Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3256 E. 2022/860 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3256
KARAR NO: 2022/860
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2019
NUMARASI: 2018/754 Esas 2019/574 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21.09.2008 tarihinde, dava dışı …’in sürücüsü olduğu, davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın müvekkili davacı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile çarpışması sonucunda meydana gelen kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsü …’in asli kusurlu bulunduğunu, davalı sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulduğunu davalının yasal süre içerisinde taraflarına herhangi bir cevap vermediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 4.000,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı; 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 4.100,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın açılmasından önce davacı tarafından Salihli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/333 E. Sayılı dosyası üzerinden geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talebiyle dava açıldığını, işbu dava sonrası mahkemece müvekkili şirket tarafından yapılan itirazlar çerçevesinde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiğini, anılan kararın 12.01.2018 tarihinde kesinleştiğini, bu nedenle iş bu davanın öncelikle HMK md. 114’te sayılan dava şartları eksikliği ( kesin hüküm) nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki menfaatinin olmadığını, dava konusu taleplerin dayanağı olan kazanın 21.09.2008 tarihinde gerçekleştiğinin iddia edildiğini, buna göre KTK md. 109/1 “motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin taleplerin, zarar görenin, zarar ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmü gereğince, dava konusu taleplerin tümü huzurdaki davanın açıldığı 17.08.2018 tarih itibariyle zamanaşımına uğradığını bu nedenle davanın zaman aşımı nedeniyle esastan reddinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; kazaya karışan … plakalı aracın, müvekkili şirket nezdinde ZMSS Poliçesi kapsamında teminat altına alındığını, işbu poliçe dolayısıyla sorumluluğunun 100.000,00- TL ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…Davalı vekili, aynı davanın daha öncesinde görüldüğü ve sonuçlandığı iddiası üzerine Salihli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ( Ticaret Mahkemesi sıfatı ile ) 2016/333 E. sayılı dosyası UYAP’dan celp edilmiş, tetkikinde davacısının …, davalısının … Sigorta A.Ş. olduğu, aynı trafik kazasına istinaden davacının uğradığı geçici ve kalıcı maluliyet tazminatı istemine ilişkin olduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verildiği, kesin olmak üzere verilen hükmün 12/01/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Bu sebeple tarafları, dava konusu ve talep-sonucu aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmış olması nedeni ile dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmiş, aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulduğu ” gerekçesiyle, Davanın HMK 114/1-ı Maddesi Uyarınca Kesin Hüküm Nedeniyle Dava Şartı Noksanlığından Reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri: Davacı vekili; daha önce açtıkları ve Salihli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/333 Esas sırasında görülen davanın zaman aşımından reddedildiğini, istinaf sınırının altında kalması nedeniyle kararın kesinleştiğini, ancak o davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının göz ardı edildiğini, bu nedenle kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, bu nedenle iş bu davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 6100 sayılı HMK’nın kesin hükmü düzenleyen 303. maddesinde (1086 sayılı HUMK 237. md) “(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. “ hükmüne yer verilmiştir.Bu hükme göre kesin hükmün söz konusu olabilmesi için daha önce açılarak hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olan davanın tarafları, dava sebebi ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davanın talep sonucunun aynı olduğu ikinci bir dava açılması gerekir. Belirsiz alacak davası, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle açabileceği dava çeşididir (HMK m.107). Davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı mahkemece belirlenir. Alacak miktarı davanın başında belirli olmayıp, dava değeri olarak gösterilen miktar asgari alacak tutarı olduğundan, kural olarak, belirsiz alacak davası sonucunda verilen kararın, niteliği gereği istinaf ve temyiz yoluna açık olduğu kabul edilmelidir. Somut olayda; eldeki iş bu davadan önce davacı tarafça dava konusu kazada oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemiyle, davalı sigorta şirketi aleyhine 100,00-TL belirsiz alacak davası açıldığı; Salihli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.01.2018 tarih ve 2016/333 Esas, 2018/15 Karar sayılı kararı ile, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine kesin olarak karar verildiği, 19.01.2018 tarihli kesinleşme şerhinde, hüküm kesin olarak verildiğinden 12.01.2018 tarihinde ( mesai saati sonunda) kesinleştiğinin tasdik olunduğunun belirtildiği görülmüştür. Davacı taraf, Salihli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı davanın dava dilekçesinde, dava değerini, daha sonra arttırmak üzere, 100,00- TL olarak göstermiş olup, Salihli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın zaman aşımından reddine kesin olarak karar verilip, gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmeden kesinleşme şerhi verildiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesinden, iddia edilen alacak miktarının gösterilen dava değerinden daha fazla olduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı açıkça anlaşılmaktadır. Buna göre, Salihli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen karar istinaf kanun yoluna açık olup, karar taraflara tebliğ edilmediğinden henüz kesinleşmemiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında; yerel mahkemece eldeki dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiği kabul edilen Salihli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.01.2018 tarih ve 2016/333 Esas, 2018/15 Karar sayılı kararının şekli anlamda kesinleşmediği anlaşılmakla, yerel mahkemece HMK m. 303/1 maddesi gereği şekli anlamda kesinleşmeyen bir hükmün maddi anlamda da kesin hüküm oluşturmadığı dikkate alınmaksızın, yazılı şekilde eldeki davanın kesin hüküm nedeniyle (dava şartı yokluğundan) usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın HMK 353/1.a.4-6 maddeleri gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca, 1-İstanbul Anadolu 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/06/2019 tarih ve 2018/ 754 Esas, 2019/574 Karar sayılı kararının 353/(1)-a.4 ve 6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-HMK 353/(1).a maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu aşamasında başvuru sahibi davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’ nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16/06/2022