Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3264 E. 2021/46 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/3264
KARAR NO : 2021/46
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2019
NUMARASI : 2017/672 E., 2019/302 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili 28/07/2017 harç tarihli dava dilekçesinde özetle: 03/05/2017 tarihinde davalılardan … … plakalı davalı … plakalı sevk ve idaresinde bulunan araçların birbirlerine çarpmak suretiyle meydana gelen kazada kaldırımda yürümekte olan müteveffa … müşterek kusurları ile çarparak ölümüne sebebiyet verdiklerini, davalılardan … Şirketinin … plakalı aracın ZMMS sigortacısı olduğunu, davalılardan … Sigorta’nın … plakalı aracın ZMMS sigortacısı olduğunu, öte yandan davalılardan … ise … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracının malik ve işleteni olarak sorumlu olduğunu belirtilerek, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla meydana gelen ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasında hayatını kaybeden … desteğinden yoksun kalan eşi … için 1.000,00-TL maddi 100.000,00-TL manevi, küçük çocuğu … için 1.000,00-TL maddi 60.000,00-TL manevi, küçük çocuğu … için 1.000,00-TL maddi 40.000,00-TL manevi, babası … için 80.000,00-TL manevi, annesi … için 80.000,00-TL manevi, kızkardeşi … için 70.000,00-TL manevi, kızkardeşi … için 70.000,00-TL manevi olmak üzere toplamda 3.000,00-TL maddi, 500.000,00-TL manevi olmak üzere şimdilik toplam 503.000,00-TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketleri yönünden sorumluluk limitleriyle sınırlı olmak üzere sadece maddi tazminat ve bütün ferileriyle ile sorumlu olmak üzere ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik kazası ile ilgili soruşturma dosyasının devam ettiğini, ceza davasının sonuçlanıncaya dek bekletici mesele yapılmasını, karşı yanca talep edilen hem maddi hem manevi tazminat taleplerinin müvekkilinin tam kusurlu kabulü üzerine oluşturulmuş olduğunu belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, kazaya karışan diğer araç sürücüsünün aşırı hızlı bir şekilde seyrederken müvekkiline ait araca çarptıktan sonra aynı hızla davacıların murisine çarptığını, ceza davasının bekletici mesele yapılmasını, dava konusu olayda kusuru bulunmayan müvekkili hakkındaki davanın reddine, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu … plakalı aracın sürücüsü … sürüş kurallarına riayetle birlikte gerekli ihtimamı gösterdiğini, asli kusurlu … plakalı diğer aracın dönüşle ilgili açık kural ihlali ve kusuru nedeniyle elim kazanın vuku bulduğunu, müvekkilinin maliki olduğu araç sürücüsünün elinden gelen azami gayreti göstermesine rağmen kazayı engelleyemediğini belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı…A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; vefat ile kaza sırasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespitine, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasına, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediğinden masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından sigortalının kusurunun ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettikleri gelir ve tazminatların mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, dava tarihine kadar herhangi bir ihbar bulunmadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; “müteveffa …, davalı sürücülerin dosyada mübrez bilirkişi raporlarında atfedilen kusur oranlarına ilişkin raporlar ve otopsi raporundan anlaşıldığı üzere; tam kusurlu olarak neden olduğu kaza neticesinde vefat ettiği dosya kapsamıyla sabittir. Desteklenen (yardım gören) kimsenin BK.nun 45.maddesi gereğince tazminat isteme hakkının doğabilmesi için destek sayılan kimsenin ya fiilen ilgiliye bir yardımda bulunması, bakması veya ileride böyle bir yardım veya bakma ihtimalinin ciddi olarak muhtemel olması lâzım ve yeterlidir. Bir kimseye kanun hükmü veya akdî bir mükellefiyet icabı ileride bakması çok muhtemel olanlar da destek sayılırlar . Doktrin bu tür desteklere «farazi destek» adım vermektedir. Bundan maksat, ölenin ölmemiş olması halinde davacıya bakma hususunda kanunî bir yükümlülük altında bulunmasıdır. Ölüm zamanında ölenin fiilen bakmakta olduğu kimselerin tazminat isteme hakları her halde mevcuttur.Karı da kocası için destek sayılabilir; zira o da münasip şekilde evin masraflarına katılmak zorundadır (MK. 190). Ayrıca ev hizmetleri gören veya kocasının iş yerinde çalışan bir kadın, onu kaybeden koca için bir destektir (BGE 53 II 125, 4. HD. 9.11.1957, 6706/6709, Olgaç (1969) s. 332 N. 21, 4 HD. 3.11.1966, 8581/4939, Karahasan, s. 493). Hatta kadın ilerisi için de farazî bir destektir. O halde şimdi değilse bile ileride koca, karısının yardımına muhtaç olabilir (BGE 53 II 124). Özellikle kadının erkeğe nazaran daha genç olması halinde bu ihtimal daha da fazladır. Hastalık veya yaşlılık nedeniyle kazanma imkânını kısmen veya tamamen kaybetmiş olan kocanın yerini ileride kadının doldurması mümkündür (BGE 57 II 183). Özellikle çalışan, kazanç sağlıyan bir kadının koca için bir destek olduğu kolayca kabul edilir (BGE 35 II 346).Kanun koyucu, davaya dayanak edilen 6098 Sayılı Borçlar Yasası madde 49′ da; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu belirtmiştir.Öte yandan, 2918 Sayılı Kanunun 85 maddesi” Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde düzenlenmiş olup, davalılardan … plakalı aracın maliki olduğundan meydana gelen olaydan araç maliki- işleteni olarak sorumludur.Aynı kanunun 91. Madde (Değişik: 17/10/1996 – 4149/33 md.) yollamasıyla 85. Maddede sayılan sorumluluklarının karşılanması üzere ZMMS Sigortacısı olan davalı sigorta şirketleri de poliçeleri kapsamında hükmedilen maddi tazminattan sorumlu olup, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketleri, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta şirketleri zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olacağından, davacılar, davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebileceklerdir. Bu kapsamda davalı sürücüler ve araç maliki ile beraber, meydana gelen maddi tazminattan hep beraber sorumludurlar. Davacı vekili maddi tazminata ilişkin talebini raporda tespit edilen miktara göre ıslah etmiş, harcını tamamlamıştır.07/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplama Mahkememizce denetime ve hüküm kurmaya uygun bulunduğundan davacıların destenten yoksun kalmalarına ilişkin olarak talep ettikleri maddi tazminata yönelik davalarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.Manevi tazminata ilişkin isteme gelinince; elem kazada vefat eden… yakınlarının manevi tazminat talepleri yönünden 6098 Sayılı BY’ nin 56 maddesinde ön görülen koşulların gerçekleştiği tartışmasız olduğundan, davacılar yararına bir miktar manevi tazminata hükmedilmelidir.Manevi tazminat, duyulan ve duyulacak elem ve acıya karşılık olarak takdir edilen bir para veya edimdir. Manevi tazminat namı altında ödetilecek paraya tazminat veya ceza olarak değil, zarara uğrayanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzeyen bir fonksiyon olarak bakılması gerekir.Olayın gerçekleşme biçimine ve müteveffanın beklenmedik ani ölüm olayına göre yakınlarının şok geçirmeleri, ruhsal sağlıklarının ciddi şekilde zarar görmesi doğaldır.Müteveffanın yakınları için manevi tazminata hükmedilmesi dava konusu kaza neticesinde gerçekten doğrudan doğruya ağır biçimde haleldar olmalarına ve bu yüzden büyük üzüntüye uğramış olmalarına bağlıdır. Manevi tazminat adı altında verilecek para çekilen acıları yeterince dindirmek, bozulan ruhsal düzeni dengelemek, kırılan yaşama arzusunu tazelemek, yaşama yeniden bağlanmayı sağlamak şeklinde özetlenebilir. O halde davacı eş … için 30.000,00-TL davacı çocuklar … ve … için 40.000,00’er TL den 80.000,00-TL, davacı baba … ve anne … için 20.000,00’er TL den 40.000,00-TL kızkardeşler … ve … için 5.000’er TL den 10.000,00-TL olmak üzere toplam 160.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete uygun düşeceği kanaatine varılmıştır.” gerekçesiyle;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, A)Maddi tazminat açısından davacı eş … için 220.376,18-TL davacı oğul … için 34.581,58-TL ve diğer davacı oğul Bedir için 48.497,09-TL olmak üzere toplam 303.454,85-TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile asaleten ve velayeten davacı … ödenmesine, bu miktara davalı … açısından 22/06/2017 tarihinden davalı … açısından 21/06/2017 tarihinde ve diğer davalılar açısından ise kaza tarihinden ise 03/05/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,B)Manevi tazminat açısından davacı … için 30.000,00-TL davacı çocuklar … ve … için 40.000,00’er TL den 80.000,00-TL, davacı baba … ve anne … için 20.000,00’er TL den 40.000,00-TL kızkardeşler … ve … için 5.000’er TL den 10.000,00-TL olmak üzere toplam 160.000,00-TL nin adı geçen davalılardan (Sigorta şirketleri haricindeki davalı şahıslar) müştereken ve müteselsilen alınıp adı geçen davacılara asaleten ve küçük çocuklar açısından da velayeten baba … ödenmesine, kaza tarihi olan 03/05/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE karar verilmiş, verilen karar davalı … A.Ş vekili ile davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı …A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas bilirkişi raporunun denetime elverişsiz olup yürürlükte bulunan kanun ve trafik sigortası genel şartlarına aykırı olarak düzenlendiğini, zira hesaplamada esas alınması gereken TRH-2010 tablosu ile 1.8 teknik faiz olduğunu, uyuşmazlık konusu trafik kazasının meydana gelmesinde kusur oranlarının Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenmesi gerekirken bu hususta ceza dosyasında yer alan kusur raporunun rehber alınmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; müteveffanın ölümü ile davaya konu kaza arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususu tespit edilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, yerel mahkeme kararına esas olan kusur oranını kabul etmemekte birlikte eksik inceleme ile hüküm kurulan yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, raporun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden düzenlenmesi gerektiğini, sigortalı aracın kusuruna isabet eden sorumluluk tutarının tespit edilmesi gerekirken belirlenen tazminat tutarının tamamı üzerinden müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, … anne ve babasına pay ayrılmadan hesaplama yapıldığını, hesap bilirkişisi raporunun bu yönü ile hatalı olduğunu, hesap bilirkişisinin raporunda evhanımı olduğu sabit olan müteveffa için “AGİ dahil Net Asgari Ücret” üzerinden hesaplama yapılmış olmasının hukuka aykırı olduğunu, PMF-1931 yaşam tablosuna göre yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini, yerel mahkeme tarafından yargılama neticesinde hükmedilen maddi tazminata 22/06/2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönünde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 03/05/2017 tarihinde sürücü … sevk ve yönetimindeki …Sigorta şirketine sigortalı … plakalı Kamyonet ile olay mahalline geldiği esnada gidiş istikametine göre yolun solundan 22.sokağı takiben gelip kavşağa giren … sevk ve yönetimindeki … Şirketine sigortalı … plakalı otomobilin ön sağ kısmı ile aracının sol ön ve yan kısmının çarpışması ile birlikte … plakalı aracın savrularak kaldırım üzerinde bulunan müteveffa yaya …’a aracın ön kısmı ile çarpması sonucu kazanın meydana geldiği, kazada yaya …’ın vefat ettiği, olayda davalı…’ın asli (%75) kusurlu davalı …’ın tali (%25) kusurlu olduğu, anlaşılmıştır. Dosya kapsamından, davanın konusunu oluşturan trafik kazasının 11/01/2016 tarihinde meydana geldiği, ilk derece mahkemesi tarafından (Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından önceki uygulamaya göre) PMF 1931 yaşam tablosunun kullanılarak progresif rant formulüne göre hesaplama yaparak sonuca ulaşan bilirkişi raporunun dayanak tutularak karar verildiği, anlaşılmıştır.Anayasa Mahkemesi 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 esas sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90 ve 92. maddelerinde yer alan “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal etmiştir. İptal kararından sonra sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğuna öncelikle Karayolları Trafik Kanunu, Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık trafik sigortası genel şartları’nın belirleyici olmayacağı, genel şartların sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerin uygulanabileceği, bu karardan sonra sigorta şirketlerinin sorumluluğunu azaltan genel şartların bir çok hükmünün uygulanamaz hale geldiği, anlaşılmıştır. Bu kapsamda açılan davalarda Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümleri, Karayolları Trafik Kanunu hükümleri, genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile Yargıtay’ın genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerekecektir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen ve birbirini teyit eden uzman bilirkişi raporlarında (Ceza Mahkemesince alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda) belirtilen kusur oranı ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın (Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 esas 2020/40 sayılı iptal kararından sonra ki duruma raporun uygun olması nedeniyle) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalılar …. A.Ş ve … A.Ş vekilinin istinaf istemlerinin HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/04/2019 tarih ve 2017/672 E., 2019/302 K. sayılı kararına karşı davalılar …A.Ş. ve … A.Ş. vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gerekli 31.658,60-TL nispi karar ve ilam harcından istinaf yoluna başvuran davalılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 13.097,30-TL’nin düşümü ile kalan 18.561,30-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı … maddi tazminat yönünden 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, manevi tazminat ve diğer davacılar yönünden kesin olmak oy birliğiyle karar verildi.20/01/2021