Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3385 E. 2022/1144 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3385
KARAR NO: 2022/1144
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2019
NUMARASI: 2016/159 Esas 2019/644 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Cismani Zarar Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/09/2015 tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın, bisiklet süren müvekkillerinin yaşı küçük çocuğu …’ye çarpması sonucunda meydana gelen kazada …’nin ağır derecede yaralandığını, araç sürücüsünün kaza nedeniyle tam kusurlu olduğunu, yaralanan müvekkilinin 10 yaşında olup 6 yıldır kaza nedeniyle tedavi gördüğünü ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik iş gücü (efor) kaybı için 1.000,00- TL, hastane, yol ve tedavi masrafları için 100,00- TL, baba …’nin uğradığı kazanç kaybı için 100,00-TL olmak üzere toplam 1.200,00- TL maddi tazminatın tüm davalılardan, davalılardan … için 20.000,00- TL, … için 10.000,00- TL, … için 10.000,00- TL olmak üzere 40.000,00- TL manevi tazminatın davalılar araç işleten ve sürücüsünden müteselsilen tahsiline, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davaya cevap veren davalılar, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün % 100 kusurlu olduğu, davacı çocuğun iyileşme süresi 9 aya kadar uzayabilecek şekilde yaralandığı, maluliyetinin bulunmaması nedeniyle çocuk yararına efor kaybı tazminatına hükmedilemeyeceği görüşünden hareketle; Davacılardan … yönünden tedavi giderlerine ilişkin ve kazanç kaybına ilişkin tazminat talebinden feragat edildiği göz önüne alınarak bu davacı yönünden feragat sebebiyle davanın reddine,… ve … yönünden maddi tazminat talebinin reddine, … yönünden 3.000 TL manevi tazminatın davalı … ve …’tan 20/09/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsili ile bu davacıya verilmesine, … yönünden 2.500 TL manevi tazminatın davalı … ve …’tan 20/09/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsili ile bu davacıya verilmesine, … yönünden 2.500 TL manevi tazminatın davalı … ve …’tan 20/09/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsili ile bu davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; davacılar vekili ile davalı … ve … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri: Davalı … ve … vekili; kazada müvekkilinin kusuru bulunmadığını, davacı küçüğün kaza nedeniyle manevi tazminatı gerektirecek bir psikolojik sarsıntı yaşadığının ispatlanmadığını, manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu,, hükmedilen manevi tazminatların fazla olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davacılar vekili; müvekkilinin 9 ay iyileşme sürecinde %100 malül olduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğunu, bu nedenle 9 aylık süre için müvekkili lehine efor tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu taleplerinin reddinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. İstinaf edenlerin sıfatı, istinaf nedenleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosyada bulunan adli rapor içeriklerinden, davacı çocuğun kazaya bağlı yaralanmasında iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Görülmekte olan davada ki olaya özgü özel koşullar, yaşı küçük …’nin sol femur kemiği kırılacak şekilde yaralanmış olması, ayrıca kafa travması geçirmiş olması göz önüne alındığında, her ne kadar tıbbi şifa süresinin ne olduğu hususunda bir tespit ve belirleme mevcut değil ise de, 9 aya kadar uzaması beklenen iyileşme süreci gözetildiğinde ve bu süre içerisinde davacı çocuğun; yaşıtlarına göre daha çok efor harcamak suretiyle hayatını idame ettirmek zorunda kalacağında kuşku bulunmamaktadır. Hal böyle olunca da somut olayın özellikleri gereğince iyileşme süresince efor kaybı zararının oluşacağı gözetilerek bu hususta ek rapor alınmak suretiyle belirlenecek yeni duruma göre toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken olaya özgü koşullara uygun düşmeyen değerlendirme ile istemin reddine karar verilmesi yerinde bulunmamıştır. Bu itibarla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a/6.maddesi gereğince kaldırılmasına, kararın kaldırma sebep ve şekline göre davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde karar verilmiştir.
K A R A R/ Gerekçe uyarınca, 1/Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/06/2019 tarih ve 2016/159 Esas, 2019/644 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2/Dosyanın belirtilen şekilde işlem, araştırma ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, Kaldırma-gönderme kararının gerekçesi gözetildiğinde avalılar … ve … vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, 3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar ve davalılar … ve … vekilinin tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine ayrı ayrı İADESİNE, 4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan diğer istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi. 22/09/2022
– MUHALEFET ŞERHİ- Bilindiği üzere, yalnızca meslek sahipleri ve çalışıp kazanç elde etmekte olanların değil, uğranılan kaza nedeniyle oluşan maluliyet nedeniyle günlük işlerini yapamayan veya yapmakta zorlanan (daha fazla güç sarfeden) diğer kişilerin de maddi tazminat(efor tazminatı) talep edebileceği Yargıtay’ın istikrar kazanmış içtihatları ile vurgulanmıştır. Ancak somut olayda 20.11.2017 tarihli ATK raporunda davacı yaşı küçük Erhan’ın maluliyeti bulunmadığı, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiş olup, maluliyeti bulunmadığı tespit edilen davacı çocuğun 9 ay olarak belirlenen iyileşme döneminde efor kaybına uğradığından bahsedilemeyecektir. (Bknz. Yargıtay 17.HD’nin 2020/511 Esas, 2021/1377 Karar, 2020/3100 Esas, 2020/6803 Karar, 2019/5241 Esas, 2020/ 7005 Karar sayılı ilamları) Bu itibarla; yerel mahkemece davacı çocuk ErhanTüreli için yerel mahkemece maddi tazminata hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, kararın maddi tazminat yönünden kaldırılması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne bu yönü ile katılmıyorum.