Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3356 E. 2022/913 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3356
KARAR NO: 2022/913
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI: 2017/170 Esas 2019/708 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28.05.2016 tarihinde dava dışı … sevk ve iradesindeki … plakalı aracın, aşırı hız ve alkolün de etkisiyle müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkilinin yaralanarak beden gücü kaybına uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 23.05.2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini toplam 67.679,42 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun geçici iş görememezlik tazminatından sorumlu olmadığını, dava konusu trafik kazasına sebebiyet veren araçlar açısından kusur incelemesi yaptırması gerektiğini, davacının maluliyet ile ilgili tazminat talebinde bulunabilmesi için davacının öncelikle maluliyet oranını ve malul kaldığını tam teşekküllü hastane raporları ile belgelendirmesi gerektiğini, …’nın sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”… 28/05/2016 tarihinde dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halindeyken, davacının yönetimindeki … plakalı araç ile çarpışması sonucu davacının ATK raporunda belirtildiği şekilde yaralandığı, dava dışı …’ın kullandığı … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçesinin bulunmadığı, kazaya ilişkin Ankara 35.ASCM’nin 2017/464 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılama yapıldığı, bu dosyada aldırılan ATK Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre trafik sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, dosyamız davacısı …’nın ise kusurunun bulunmadığının rapor edilmiş olduğu görülmüş, dosya aktüer bilirkişiye verilerek rapor aldırılmış, düzenlenen kök ve ek raporlarda; davacının talep edebileceği sürekli işgörmezlik zararının 62.301,54-TL, geçici işgörmezlik zararının ise 5.377,88 TL olduğu rapor edilmiş, düzenlenen raporun dosya içerisinde bulunan ATK Trafik İhtisas Dairesi ve ATK raporu ile Ankara 35. ASCM’nin 2017/464 E.sayılı dosyası ile uyumlu bilimsel ve denetime açık olduğu kabul edilmiş,davacının geçici ve kalıcı maluliyet zararının 67.679,42-TL olduğu kabul edilerek, davacının davasının kabulüne karar vermek gerektiği” gerekçesiyle,Davacının davasının KABULÜNE, 67.679,42- TL’nin 06.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının maluliyetine ilişkin raporun hatalı yönetmelik hükümlerine göre belirlendiğini, geçici iş göremezlik zararından müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafça davadan önce yapılan başvuruda eksik belgeler tamamlanmadığından başvuru şartının gerçekleşmediğini, bu nedenle müvekkili kurumun temerrüde düşmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’ine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’ine, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’ine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmesi gerekir. ( Bknz. Yargıtay 4. HD’nin 2021/13167 Esas, 2022/7612 Karar) Somut olayda, yerel mahkemece alınan ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 18.07.2018 tarihli raporda davacının maluliyetinin Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirilmesi sonucunda %11,1 engel oranı olduğu tespit edilmiş, iş bu rapora göre yapılan hesap karara esas alınarak ıslah doğrultusunda talebin kabulüne karar verilmiştir. Ancak, iş bu rapora davalı … vekilince itiraz edilmiş olup, yerel mahkemece itiraz dikkate alınmadan azılı şekilde karar verilmiştir. Kaza tarihi olan 28.05.2016 itibari ile yürürlükte olan ” Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri esas alınması gerekirken kaza tarihinde yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre düzenlenen raporun karara dayanak yapılması doğru olmamıştır. O halde, yerel mahkemece Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalından “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre usulüne uygun, denetime ve karar vermeye elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla yeni bir rapor alınıp hasıl olacak sonuca göre, istinaf eden davalının lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile HMK 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, kaldırma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜ ile, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2019 tarih ve 2017/ 170 Esas, 2019/ 708 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Kararın kaldırma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalı … vekilinin sair, istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ise ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, 6-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/06/2022