Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3401 E. 2022/1548 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3401
KARAR NO: 2022/1548
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2019
NUMARASI: 2017/705 Esas – 2019/725 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan ve davalı …’un sevk ve idaresindeki, davalı … Kiralama Ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı … plaka sayılı aracın neden olduğu 17/10/2014 günlü trafik kazasında, vekil edenlerinin miras bırakanı …’ın hayatını kaybettiğini ve kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun ceza yargılaması sırasında tespit edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) …’ın ölümüyle desteğinden yoksun kalan davacı eş … ve davacı çocuk … için ayrı ayrı 10.000,00-TL ve ayrıca tedavi ve defin giderlerine karşılık olarak da 1.000,00-TL olmak üzere toplam 21.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan; keza davacı çocukların her biri için ayrı ayrı 50.000,00-TL ve davacı eş için de 100.000,00-TL olmak kaydıyla toplam 250.000,00-TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışında kalan diğer davalılardan kaza tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş; daha sonra dosyaya sunulan 28/11/2018 günlü dilekçe ile maddi tazminata ilişkin taleplerin davalı … Sigorta A.Ş. ile aralarında yapılan sulh protokolü kapsamında karşılandığını belirterek maddi tazminata yönelik davadan feragat ettiklerini açıklamıştır. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; ceza dosyasında alınan kusur raporunun gerçeğe uygun olmayacak şekilde düzenlendiğini, kusur değerlendirmesinin hatalı ve isabetsiz olduğunu, tekrar kusur raporu alınması gerektiğini, müvekkili ve ailesi tarafından müteveffanın ailesine manevi destek verildiğini, davacıların tedavi ve defin gideri talep etmelerinin mümkün olmadığını, ayrıca davacılar tarafından avans faizi talep edilemeyeceğini, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, huzurdaki davada destekten yoksun kalma tazminatı koşullarının oluşmadığını, davacıların murisin desteğini ispat etmeleri gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ticaret A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin araç kiralama işi ile iştikal ettiğini, kazaya karışan … plaka sayılı araç müvekkili adına kayıtlı ise de; kazaya karışan bu aracın uzun dönemli olarak … İth. İhr. Tic. Ltd. Şti.’ne kiralandığını, kira sözleşmesinin 25/08/2014-25/08/2017 tarihleri arasında olduğunu, araç teslim tutanağı ile aracın kiracıya teslim edildiğini, bu nedenle olayda sorumluluğun işleten sıfatı ile kiracı da olduğunu, bu nedenle öncelikle husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca, müteveffanın davacılara destek olduğunun ispatı gerekeceğini, talep edilen tazminatın doğrudan ödenmesinin söz konusu olamayacağını, davacıların gerçek zararının belirlenmesi gerektiğini belirterek davaya karşı koymuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçelerinde özetle ; Davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacıların miras bırakanı …’ın ölümüyle sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsü …’un tam kusurlu olduğu, mütteveffa yayanın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacıların yargılama sırasında maddi tazminata ilişkin taleplerinden feragat ettikleri, kazaya neden olan aracın maliki bulunan davalı … Ticaret A.Ş. İse söz konusu aracı uzun süreli kiralama sözleşmesi ile dava dışı başka bir şirkete kiraladığı anlaşıldığından işleten sıfatının kalmadığı, bu nedenle aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddi gerektiği, manevi tazminata ilişkin talepler bakımından da davanın kısmen kabulünün uygun olacağı benimsenmek suretiyle; -Davacıların maddi tazminat davalarının feragat nedeniyle reddine, -Davacıların manevi tazminat davasında; -Davalı … hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı … için 60.000 TL, davacı … için 30.000 TL, davacı … için 30.000 TL, davacı … için 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/10/2014 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Davalı … KİRALAMA VE TİC. A.Ş. hakkındaki manevi tazminat davasının husumet yönünden reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Mahkemece, davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu değerlendirilerek verilen 16/07/2019 günlü ek kararla; eksik istinaf harç ve giderlerinin yatırılması konusunda düzenlenen muhtıra gereklerinin yerine getirilmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, adı geçen davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Mahkemece verilen 16/07/2019 günlü ek karar; davalılar vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği halde, adı geçen davalı tarafından söz konusu bu ek karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulmadığı görülmüştür. Bu durumda sadece davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.Davacılar vekili istinaf nedenleri; Davalı araç sürücüsünün tam kusuru neticesinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle vekil edenleri yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının son derece yetersiz olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talep doğrultusunda kabul kararı verilmesi gerektiği hususuna yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; Trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup, sadece manevi tazminatlara ilişkin hüküm bölümüne karşı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, kusur durumu, paranın alım gücü, ölenin yaşı, tazminat talebinde bulunanların sayısı, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, ölümle sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına ve az olmamasına göre; davacılar vekilinin manevi tazminatı miktarının yetersiz olduğuna yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca;1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2- İstinaf eden davacılar görülmekte olan davada ihtiyari dava arkadaşı konumunda bulunduklarından, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca her bir davacıdan ayrı ayrı alınması gereken 80.70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı toplamı olan 322,80-TL’den, istinaf başvurusu sırasında davacı lar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL’nin düşümü ile kalan 278,40-TL bakiye harcın davacılardan müsavi şekilde alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerin yapan davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.10/11/2022