Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3384 E. 2022/1198 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3384
KARAR NO: 2022/1198
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2017/75 Esas 2018/1322 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 24/01/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; 12/11/2016 tarihinde davalılardan …’in sevk ve idaresindeki diğer davalı … Ticaret A.Ş’ne ait … plakalı aracın davacıya ait … plakalı araca arkadan çarpması sonucu davacının aracında oluşan maddi hasar nedeniyle araçta değer kaybı meydana geldiğini, ayrıca aracın tamir süresince kullanılamaması nedeniyle zararının olduğunu, söz konusu maddi zararların giderilmesinden … plakalı araç sürücü, maliki ve ZMMS sigortacısı davalıların müteselsilen ve müştereken sorumlu olduklarını belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla araç değer kaybı sebebi ile 3.000,00-TL’nin kaza tarihi olan 12.11.2016 tarihten itibaren reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, aracın tamir süresince kullanılamaması (araç mahrumiyeti) nedeniyle oluşan zarar karşılığı olarak 100,00-TL’nin kaza tarihi olan 12.11.2016 tarihten itibaren reeskont avans faizleri ile birlikte davalılar … ile … Ticaret A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili ibraz ettiği 10/10/2018 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde 3.000,00 TL olarak belirttiği değer kaybına ilişkin talebini 5.000,00 TL, 100,00 TL olarak belirttiği, araçtan mahrumiyet zararını ise 1.380,00 TL olarak ıslah ettiğin bildirmiş, ıslah ile belirtilen miktarların tahsiline karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir. Davalı … Tic A.Ş vekili cevap dilekçesine özetle; dava konusu aracın uzun dönem kira sözleşmesi gereğince müvekkili şirket tarafından dava dışı … Tic. AŞ’ne kiralandığını, müvekkilinin işleten sıfatının ortadan kalktığını, kaza sırasında araç sürücüsü olduğu belirtilen …’in müvekkili şirketin değil … A.Ş.nin çalışanı olduğunu, açılan davada müvekkilinin davalı sıfatının bulunmadığını, değer kaybına ilişkin zararın ZMMS tarafından teminat altına alındığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda;-Davacının davalı … aleyhine açtığı davanın kısmen kabulüne, davacının maliki olduğu … plakalı aracın 12/11/2016 tarihinde davalıların malik, sürücü ve ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın çarpması sonucu hasara uğraması nedeniyle tespit ve takdir olunan 4.317,55 TL değer kaybı + 1.380,00 TL araçtan mahrumiyete ilişkin toplam 5.697,55 TL maddi tazminatın adı geçen davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, -Hüküm altına alınan tazminat tutarına kaza tarihi olan 12/11/2016 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Davalı … A.Ş aleyhine açtığı davanın HMK 114/1-d ve 115/2 md gereğince pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, -Davalı … A.Ş aleyhine açılan davanın HMK 114/2 ve 115/2 md gereğince özel dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Davalı şirketin iddialarına dayanak yapmış olduğu 28.06.2013 tarihli Kontrat Teslim ve Tesellüm Belgesine göre, dava konusu davalı şirket adına kayıtlı olan … plakalı aracın dava dışı şahıs/şirkete teslim tarihi 28.06.2013 olup, aracın geri dönüş (iade) tarihi olarak da 27.06.2016 tarihinin belirtildiği, aracın davaya konu kazanın olduğu 12.11.2016 tarihinden önce davalı şirkete iade edildiği, işleten sıfatının değiştiğinin usulüne uygun ispat edilemediği, bu nedenle bu husustaki kararın hatalı olduğu, bilirkişi raporu ile belirlenen 5.000 TL değer kaybına hükmedilmesi gerekirken bunun yapılmamış olmasının ve hatalı hesaplamalar içeren bilirkişi raporuna dayanılarak eksik kazanç kaybının tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kaza sonrası aracını teslim ettiği yetkili servis tarafından davalı sigortacının kazadan haberdar edildiği, bu nedenle sigortacıya başvuru koşulunun gerçekleşmesi nedeniyle, sigortacı aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle araçtaki değer kaybı ile aracın tamir süresince kullanılamaması (araç mahrumiyeti) nedeniyle oluşan zararın tahsili istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden; 12/11/2016 tarihinde davalılardan …’in sevk ve idaresindeki diğer davalı … Turizm Ticaret A.Ş’ne ait … plakalı aracın davacıya ait … plakalı araca arkadan çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacının; aracında meydana gelen değer kaybı ile aracın tamir süresince kullanılamaması nedeniyle uğradığı zararın tahsili için kazada davalı sürücünün kusurlu olduğu iddiasıyla … plakalı araç sürücü, maliki ve ZMMS sigortacısı aleyhine eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. (1)Dosyadaki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkemesince delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmamasına, KTK’nın değişik 97.maddesi kapsamında dava açılmadan önce sigortacıya başvuru şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle davalı … Sigorta AŞ aleyhine açılmış olan davanın bu nedenle reddine karar verilmesinde ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetlenebilir nitelikte ki bilirkişi raporu dayanak tutulmak suretiyle usulüne uygun olarak belirlenen 1.380 TL araç mahrumiyeti zararına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, aşağıda açıklanacak hususlar hariç olmak üzere istinaf eden vekilinin diğer istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. (2)Davalı araç maliki; aracın uzun süreli kira sözleşmesi ile kiralandığını, işleten sıfatı kalmadığını beyanla davanın husumetten reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece; “davacı, trafik kaydına dayanarak bu davayı davalı … Tic A.Ş aleyhine açmış ve onun işleten olmadığı, kazaya karışan aracın kaza tarihinden önce ihbar olunan … …Şti’ne kiralandığı, fiilen … Şti. çalışanı …’in kullanımında ve idaresinde iken dava konusu kazaya karıştığı trafik kazası tutanağı ve davalının ibraz ettiği 27/02/2013 tarihli uzun süreli kiralama sözleşmesi doğrulandığı” gerekçesi ile; davalı hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Kazaya karışan ve sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, davalı … A.Ş, adına kayıtlı olduğu ve bu hususun tartışmasız bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. Davalı … A.Ş vekilince dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinde, davalı … A.Ş ile … A.Ş arasında düzenlenen Uzun Dönem Operasyonel Kiralama ve Hizmet Sözleşmesi(UDOK)nin 27/07/2012 tarihli olduğu, 4.maddesinde sözleşmenin yürürlüğe giriş tarihinin imzalandığı tarih olduğunun düzenlendiği, 40 araç için yapıldığı, sözleşmenin kiracının kullanımındaki son aracın iadesi ile bu araca ilişkin karşılıklı ibra belgesinin düzenlendiği tarihe kadar geçerliliğini koruyacağı (md.de 5), davaya konu araçla ilgili (…) Kontrat ve Teslim Tesellüm Belgesinde, teslim tarihinin 28/06/2013, araç geri dönüş tarihinin 27/06/2016 olarak belirlendiği, bu belgeye göre kaza tarihinde, aracın davalının yedinde sayılması gerektiği, hal böyle olunca da davalı tarafça işleten sıfatının değiştiğine ilişkin sunulan belgelerin 3.kişileri bağlayıcı nitelikte bulunmadığından ve kontrat ve teslim tesellüm belgesi içeriğine göre de işleten sıfatının değiştiğinden bahsedilemeyeceği anlaşılmakla, işleten olduğu anlaşılan davalının diğer davalı ile birlikte davacının zararlarından sorumlu tutulması gerekirken, aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle davacı vekilinin bu hususa temas eden istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. (3)Açılan davada 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapan, araç değer kaybı zararını buna göre belirleyen bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle 4.317,55 TL değer kaybı zararının tahsiline karar verilmiştir. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlarındaki araçtaki değer kaybının hesaplama şekline ilişkin düzenlemeleri yasal dayanağa kavuşturan 2918 sayılı KTK’nın 90.maddesinde 26/04/2016 tarihinde yapılan değişiklik hükmünün, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 17/07/2020 gün ve 2019/40 esas- 2020/40 karar sayılı kararı ile iptal edildiği gözetildiğinde, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlarındaki konuya ilişkin düzenlemelerinin yasal dayanağı kalmadığından, araçta oluşan değer kaybı zararı belirlemesinin 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri ile bu konudaki yerleşmiş yargısal içtihatlar doğrultusunda yapılması gerekmektedir. Bu durumda araçtaki değer kaybı hesabı yapılırken, aracın kazadan önceki hasarsız hali ile kazadan sonraki tamir edilmiş halindeki rayiç değerleri arasındaki fark esas alınmalıdır. Somut olaya dönüldüğünde mahkemece görüşüne başvurulan 03/10/2018 günlü bilirkişi raporunda bu şekilde yapılan hesaplama sonucunda (aracın kazadan önceki hasarsız hali ile kazadan sonraki tamir edilmiş halindeki rayiç değerleri arasındaki fark) oluşan değer kaybı zararının 5.000,00 TL olduğu bildirilmiştir. Hal böyle olunca da; ilk derece mahkemesince 5.000,00 TL değer kaybı zararının tahsiline karar verilmesi gerekirken, uygulanması olanağı bulunmayan ZMMS Genel Şartları ekindeki tebliğde belirlenen metodoloji gereğince belirlenen 4.317,55 TL değer kaybı zararının tahsiline hükmedilmesi hatalıdır. Ancak yukarıda 2 ve 3 no lu bentlerde açıklanan yanılgılı uygulamaların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve yanılgılı hususların düzeltilmesi suretiyle HMK’nın 353/1-b/2.maddesi hükmü gereğince esas hakkında yeniden hüküm tesisine ilişkin aşağıda ki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM; Gerekçe uyarınca;1-)Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2018 tarih ve 2017/75 Esas 2018/1322 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince KABULÜNE,a-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili tarafından yatırılan nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,b-)İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,c-)İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2-)Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2018 tarih ve 2017/75 Esas 2018/1322 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,a-) Davacının, davalılar … A.Ş aleyhine açtığı davanın KABULÜNE, Davacının maliki olduğu 34 JKZ 01 plakalı aracın 12/11/2016 tarihinde davalıların malik, sürücü ve ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın çarpması sonucu hasara uğraması nedeniyle tespit ve takdir olunan 5.000,00-TL değer kaybı + 1.380,00 TL araç mahrumiyeti zararına ilişkin toplam 6.380,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 12/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine,b-)Davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açılan davanın HMK 114/2 ve 115/2 md gereğince özel dava şartı yokluğundan REDDİNE, c-) Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 435,80-TL karar harcından peşin yatırılan 52,95-TL ve 57,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 109,95-TL harcın düşümü ile bakiye 325,85 TL karar harcının davalılar … ile … Tur. A.Ş’den tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, ç-) Davacının sarf ettiği 600,00-TL bilirkişi ücreti, 309,00-TL posta/ tebligat/ müzekkere gideri, 31,40 TL başvuru harcı, 52,95-TL peşin nispi harç, 57,00-TL ıslah harcı ve 4,60-TL vekalet harcı olmak toplam 1.054,95-TL yargılama giderinin davalılar … ile … A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine, davacının sigorta şirketi ile ilgili yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, d-)Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 6.380,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ile … A.Ş’den tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, e-)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … Genel Sigorta A.Ş. lehine red olunan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. …. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek adı geçen davalıya ödenmesine dair, f-)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.29/09/2022