fiile dayalı hukuki sorumluluk ilkelerinin göz ardı edilmesi neticesinde yazılı biçim ve şekilde davacı … tarafından açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir.Ancak bu yanılgının giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK m. 353/1-b/2 hükmü kapsamında kaldırılmasına ve istinaf yasa yoluna başvuru konusu yapılmayan hususlar nedeniyle taraflar yararına oluşan usulü kazanılmış haklar ile harcın da kamu düzeninden olduğu gözetilerek, düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca;1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2019 tarih ve 2016/268 Esas – 2019/746 Karar sayılı ilamına karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun, yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE, a-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 2.075,80-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalı sigorta şirketine iadesine, b-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, c-)İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer yargılama giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına, 2-)İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/268 Esas – 2019/746 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, a-)Davacı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına, b-)Davacı … tarafından, davalı sigorta şirketine yönelik olarak açılan maddi tazminat davasının REDDİNE, c-)Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 29,20- TL harç ile daha sonra ıslah harcı olarak yatırıldığı belirlenen 514,00 TL harç toplamı olan 543,20-TL’den düşümü ile kalan 462,25-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,d-)Davalı sigorta şirketi yargılama sırasında vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca belirlenen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine, e-)Davacı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olduğundan, davalı yararına belirlenen 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine, f-)Davacı … ve davacı … tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin yapan davacı üzerinde bırakılmasına, g-)Davalı tarafından ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, h-)Yatırılan gider avanslarından arta kalanın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde ve HMK’nun 361.madde hükmü gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.01/12/2022