Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3422 E. 2022/1550 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3422
KARAR NO: 2022/1550
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2018/321 Esas – 2019/611 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan … plaka sayılı araç ile … plakalı yolcu treninin çarpışması neticesinde meydana gelen 08/10/2017 günlü trafik kazasında, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan vekil edenlerinin kızı …’nun hayatını kaybettiğini, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunduğunu, bu nedenle sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde davacı anne için 22.412,00-TL, davacı baba için de 17.224,00-TL ödeme yapılmış ise de bu ödemenin gerçek zararı karşılamaktan çok uzak olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, …’nun ölümüyle desteğinden yoksun kalan her bir davacı için ayrı ayrı 40.000,00-TL odlmak üzere toplam 80.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; 18/03/2019 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de davacı anne …’nun destek tazminatına ilişkin istek miktarını bilirkişi raporu doğrultusunda 40.561,97-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların kızı …’nun ölümüyle sonuçlanan trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın vekil edenin şirket nezdinde ZMM sigortalı olduğunu, kazadan sonra yapılan başvuru neticesinde davacılara yapılan ödeme ile tüm sorumluluğunun giderildiğini, başkaca bir sorumluluğu kalmadığını, ancak başkaca bir sorumluluk yoluna gidilecek olursa hesaplamanın 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarındaki düzenlemeler doğrultusunda belirlenmesini, ayrıca hatır taşıması varsa belirlenecek tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasını istediklerini beyanla davaya karşı koymuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda: iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; “08.10.2017 tarihinde davacıların kızı … ın … plakalı araç içinde yolcu iken kazanın hemzemin geçit üzerinde meydana geldiği ve davacıların kızının vefat ettiği, dava dışı … nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 07.06.2017-07.06.2018 tarihleri arasında … nolu poliçe ile davalıya ZMMS sigortalı olduğu riskin poliçe dönemi içinde gerçekleştiği, dava dışı araç sürücüsünün bütün kavşaklarda araçlar ray üzerinde hareket eden taşıtlara ilk geçiş hakkını vermek zorunda olduğu 2918 S.Y 57/1-f ve 65/1 maddesi gereğince taşıma sınırının üzerinde yolcu aldığıKTK 47,52,57,65 ve 76 maddeleri gereğince kusurlu olduğu davacıların ölen kızlarının yolcu konumunda olup kusurunun bulunmadığı, ölen destek ölüm tarihinde 2006 doğumlu olup 11 yaşında olduğu, hesaplamanın 18 yaşından sonra desteğinin gerçekleşeceği, davacıların bakiye ömür sürelerine göre ölenin evlenme yaşı ve çocuk sahibi olma ihtimaline göre yapılan hesaplamada davacı annenin ev hanımı olduğu yetiştirme gideri tenzili yapılamayacağı , davacı babadan yetiştirme gideri tenzili ve davacılara yapılan 16.02.2018 tarihli ödemenin güncellenmiş halinin düşülmesi ile davacı anne … için 40.561,97 TL davacı baba … için 31.755,30 TL tazminatın tahsili gerektiği, her ne kadar desteğin yolcu olduğu araç davacıların komşusu ise de sırf murisin taşınması konusunda sürücü ile davacılar arasında bir ilişki bulunmadığı hatır taşıması indiriminin yapılamayacağı,belirlenen bu miktara davalının davacılara cevap tarihi olan 30.01.2018 tarihinin temerrüt tarihi kabul edilerek temerrüt tarihi olan 30.01.2018 tarihinden itibaren , dava haksız fiil talebi olup , 3095 S.Y 2/2 maddesi gereğince yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara ödenmesine ve davacı … Yönünden yapılan fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerektiği” şeklindeki gerekçeyle; Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davacı … için 31.755,30 TL , davacı … için 40.561,97 TL ‘nin davalının temerrüt tarihi olan 30/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davalının sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlandırılmasına, karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı vekilinin istinaf nedenleri; hükme esas alınan bilirkişi ek raporundaki gelecek döneme ilişkin hesaplama yönteminin hatalı olduğu, fazla tazminat belirlendiği, yetiştirme giderleri tenzil oranının %5 oranda uygulanmasının kabul edilemez bulunduğu, anne için yetiştirme gideri tenzili yapılmadan karar verilmiş olmasının doğru olmadığı ve somut olayda hatır taşıması söz konusu olduğu halde herhangi bir hatır taşıması indirimi yapılmaksızın karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu hususlarına yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle Yargıtay Özel Dairesi’nin güncel içtihatları doğrultusunda, karar tarihine en yakın tarihteki veriler baz alınmak ve sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin güncel değerlerinin düşülmesi suretiyle düzenlendiği anlaşılan, dosyaya oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içeren ve davalı tarafın itirazına uğramayan, 08/03/2019 günlü ek bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında istinaf edenin sıfatına göre usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin tazminat hesaplama yöntem ve şekline yönelik istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin hatır taşıması yapılması indirimi yapılması gerektiğine ilişkin istinaf itirazına gelince; Menfaat karşılığı olmayan taşımalarda, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51.madde hükmü uyarınca (benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43.maddesinde de mevcuttur) tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Ancak bir hatır taşımasından söz edebilmek için de yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Bu bakımdan hatır taşıması ilişkisinin değerlendirilmesinde, taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemli olup, yarar ekonomik olabileceği gibi ortak toplumsal yararları da ilgilendirilebilir. Taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin (sürücü) bir çıkarı veya yararı bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Her ne kadar yapılan yargılama sırasında davalı tarafça, olayda hatır taşıması bulunması nedeniyle belirlenecek tazminatlardan hatır taşıması indirimi yapılması suretiyle hüküm tesis edilmesi istenilmiş ve sigortalı araç sürücüsü/ malikiyle davacıların komşu oldukları, birlikte yemek yemek ve alışveriş yapmak amacıyla araçta bulundukları anlaşılmış ise de, tarafların arkadaş veya komşu olmaları tek başına indirim nedeni değildir. Hatır taşımasından bahsedilebilmesi için söz konusu taşımanın bir bedel karşılığında olmaması ve mağdur lehine yapıldığının belirlenmesi gerekir. Somut olayda var olan taşımanın, her hangi bir bedel karşılığında olmadığı ve taşımanın sadece davacı taraf yararına yapıldığı hususu davalı sigorta tarafından usulüne uygun şekilde kanıtlanamadığına, iddianın soyut nitelikte kaldığının anlaşılmış bulunmasına göre, mahkemece hatır taşıması indirimi yapılmaksızın karar verilmiş olmasında isabetsizlik tespit edilemediğinden davalı sigorta sirketi vekilinin bu yönü amaçlayan istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-/İstinaf eden davalıdan alınması gereken 4.939,99-TL harçtan peşin yatırılan 1.235,00-TL harcın düşümü ile kalan 3.704,99-TL istinaf ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.10/11/2022