Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3273 E. 2020/3149 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3273
KARAR NO : 2020/3149
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2019
NUMARASI : 2018/1046 E. – 2019/634 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/07/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenine ait … plaka sayılı araçta, 10/06/2016 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası nedeniyle oluşan değer kaybı zararı tazmini için kazaya karışan diğer aracın ZMM sigortacısı olan davalı sigorta şirketi aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde başvuruda bulunduğunu, söz konusu bu başvurunun Sigorta Tahkim Komisyonunun 2016/38660E.-2017/5803 sayılı kararı ile kusur durumunun ispat edilemediği gerekçesiyle haksız bir biçimde reddedildiğini, Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan 2.başvurunun da 2017/79252E.-2018/6136 sayılı kararla verilen ilk kararın kesin olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, 3.kez yapılan başvurunun da Sigorta Tahkim Komisyonunca verilen 2018/21258E-2018/28803 sayılı kararla ve yeniden aynı gerekçe ile reddedildiğini, oysa tüm başvuruların fazlaya ilişen haklar saklı tutularak yapıldığını, kusur durumu belirlenemiyorsa tarafların eşit kusurlu sayılması gerektiğinin tüm kararlarda göz ardı edildiğini ileri sürerek, açıkça hukuka aykırı olarak verildiğini öne sürerek, sigorta tahkim komisyonuna ait 16/08/2018 gün ve 2018/21228E-2018/28803 sayılı kararın HMK’nun 375 ve 443.madde hükümleri uyarınca; yargılamanın yenilenmesi suretiyle söz konusu hakem kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı yargılama oturumlarına katılmamış ve cevap vermemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 6100 sayılı” Yargılamanın İadesi” başlıklı HMK’nun madde 443/f.2 de ”Tahkimde,yargılamanın iadesi sebeplerinden sadece 375.maddenin birinci fıkrasının b,c,e,f,g,h,ı,i bentleri uygulanır.Yargılamanın iadesi davası mahkemede görülür denilmiştir.6100 sayılı HMK’nun ”Yargılamanın İadesi Sebepleri” başlıklı 375.maddesinin tahkimde uygulanacağı belirtilen b,c,e,f,g,h,ı,i bentlerinde sınırlı olarak sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinden hiç birisinin, davacı vekilince ileri sürülen yargılamanın iadesi sebepleri olmadığının anlaşıldığı denilmek suretiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; yargılamanın iadesi yolu ile kaldırılması istenen kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı hususuna yöneliktir.Dava, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince verilen kararın iptali istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki sigorta poliçesine dayanan uyuşmazlık hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakemince; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’ndaki usul ve esaslara göre inceleme yapılarak karar verilmiştir.5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında; 5.000,00 TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, 5.000,00 TL ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı, kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, 40.000,00 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen kararlara karşı temyize gidilebileceği düzenlenmiştir.Sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkime ilişkin usulü düzenleyen özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinde yer alan tahkim usulüne ve yargı yollarına yönelik düzenleme, HMK’nın 407 vd. maddelerinde düzenlenen tahkim usulü ve yargı yollarını gösteren düzenlemeye göre özel bir düzenlemedir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinde hakem kararlarına karşı açıkça temyiz kanun yolu düzenlenmiş olup ayrıca hakem kararının iptaline ilişkin HMK’nın 439. maddesine atıf yapılmamıştır.Konuya ilişkin Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 09/02/2017 tarih, 2014/14577 Esas ve 2017/1239 Karar sayılı ilamında ” 14.06.2007 tarihinde 26552 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında, “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir” hükmü mevcuttur. Her ne kadar 6100 sayılı HMK’nın 439. maddesinin 1. bendinde Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceğine ilişkin düzenleme mevcutsa da sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usul ve esasları düzenleyen özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun uygulama önceliği olduğu gözetildiğinde, davacı vekilinin iptal talebinin usulden reddi gerekirken esasa girilerek hakem kararının iptaline karar verilmesi Sigorta Tahkim Komisyonu Kararına karşı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12 maddesine göre itiraz ve temyiz yolu açık olup iptal davası açılamayacağına göre usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.” şeklinde karar verilerek, İtiraz Hakem Heyeti kararının, HMK’nın 439. maddesine dayanılarak iptali istemine ilişkin davada dava şartı gerçekleşmeyeceğinden, usulden red kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir.Netice olarak HMK’nın 439. maddesinin 1. bendinde hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceğine ilişkin düzenleme mevcutsa da ihtilafın çözümünde sigorta poliçesinden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesine yönelik olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usul ve esasları düzenleyen özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun uygulama önceliği bulunduğu, 5684 sayılı Kanun’un 30/12.maddesi gereğince Sigorta Tahkim Komisyonunca verilen kararlar için 40.000,00 TL’nin üzerinde bulunması halinde temyiz kanun yolunun düzenlendiği, hakem kararının iptaline ilişkin HMK’nın 439. maddesine atıf yapılmadığından Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Kararına karşı HMK’nın 439. maddesine dayanılarak iptal davası açılmasının mümkün olmadığı, bu durumda sadece iptal davası açılabilecek tahkim kararlarına ilişkin olduğu belirgin bulunan HMK’nun443.maddesindek düzenlemeye dayanılarak iptal isteminde bulunulamayacağından, mahkemece açılan davanın HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca; dava şartı yokluğunun reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmamakta ise de, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik olarak davacı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacıdan alınması gerekli 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL’nin düşümü ile kalan 10,00-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361. gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 08/07/2020