Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3383 E. 2021/1651 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3383
KARAR NO: 2021/1651
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/05/2019
NUMARASI: 2014/589 Esas- 2019/541 Karar
DAVA TÜRÜ: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava açan dilekçesinde özetle; müvekkilinin 25/04/2013 tarihinde işine gitmek için davalılardan …’ın maliki, …’ın sürücüsü, … Sigorta A.Ş.’nın trafik sigortacısı olduğu araca bindiğini, Büyükçekçekmece durağına geldiğinde araçtan inmek için davalı sürücüyü ikaz ettiğini, sürücünün durağa yaklaştığında durur gibi yaptığını “acele edin” diyerek davacının inmesini istediğini, henüz araçtan inmeden minibüsün harekete geçmesi nedeniyle dengesini kaybeden davacının yüz üstü düşerek yaralandığını, davacının ilk müdahale için götürüldüğü Esenyurt Devlet Hastanesi’nde belinin kırıldığının anlaşılması üzerine Bakırköy Devlet Hastanesi’ne sevk edildiğini, tedavisinin halen devam ettiğini, sakat kalma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla HMK.nun 107. maddesi gereğince 200,00 TL tedavi gideri + 200,00 TL kazanç kaybı + 300,00 TL çalışma gücünün yitirilmesi zararı + 300,00 TL ekonomik geleceğin sarsılması zararından ibaret 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ile …’tan müteselsilen ve müştereken tahsiline, takdir olunacak tazminatlara kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı … (eski ünvanı … Sigorta A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın 03/04/2013-29/03/2014 vadeli ZMMS poliçesi gere ğince müvekkili şirket tarafından teminat altına alındığını, davacının zararını ve illiyet bağını ispat etmesi halinde müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; olay tarihinde davacının müvekkilerinin malik ve sürücüsü olduğu araç ile yolculuk ettiğini, her ne kadar dava dilekçesinde olay tarihi olarak 25/04/2013 günü gösterilmiş ise de, dava konusu olayın 20/04/2013 günü saat 11.26 civarında meydana geldiğini, kazanın oluşumunda müvekkili araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, minibüs yolcu indirmek üzere durağa yaklaştığında, araç henüz durmadan davacının tamamen kendi inisiyatifi ile dolmuştan inmek istediğini ve kazanın bu sırada meydana geldiğini, davacının açtığı bu davada müvekkili araç sürücüsünün kusurunu, zararının varlığını ve miktarını, uygun illiyet bağının varlığını ispat ile yükümlü olduğunu, davacının taleplerinin yasal dayanaktan yoksun ve afaki olduğunu belirterek, her iki müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; 1-Davacı tarafından davalılar …, … ve (…) … Sigorta Şti. aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne, -Davacının 20/04/2013 tarihinde vuku bulan kazaya bağlı yaralanması nedeniyle 3.662,60 TL geçici iş göremezlik + 51.109,08 TL sürekli iş gücü kaybı + 200,00 TL tedavi giderinden ibaret toplam 54.971,68 TL maddi tazminatın müteselsilen ve müştereken …, … ve (…) … Sigorta Şti’nden tahsil edilerek davacıya ödenmesine, -Sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlandırılmasına, -Hüküm altına alınan maddi tazminat tutarına davalılar …, … yönünden kazanan vuku bulduğu 20/04/2013 gününden, (…) … Sigorta Şti yönünden dava tarihi olan 10/12/2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, 2-Davacı tarafından davalılar … ve … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, -Davacı için takdir olunan 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’tan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, -Hüküm altına alınan manevi tazminat tutarına kazanan vuku bulduğu 20/04/2013 gününden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davalılar … ile … vekili ve davacı vekili tarafından katılma yolu ile süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalılar … ile … vekilinin istinaf sebepleri; Bilirkişilerce esas alınan maluliyet oranları ve iş göremezlik sürelerinin açıkça davacının fiili durumu ve Adli Tıp Kurumu Raporuna aykırı olarak tespit edildiği, Adli Tıp Raporunda davacının 9 aylık sürede % 100 malul sayılacağı, bundan sonrasında % 43,2 oranında iş gücü kaybı belirlendiği yönünde bir tespitin yer almadığı, aksine ATK raporunda davacının kaza tarihinden itibaren 9 aylık sınırlı bir dönemde meslekte kazanma gücünü %43,2 oranında kaybettiği, iyileşme süresinin ise 9 ay olacağının belirtildiği, rapordaki bu tespite rağmen davacının ölünceye kadar iş gücü kaybına uğramış gibi hesaplama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, hesap ile ilgili iki rapor arasında çelişki bulunmasına rağmen bu çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu, hususlarına ilişkindir. Davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf sebepleri; Adli Tıp Kurumu raporuna göre dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü ile müvekkilinin aynı oranda kusurlu olduğunun belirtildiği, daha önce alınan bilirkişi raporlarında davalının asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, raporlar arasında çelişki olduğundan yeniden kusurla ilgili rapor alınması gerekir iken, itirazlarına rağmen ATK Trafik İhtisas dairesinin raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 20/04/2013 tarihinde davacının, davalılardan …’ın maliki, …’ın sürücüsü, … Sigorta A.Ş.’nın trafik sigortacısı olduğu minibüsün kapısı açık bir şekilde kaza mahalli olan kapıcı petrol önündeki duruğa gelerek, yavaşlayıp durağa yanaştığı esnada araç içinde yolcu olan davacının hareket halindeki araçtan inmeye çalıştığı sırada dengesini kaybederek yere düşmesi ile sonuçlanan trafik kazasında yaralandığı, bu nedenle maddi ve manevi tazminat istemiyle bu davayı açtığı, anlaşılmıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, özellikle somut olaya ilişkin 23/07/2018 tarihli ATK kusur raporu, kazanın meydana geliş biçimine uygun, taraf ve yargı denetimine açık ve yeterli olup yerel mahkemece hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük de bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalılar … ile … vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-)Usul ve yasaya uygun olan istinaf incelemesine konu Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/05/2019 tarih ve 2014/589 esas-2019/541 karar sayılı karara yönelik davacı ve davalılar … ile … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-)İstinaf eden davacı tarafından yatırılması gereken 59,30-TL harç dan peşin yatan 44,40-TL harcın düşümü ile eksik kalan 14,90-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, -İstinaf eden davalılardan alınması gereken 5.121,32-TL harçtan peşin yatırılan 1.280,47-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 3.840,85-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-)Duruşma yapılmadığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-)İstinaf aşamasında taraflarca yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, HMK. nun 353/1-b/1 madde hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. nun 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.03/11/2021