Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3351
KARAR NO : 2019/3553
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/11/2018
NUMARASI : 2018/1349E. – 2018/991 K.
DAVANIN KONUSU: İş Kazası Nedeniyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/10/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … Tic. Ltd. Şti. Tarafından işletilmekte olan … (Eski adı …) gemisinde 20/07/2016 tarihinde kontratla aylık net 1.500,00 USD olarak güverte reisi olarak çalışmakta iken 19/10/2016 tarihinde iş kazası geçirdiğini ve %5 oranında meslekte kazanma gücünü yitirerek malul kaldığını, söz konusu iş kazasının meydana gelmesinde işveren davalının sorumluluğu ve kusuru bulunduğunu ileri sürerek, maddi ve manevi tazminat isteğinde bulunmuştur.Mahkemece, görülmekte olan davada, davacının, davalı şirketin çalışanı olduğu, tacir olmadığı; 854 Sayılı Deniz İş Kanunu’na göre, gemiadamı, bir hizmet akdine dayanarak gemide çalışan kaptan, zabit ve tayfalarla diğer kimseler şeklinde tanımlandığı, davacının bu tanıma uyan gemiadamı olduğundan kuşku bulunmadığı, 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda “görev” başlığı altında düzenlenen 5. Maddesinde 584 Sayılı kanuna tabii gemiadamları ile işverenleri arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlıklarında iş mahkemelerinin görevli olduğunun açıklandığı, bu durumda, anılan uyuşmazlığa bakma görevinin mahkemelerine ait bulunmadığı görüşünden hareketle; “1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın; mahkememiz görevsizliği nedeni ile HMK.115-(2) maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu İş Mahkemeleri olduğuna,” karar verilmiştir.Karara karşı, davalı vekili ve katılma yolu ile de davacı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Her iki tarafın istinaf nedenleri; Deniz İş Kanunu’nun her gemi adamı hakkında uygulama alanı olmadığı, bu kanunun sadece, Türk Bayrağı taşıyan gemilerde çalışan gemi adamları ve iş verenleri hakkında uygulanabileceği, oysa somut olayda kazanın meydana geldiği geminin Türk Bayraklı olmayıp, … bayraklı olması nedeniyle, görülmekte olan uyuşmazlığın 6098 sayılı Borçlar Kanunu uyarınca çözüme kavuşturulması gerektiği ve bu durumda, görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu düşünülmeksizin yazılı biçim ve şekilde görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, kıyas veya yorum yoluyla genişletilemez ve değiştirilemez. Taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İş mahkemelerinin görev alanını belirlerken hakim tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, dava tarihinde yürürlükte bulunan ve 25 Ekim 2017 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun, İş Mahkemelerinin görev alanını belirleyen 5/a maddesini esas alarak belirleyecektir.7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/a maddesinde, “5953 sayılı kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı kanuna tabi gemi adamları, 22/05/2003 tarihli ve 4857sayılı İş Kanunu’na veya 11/01/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü uyuşmazlıklara bakmakla iş mahkemelerinin görevli olduğu” belirtilmektedir.4857 sayılı İş Kanunu’nun 4.maddesinin 1.fıkrasının a bendi uyarınca, “deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar” hakkında, bu kanun hükümleri uygulanmaz, deniz taşıma işinde çalışanlar 854 sayılı İş Kanunu hükümlerine tabidir. Deniz İş Kanunu, 1.maddesinin 1.fıkrası uyarınca da, bir geminin deniz iş kanunu kapsamına girebilmesi için öncelikle geminin Türk Bayrağı taşıması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle gemi yabancı ülke bayrağı taşıyor ise, böyle bir gemide çalışanlar hakkında Deniz İş Kanunu uygulanmaz. Taşıma işinde çalışan bu gemideki işçiler, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamı dışında da kaldığından, haklarında Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.Somut olayda, mahkemenin davacının iş kazası geçirdiğini ileri sürdüğü geminin Deniz İş Kanunu kapsamına tabi bir gemi olup olmadığı konusunda, herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamış ise de, taraflar arasındaki ilişkinin 854 sayılı Deniz İş Kanunu’na tabi olmadığı sonucuna varılsa bile, diğer bir ifadeyle dava konusu iş kazası yabancı bayraklı gemide meydana gelmiş olsa bile; 7036 sayılı İş Mahkemesi Kanunu’nun 5/a madde hükmüne göre, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 2.Kısmının 6.Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile iş verenler arasında görülecek davalar da, iş mahkemelerinin görevleri kapsamına alındığı konusunda herhangi bir duraksama bulunmadığından, mahkemece, yazılı biçim ve şekilde görevsizlik kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön tespit edilemediğinden, taraf vekillerinin istinaf başvurularının reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik olarak davalı vekili ile davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı ile istinaf başvurma harcının peşin olarak alındığı anlaşıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- İstinaf yasa yoluna başvuran davacıdan alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı ile istinaf başvurma harcının alınmadığı anlaşıldığından 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı ile 121,30-TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı ve davacı tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,HMK. m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-c gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.03/10/2019.