Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/335 E. 2021/240 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/335
KARAR NO: 2021/240
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2018
NUMARASI: 2016/936 E. – 2018/1123 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı … şirketine … nolu ZMM trafik poliçesiyle sigortalı …’in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın 31/10/2015 tarihinde seyir halinde iken … plakalı araç ime çarpışması sonucu çift taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada … plakalı araçta yolcu olan müvekkilinin yaralandığını ve sakat kaldığını, yaralanan müvekkili … için fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 300,00 TL sürekli sakatlık, 100,00TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00TL bakıcı giderinin kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili bilahare 01/06/2018 tarihli dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatını 11.801,01 TL’ye, bakıcı giderini 14.076,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili; sözkonusu poliçeye göre teminatın sakatlanma kişi başi 290.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuzluğu nedeniyle poliçe sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafça sigortaya başvuru zorunluluğu yerine getirilmediğinden dolayı öncelikli olarak davanın usulden reddine, davacının haksız ve mesnetsiz davasının esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava trafik kazasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. 31/10/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı kamyonet sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu, davacının yolcu olduğu ve kusurunun bulunmadığı davalı … şirketinin sigortalısının kusuru nispetinde sorumluluğunun bulunduğu, alınan ATK raporuna göre davacının kalıcı maluliyetinin bulunmayıp iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği belirtilmiş olup buna göre yaptırılan denetime açık bilirkişi incelemesi sonucunda sabit olduğu üzere 25.184,00-TL maddi tazminata hükmetmek gerekmiş davalı … dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden bu tarihten itibaren yasal faiz istenebileceği anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle “1-Davanın KABULÜNE,25.184,00-TL geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerine ilişkin maddi tazminatın dava tarihi olan 28/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden poliçe teminat limitleri dahilinde tahsiline” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karışı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekilinin istinaf nedenleri: Davacının davadan önce sigorta şirketine başvurmaması nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğine, mahkemece bakıcı giderine hükmedilmesinin hukuka aykırılık oluşturduğuna, davacının öğrenci olduğu halde asgari geçim indirimi dahil edilen asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının doğru bulunmadığına, mahkemece sürekli sakatlık yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda bir hüküm kurulmadığına ilişkindir. İstinaf edenin sıfat ve istinaf neden ve kapsamıyla sınırlı olarak yapılan incelemede: Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli sakatlık, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı talebine ilişkindir. 1- 2918 sayılı KTK’nun 14/04/2016 tarih ve 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile değişik 97. maddesinde; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü yer almıştır. Eldeki dava 28/09/2016 tarihinde açılmış olup, davanın açıldığı tarihte az yukarıda belirtilen 2918 sayılı KTK’nun değişik 97. maddesi yürülüktedir. Söz konusu madde ile dava açmadan önce zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketine başvuru yapılması dava şartı haline getirilmiştir.Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Somut davada davacı tarafça, davanın açılmasından önce davalı … şirketine herhangi bir başvuru yapmadığı tarafların kabulündedir. Ancak yargılamanın devamı sırasında 10.02.2018 tarihinde davacının davalı …’ye tazminat ödenmesi talepli başvuru yaptığı, davalı … tarafından bu başvurunun 14.02.2018 tarihli reddedildiği davacı vekilinin 27/04/2018 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu belgelerden anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın devamı sırasında “dava açmadan önce zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketine başvuru yapılması dava şartı” eksikliğinin sonradan giderildiği anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının reddi gerekmiştir. 2-Dosyada mevcut ATK 3. İhtisas kurulunun 29/09/2017 tarihli raporunda ” davacı …’un 31.10.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği” bildirilmiştir. Anılan raporda davacının iyileşme süresi içinde bakım ihtiyacında olup olmadığı yönünde herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu duruma işaret edildikten sonra, bakıcı giderlerine hükmedilmesi gerektiğinin kabulü halinde ayrıca bu süre için bakıcı giderleri hesabı yapılmış; mahkemece de bu rapor esas alınmak suretiyle 9 aylık geçici işgöremezlik dönemi zararının 14.076,00-TL olduğunun kabulü ile bu miktar bakıcı giderine hükmedilmiştir. 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin 49 vd. maddelerine göre, zarara uğrayanın işlerini görememesi nedeniyle tutmak zorunda kaldığı yardımcı veya hasta bakıcı için ödemek zorunda kaldığı giderleri de ayrıca zarardan sorumlu kişilerden isteyebileceği açıktır. Ne var ki, somut olayda hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 29/09/2017 günlü raporunda davacının meydana gelen kaza sonunda araz bırakmadan iyileştiği 9 ay geçici işgöremezliğe uğradığı bildirilmiştir. Davacının maluliyeti bulunmadığına göre, iyileşme süresi içinde bakıcı giderine ihtiyaç duyup duymadığı ve eğer duyuyor ise, bunun süresinin ne olacağı belirtilmemiştir. Mahkemece davacının iyileşme süresi olan 9 ay içinde sanki bakıcı ihtiyacı varmış gibi değerlendirme yapılarak hüküm tesis edilmesi doğru değildir. Mahkemece Adli Tıp Kurumu 3 İhtisas Dairesinden rapor aldırılarak davacının zararlandırıcı eylem sonunda yaralanmasının niteliği itibariyle geçici iş göremezlik süresi içinde bakıcı hizmetine ihtiyaç duyup duymayacağı, duyacak ise süresinin ne olacağı net olarak belirlenmeli ve ondan sonra belirlenen duruma göre davanın esası hakkında bir karar verilmelidir. Bu nedenle mahkeme kararı hatalı bulunduğundan, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde görülmüştür. 3-Davacı dava dilekçesinde şimdilik 300,00 TL sürekli sakatlık,100,00 TL geçici iş göremezlik ve 100,00 TL bakıcı gideri tazminatı talep etmiş; bilahare de 01/06/2018 tarihli dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatını 11.801,01 TL’ye, bakıcı giderini 14.076,00 TL’ye yükseltmiştir. Mahkeme tarafından davacının artırım dilekçesi ile yükselttiği geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminat miktarları kabul edilmesine rağmen, dava dilekçesi ile istenen 300,00 TL sürekli sakatlık tazminatı talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğinden, karar bu yönüyle de hatalı bulunmaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının da kabulü gerekmiştir. Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle kısmen reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinaf incelemesine konu kararının HMK m.353/1-a/6 uyarınca kaldırılmasına, kaldırma gerekçesine göre işleme yapılması için dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle kısmen REDDİNE, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kısmen KABULÜ ile İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 06/11/2018 gün ve 2016/936 E. – 2018/1123 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir hüküm kurulmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/02/2021