Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/340 E. 2021/318 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/340
KARAR NO : 2021/318
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/09/2018
NUMARASI : 2016/1363 E., 2018/963 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili 13/12/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; 04.02.2015 günü … plakalı kamyonet sürücüsü … geri geri manevra yaptığı sırada, müvekkili …’a çarparak ve bacağı üzerinden geçerek yaşam boyu sakat kalmasına neden olduğunu, davalı …’ın bu kazanın oluşumunda 2918 sayılı KTK’nın ve diğer ilgili mevzuatın kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmeyerek asli kusurlu davranarak müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu, kaza neticesinde müvekkilinin hem maddi hem de manevi zarara uğradığını, müvekkilinin ileride elde edebileceği kazançtan da mahrum kaldığını, müvekkilinin kaza geçirdiği tarihte (56) yaşında ve geçimini cami işlerinde temizlik görevlisi olarak sürdürdüğünü belirterek, maddi tazminat tutarı ile tedavi bakıcı giderleri belirlenerek (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere), işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden temerrüt tarihinden (25/05/2015) işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılardan tahsiline, ayrıca 40.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte işleten ve sürücüden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve .. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın taraflarının, sigortacı dışında yerleşim yerinin İzmir olduğunu, davaya konu trafik kazasının İZMİR’de gerçekleştiğini, yargılamanın olayın gerçekleştiği yer olan İzmir mahkemelerinde yapılması gerektiğini, dava konusu olayda davalı müvekkillerinin herhangi bir kusuru olmadığını, davalı sürücünün hukukun ve yasanın kendisine emrettiği tüm kurallara uyduğunu, davacı yanın beden gücü kaybı olmadığını, dava konusu olaydan önce herhangi bir işte çalışmadığını belirterek, öncelikle davanın yetkili İzmir Mahkemelerine gönderilmesini, ayrıca hukuka ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm tazminat talepleri bakımından başvuru şartını yerine getirmiş olduğunun kanıtlanması gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespiti gerektiğini, tüm bakıcı giderlerinin tedavi teminatı kapsamında olduğuna dair karar verilmesi halinde 6111 sayılı yasa kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli ibu giderlerden davalı müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının talebine konu geçici iş göremezlik ve tedavi gideri talebinin de reddi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının 6111 sayılı yasa ve trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışı olduğunu, gelirin asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, müvekkili şirkete başvuru yapılmamış olması halinde faiz başlangıcının dava tarihi ve faiz türünün yasal faiz olması gerektiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 5.159,88 TL geçici iş göremezlik 50.694,27 TL sürekli iş göremezlik 6.423,07 TL bakıcı gideri 2.650,37 TL tedavi giderinin davalılar … kaza tarihi 04/02/2015 tarihinden, davalı sigorta şirketinden 04/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlandırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,2-Davacının, geç emeklilik nedeniyle uğradığını iddia ettiği zarara ilişkin talebinin reddine,3-Davacının, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi 04/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Verilen karar davacı vekili ile davalılar … vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince kazanın müvekkilinde oluşturduğu elem ve acıyı karşılayacak yeterlilikte manevi tazminata hükmedilmediğini, hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince bilirkişi incelemelerine yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını, olayda müvekkillerinin kusuru olmadığını, takdir edilen maddi ve manevi tazminatın miktarının yüksek olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve dosyanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği ve eksik ödendiği sonradan anlaşılırsa, kararın veren mahkeme tarafından verilecek 1 haftalık kesin süre içerisinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçeceği hususu başvuruna yazılı olarak bildirilir, verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. ( HMK 344.md.) istinaf harcı hiç ödenmemiş veya eksik ödenmiş olması halinde, kanun, bu eksikliği ilgilisi tarafından tamamlanabileceğini ön görmüştür. HMK.nun 344 madde hükmü istinaf harç ve giderleri bakımından bir ayrım gözetmemiştir. Harcın hiç yatırılmamış veya eksik yatırılmış olması halinde HMK.nun 344 madde hükmü uygulanacaktır. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan bildirimde, ödenmesi gereken harç tutarı, bu tutarın 1 haftalık kesin süre içerisinde yatırılması; bu süre içerisinde yatırılmaması halinde, başvurudan vazgeçmiş sayılacağı ve istinaf başvurusunun yapılmamış sayılacağına karar verileceği ihtar edilir. Bir haftalık süre bildirimin ilgiliye tebliğ tarihinden itibaren başlar. Uyuşmazlığa konu dava nispi harca tabi olup, harç hükmedilen uyuşmazlık değer üzerinden alınmıştır. Nispi harçların ödeme zamanı Harçlar Kanunun 27-1/a fıkrasında ön görülmüştür. Buna göre, karar ve ilam harçlarının 1/4 peşin geri kalanın kararın verilmesinden itibaren 1 ay içinde ödenir.İstinaf başvurusunda bulunan davalılar vekiline; eksik 711,72 TL istinaf harcı ile 150,00 TL istinaf avansını bir haftalık süre içinde ödenmesi ihtar edilmiştir. HMK.nun 27-1/a fıkrasına göre karar ve ilam harçlarının 1/4’ünün peşin olarak mutlak suretle yatırılması ön görülmüştür. Harçlar Kanununda yasa yollarına başvuru için 1/4 nispi karar harcının peşin olarak alınacağı, alınmadığı takdirde HMK.nun 344 ve 346.md göre işlem yapılacağı, davalılar vekili 26/09/2018 tarihli karara karşı 30/01/2019 tarihinde istinaf başvurusunda bulunmuş ise de HMK.nun 344 maddesi uyarınca 711,72 TL bakiye nispi istinaf harcını yatırmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece olayda yaralanan davacı lehine bu hususlara göre takdir edilen manevi tazminat yeterli bulunduğundan, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin HMK.nun 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve yasaya uygun olan İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/09/2018 tarih ve 2016/1363 Esas, 2018/963 Karar sayılı kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK. nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Davalılar … vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine YER OLMADIĞINA,2-Alınması gereken 59,30 TL peşin yatırılan 35,90 TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 23,40 TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,3-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL başvuru harcının kendisine İADESİNE, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,HMK. nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 18/02/2021