Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3234 E. 2022/893 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3234
KARAR NO : 2022/893
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2019
NUMARASI : 2019/356 Esas 2019/478 Karar
DAVA TÜRÜ : İİK’nın 89.maddesi Kapsamında Borçlu Olmadığının Tespiti- Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının İstanbul 28. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip alacaklısı olduğunu, dava dışı takip borçlusu ..ı Restaurant.. A.Ş.’den olan alacağı için müvekkili bankanın genel müdürlüğüne İİK’nın 89/1. maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkili bankanın birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmesine rağmen İİK’nın 89/2. maddesine aykırı şekilde 2. haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, 2. haciz ihbarnamesine karşılık cevabi yazıda takip borçlusu … Restaurant.. A.Ş.’ye ait müvekkili bankada hak ve alacaklarının bulunmadığının bildirildiğini, müvekkili banka tarafından verilmiş cevap yazısında da belirtildiği üzere söz konusu dava dışı takip borçlusuna ait hak ve alacak bulunmaması nedeni ile haciz ihbarnamesinin gereği yerine getirilememiş olduğunu, bunun haricinde müvekkilin bankanın dava dışı takip borçlusuna herhangi bir borcu bulunmadığını, ancak İcra Müdürlüğü tarafından İİK’nın 89/3.maddesi kapsamında haciz ihbarnamesinin gönderilmemiş sayılması talebinin 11/06/2009 tarihinde reddedildiğini, müvekkilinin dava dışı takip borçlusuna herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek, müvekkilinin dava dışı takip borçlusuna borcu olmadığının tespiti ile haciz ihbarnamelerinin iptal edilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince doya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
“Dava dilekçesi ekinde delil olarak bildirilen İstanbul 28. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası, anılan dosyada davacı bankaya gönderilen 1. ve 2. haciz ihbarnameleri, anılan ihbarnamelere karşı davacı bankanın cevabi yazısı ve icra müdürlüğünün 11/06/2019 tarihli kararı incelenmiştir. İcra dairesinin 11/06/2019 tarihli kararında “İİK’nun 89/3 maddesi uyarınca 3. şahsa tebliğ edilecek İİK’nun 89/3 maddesi tebliğinde 2. İhbarnameye süresi içerisinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yed’inde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen 3. Şahıs 15 gün içerisinde parayı icra dairesine ödemesi veya bu süre içerisinde menfi tespit davası açması gerektiği bildirilir. Bu itibarla 3. şahsın İİK’nun 89/3’e karşı menfi tespit davası açması gerekeceğinden 3. şahsın müdürlüğümüzden talep etmiş olduğu 89/3’ün iptali talebinin reddine, Dair; İİK’nun 16 maddesi uyarınca icra mahkemesine şikayete haiz olmak üzere karar verildi.” şeklinde karar verilmiş olduğu görülmüştür. Somut olayda davacının öncelikle anılan karara karşı icra hukuk mahkemesinde memur işlemini şikayet yolu ile dava açması gerekmekte olup, açılacak davada icra dairesinin anılan kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığının, haciz ihbarnamelerinin iptali koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenerek değerlendirme yapılması gerektiği halde davacı tarafça anılan karar dava sebebi gösterilerek davacının dava dışı takip borçlusuna borçlu olmadığının tespiti ve haciz ihbarnamelerinin iptali talep edilmiş olduğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesi ile; davanın usulden reddine, karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir.Davacı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Müvekkili bankayı, icra müdürünün işlemlerini şikayet yolu ile icra hukuk mahkemesinde iptalini talep etmeye mecbur bırakmanın, müvekkili bankayı takip hukukunun sınırlı imkanları ile kendisini savunmaya zorlamak olduğu, bu durumun Anayasa’daki hak arama hürriyetine aykırı olduğu, müvekkili banka tarafından İİK’nın 72. ve 89/3.maddeleri gereğince menfi tespit davası açabileceği gibi; isterse takip hukukuna göre hakkındaki takibin şikayet yoluyla iptalini de isteyebileceği, somut olayda müvekkil banka tarafından İİK’nın 72. ve 89/3. maddeleri gereğince dava dışı takip borçlusuna, müvekkili Banka’nın borçlu olmadığının tespit edilmesi için İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde işbu menfi tespit davası açıldığını, mahkemenin kararında belirtmiş olduğu ”…davacının öncelikle anılan karara karşı icra hukuk mahkemesinde memur işlemini şikayet yolu ile dava açılması gerekmekte olup…” gerekçesi hatalı bir hukuki değerlendirme olup, istinaf incelemesi neticesinde bu kararın kaldırılması gerektiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu hususlarına ilişkindir.
İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede;
Dava, İİK’nın 89. maddesi kapsamında menfi tespit davasıdır. Taraflar arasında 3. kişi olan davacıya, davalı alacaklının talebiyle İİK’nın 89. maddesine dayalı 3 adet ihbarname gönderildiği ve 1. ve 2. ihbarnameye süresinde itiraz edildiği anlaşılmıştır. Ancak davacı şirketin icra takip borçlusuna herhangi bir borcu bulunmadığı ileri sürülerek İİK’nın 89/3. maddesi gereğince dava açılmış olup, davacı şirket ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır.
Bu anlamda uyuşmazlık ticari bir uyuşmazlık değil takip hukukundan kaynaklanmakta olup, İİK’nın 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleridir(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 26/02/2016 tarih ve 2015/15365 E., 2016/3253 K. Sayılı kararı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 12/04/2016 tarih ve 2016/3568 E., 2016/6425 K. Sayılı kararı).
Mahkemece, göreve ilişkin dava şartı re’sen gözönünde bulundurularak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamaktadır.
Bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1-a/3.maddesi gereğince mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın görevsizlik kararı verilmek üzere mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM/ Gerekçe uyarınca;
1/Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.nun 353/1-a/3 madde hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2/Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan harcın istek halinde iadesine,
4/Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5/İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
HMK’nun 353/1-a/3 madde hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.23/06/2022