Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3410 E. 2022/502 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3410
KARAR NO: 2022/502
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/04/2019
NUMARASI: 2016/80 Esas – 2019/444 Karar
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş adına kayıtlı, davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, davacılar murisi …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca arkadan çarpması neticesinde meydana gelen 09/11/2012 günlü trafik kazasında ağır biçimde yaralanan …’ın kaldırılmış olduğu hastanede 24/11/2012 tarihinde vefat ettiğini, kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü …’ın %100 kusurlu olduğunu, Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan ve 2013/48 esasa kayıtlanan ceza yargılamasına ilişkin dava sonucunda verilen 15/05/2014 günlü kararla davalının 2 yıl 6 ay süre ile cezalandırılması yoluna gidilmiş ve verilen ceza para cezasına çevrilmiş ise de kararı temyiz ettiklerini bu nedenle ceza yargılamasına ilişkin davanın henüz sonuçlanmadığını, …’ın ölümü ile davacı eş …’ın, davacı çocuk …’ın, davacı anne …’ın, davacı baba …’ın ve davacı kardeş …’ın ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 10.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı işleten (… A.Ş) ve sürücü ( …) yönünden olay tarihinden, sigortacı (… Sigorta A.Ş) yönünden ise temerrüt tarihinden işletilecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen; ayrıca davacı eş ve çocuk için ayrı ayrı 150.000,00- TL davacı anne ve baba için ayrı ayrı 100.000,00- TL ve davacı kardeşlerin (…, …, … ve …) her biri için ayrı ayrı 50.000,00 -TL olmak üzere toplam 700.000,00-TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışında kalan diğer davalılardan olay tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; 19/03/2019 havale günlü ıslah dilekçesi ile de 26/11/2018 günlü bilirkişi raporu ile toplam maddi zararın 328.310,75-TL olduğunun belirlendiğini, anılan bu zararın 225.000,00-TL’lik kısmının poliçe teminatı kapsamında davalı … Sigorta A.Ş ile yapılan sulh sözleşmesine istinaden ödendiğini, bakiye 103.310,75-TL maddi zararın sigorta dışındaki davalılarca ödenmesi gerektiğini belirterek, maddi tazminata ilişkin taleplerini … Sigorta haricindeki diğer davalılar bakımından 103.310,75-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı taraf; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, I-Maddi Tazminat Talebi Yönünden 1-Maddi tazminat talebi yönünden davalı sigorta şirketine karşı açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE, 2-Davacı … yönünden 52.776,57-TL, davacı … yönünden 17.192,21-TL, davacı … yönünden 17.192,21-TL, davacı … yönünden 16.149,76-TL olmak üzere toplam 103.310,75-TL maddi tazminatın 09/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 3-Davacılar …, … ve …’in maddi tazminat talebinin subüt bulmadığından REDDİNE,” II-Manevi Tazminat Talebi Yönünden Manevi tazminat talebinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 1-Davacı … için 20.000,00-TL, davacı … için 15.000,00-TL, davacılar … ve … için 10.000,00’er TL, davacılar …, … ve … için 3.000,00’er TL olmak üzere toplam 64.000,00-TL manevi tazminatın 09/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili ve davalılardan … A.Ş vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. 1-Ne varki dosya içerisinde ki kayıt ve belgelerden davalılardan …’ın Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/09/2016 gün ve 2016/132 E., 2016/194 karar sayılı ilamı ile 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu kararın Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle 11/04/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 407.madde hükmünde; bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her erginin kısıtlanacağı, cezayı yerine getirmekle görevli makamın, böyle bir hükümlünün cezayı çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğu hususu düzenlenmiştir. Bu durumda, davalı …; hakkında verilen mahkumiyet kararının kesinleşmesi ve cezanın infazına başlanması ile yasal kısıtlılık altına gireceğinden, cezanın infazına başlanmasından sonra davalı … adına çıkartılan hiçbir tebligatın hüküm ifade etmeyeceği, dolayısıyla da gerekçeli kararın ve davacı tarafın istinaf dilekçesinin tebliğine ilişkin işlemlerin usulsüz olduğu, sonuç doğurmayacağı, aksine uygulamanın davalı Kurtça Altınkaynak’ın hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanmasını sağlayacağı gözetilerek, adı geçen davalının cezasının infazına ne zaman başlandığı, yasal kısıtlılığı nedeniyle kendisine vasi tayin edilip edilmediği, bihakkın tahliye tarihi ve şartla salıverilme tarihinin ne olduğu, tespit edilecek duruma göre kişinin mahkumiyetine bağlı kısıtlılık halinin gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarihte devam ettiği, vasi tayin edilmiş bulunduğu ve vasi tayin edilen kişinin vesayet görevini de halen devam ettiği sonucuna ulaşılır ise gerekçeli kararın ve davacıların istinaf dilekçelerinin …’ın vasisine tebliğinin sağlanması, eğer vasi tayin edilmemiş ve fakat kişinin kısıtlılık halinin devam etmekte olduğu anlaşılır ise kendisine vasi tayın edilmesi için gerekli işlemlerin yapılması, atanacak vasiye gerekçeli kararın ve davacıların istinaf dilekçesinin usulüne uygun şekilde tebliğinin sağlanması gerekmektedir. 2-Yine dosya kapsamından görülmekte olan davanın davacılarından olan …’ın ilk derece mahkemesine ait gerekçeli karar başlığında gösterilmediği ve bu davacının talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği tespit edilmiştir. Hakkında herhangi bir karar verilmemiş olsa dahi küçük …’a veleyeten anne ve babası tarafından Av. …’ya verilen vekaletnameye dayanılarak adı geçen avukat tarafından adına maddi ve manevi talepli dava açıldığı açık olup, Uyaptan temin edilen nüfus kayıtlarına göre … 23/06/1999 doğumlu olup, yargılama sırasında reşit hale gelmiştir. Bu durumda davacı …’ın 23/06/2017 tarihinden sonra yargılamayı kendisi yada kendisi adına verdiği vekaletname uyarınca vekili aracılığıyla sürdürmesi gerekmektedir. Ne var ki, dosya arasında adı geçen davacının adına istinaf isteğinde bulunan Av. …’ya vermiş olduğu bir vekaletname bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı …’ın kendi adına Av. …’ya vermiş olduğu vekaletnamesi varsa istenilerek dosyası ile birleştirilmesi, yoksa ilk derece mahkemesince verilen gerekçeli kararın ve davalı … A.Ş vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinin adı geçen davacı asile usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi, istinaf süresinin beklenilmesi, istinaf yasa yoluna başvuruda bulunması halinde istinaf dilekçesinin karşı tarafa tebliğinin sağlanması da gereklidir. 3-Bundan ayrı, istinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması halinde, 346 ncı maddenin ikinci fıkra hükmü kıyas yoluyla uygulanır. (HMK. m.344). Görülmekte olan davada davacılar zorunlu dava arkadaşı konumunda olmayıp, ihtiyari dava arkadaşı konumunda bulunduklarından her bir davacı istinaf karar ve ilâm harcı ile istinaf giderlerini ayrı ayrı yatırmalıdır. Dosya arasındaki kayıt ve belgelere göre 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilâm harcının ve 121,30-TL istinaf başvuru harcının sadece davacılardan …’ın adı yazılmak suretiyle alındığı, diğer davacılar bakımından ise hiç harç alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle istinaf isteminde bulunan davacılar …, …, …, …, … ve …’tan da yukarıda yazılı yasa hükümleri uyarınca istinaf karar ve ilâm harcı ile giderlerin alınması için gerekli işlemlerin yapılması ve sonucunun beklenilerek değerlendirilmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca; az yukarıda tek tek bentler halinde gösterilen tüm eksiklikler giderildikten sonra dosyanın istinaf incelemesi yapılabilmesi için Dairemize gönderilmek üzere mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, HMK. m.352 hükmü uyarınca, KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 14/04/2022