Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3259 E. 2022/959 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3259
KARAR NO: 2022/959
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2019
NUMARASI: 2015/1048 Esas 2019/171 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili vekili dava dilekçesini özetle; 09/07/2012 tarihinde Tuzla’da meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkili …’in yaralandığını, söz konusu kazanın oluşumunda … plaka nolu araç sürücüsünün kusurlu ve sorumlu olduğunu, müvekkilinin ise olay anında araçta yolcu olarak bulunduğunu herhangi bir kusurununun bulunmadığını, ancak araçta koltuk sigorta poliçesinin bulunmadığını, … yönetmeliği uyarınca kazaya karışan vasıtanın karayolu taşımacılığı zorunlu ferdi kaza koltuk sigortasının bulunmaması halinde davalının davacının zararından sorumlu olduğunu, olay tarihinde poliçe limitinin 150.000,00-TL olduğunu, davalıya iadeli taahhütlü usülde teminat limitleri içinde ödeme yapması ihtarı yapılmasına rağmen ödeme yapmayarak temerrüde düştüğünü ileri sürerek şimdilik 1.000,00TL maddi tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası bakımından Hazine müsteşarlığı’nın 2010/8 sayılı genelgesi gereğince müvekkilinin bir sorumluluğu olmadığını, hazine müsteşarlığının 28.06.2010 tarih ve 2010/8 sayılı karayolu taşımacılığı zorunlu ferdi kaza sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnalara ilişkin genelgesi uyarınca 01.07.2010 tarihinden sonra yapılan yolcu taşımalarında taşımacıların zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma mecburiyeti bulunabilmesi için, taşımaların il sınırları içinde yapılmaması 100 km’nin üzerinde şehirlerarası veya uluslararası taşıma olması ve 2010/8 nolu genelgede açıklanan yetki belgelerinden herhangi birine haiz bulunması şart olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…. Yargıtay içtihatları ve mevzuat ile dosyada mevcut tüm belgeler hep birlikte değerlendirildiğinde; kazanın … plakalı yolcu taşımacılığında kullanılan bir araçta meydana gelmesi, dosyada mevcut araç kaza tespit tutanağında göre Gebze-Harem arası çalışan bir araç olduğunun anlaşılması ve kazanın da İstanbul-Tuzla’da meydana gelmiş olması dolayısıyla il içinde kazanın meydana gelmiş olması, Gebze’nin Kocaeli iline bağlı bir ilçe olması bakımındansa 100 km altında olan bir şehirlerarası bir yolculuk olması nedeniyle Karayolları Taşıma Yönetmeliği’nde yolcu taşımasına yönelik olarak tanımlanan ve şehirlerarası veya uluslararası ticari olarak yapılan yolcu taşımaları için verilen A1, A2, B1, B2, D1 ve D2 yetki belgeleri kapsamında yapılan yolcu taşıması olmadığından Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmayıp bu nedenle de davalı …nın sigorta yaptırılmaması nedeniyle sorumlu olduğu söylenemeyeceğinden yerinde olmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davacı vekili; kazaya neden olan aracın minibüs olmasına rağmen zorunlu ferdi kaza koltuk sigortası bulunmadığını, yerel mahkemece taraflarınca sunulan delillerin görmezlikten gelindiğini, zorunlu koltuk sigortasının bir can sigortası olup, karayolu yolcu taşımacılığındaki riskin büyüklüğü sebebiyle zorunlu hale getirildiğini, 2010 yılında çıkarılan yönetmeliğin Karayolu taşıma Kanununa aykırı olduğunu, hatta bu uygulamanın Anayasa’da yer alan eşitlik ilkesine de aykırı olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası 25/02/2004 tarih, 25384 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2004/6789 nolu Bakanlar Kurulu Kararı ile ihdas edilmiş olup, 10/07/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu hükümleri çerçevesinde yolcu taşımacılığı yapan taşımacıların, yurtiçi ve uluslararası yolcu taşımalarında görevlendirecekleri sürücüler ile bunların yardımcıları ve taşıyacakları yolcular için “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırmak zorunda oldukları belirtilmiş, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnaların ise Ulaştırma Bakanlığı’nca belirleneceği açıklanmıştır. Daha sonra 13/11/2009 tarih, 27405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/15545 nolu Bakanlar Kurulu kararı ile 2004/6789 sayılı kararda değişiklik yapılmış ve Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnaları belirleme yetkisi Ulaştırma Bakanlığı’nın görüşü alınmak suretiyle Hazine Müsteşarlığı’na verilmiştir. Karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnalara ilişkin Hazine Müsteşarlığı’nın çıkardığı 28.06.2010 tarihli genelgede ise “01.07.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, ticari amaçla yapılmayan taşımaların 4925 Sayılı Kanunun 2. maddesinin 2. fıkrası ile kanun kapsamı dışında bırakılan taşımalar ile yine aynı kanunun 2. maddesinin 3. fıkrasıyla düzenlenmesi, ilgili mahalli idarelere bırakılan il sınırları içerisindeki taşımalar ile 100 km’ye kadar olan şehirlerarası taşımaların karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası kapsamı dışında olduğu kararlaştırılmıştır” ifadesine yer verilmiştir. Somut olayda kazanın, Kocaeli İli Gebze ilçesi ile İstanbul İli Harem / Üsküdar İlçesi arasında yapılan şehirler arası taşıma esnasında İstanbul İli Tuzla İlçesi sınırları içerisinde meydana geldiği ve davacının yolcu olarak bulunduğu minibüsün zorunlu ferdi kaza koltuk sigortasının bulunmadığı sabittir. Öte yandan; davaya konu kaza, Hazine Müsteşarlığı’nın 01.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren genelgesinden sonra, 09.07.2012 tarihinde gerçekleşmiş olup, bu tarihte şehirler arası 100 km’ye kadar taşımalarda “Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırma mecburiyeti bulunmamaktadır. (Bknz. Yargıtay 17. HD’nin, 2015/5271 E, 2017/6029 K.; 2014/19852 E., 2016/7943 K.; 2017/937 E., 2017/4660 K.; 2014/23492 E., 2017/4743 K.; 2016/2716 E., 2017/2870 K.; 2014/8127 E., 2016/4104 K. Sayılı ilamları) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle dosya kapsamına göre davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı minibüsün ( 17 kişilik dolmuşun), Gebze -Harem arasında şehirler arası yolcu taşımacılığı yaptığı sırada Tuzla’da kaza yaptığı anlaşılmakta olup, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda zorunlu ferdi kaza koltuk sigortası yaptırma mecburiyeti bulunmamasına ve bu nedenle yerel mahkemece davalı …’nın davacının zararından sorumlu tutulmamasında, başka bir deyişle davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusun yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2019 tarih ve 2015/1048 Esas, 2019/171 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan istinaf başvurusu sırasında yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 361 ve 362. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süresi içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.30/06/2022