Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3217 E. 2021/1706 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3217
KARAR NO: 2021/1706
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2019
NUMARASI: 2018/13 E. – 2019/284 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sürücüsü olduğu … plakalı aracın, 29/07/2017 tarihinde seyir halindeyken ön sağ lastiğin patlaması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkilinin bedensel zarara uğradığını, … plakalı aracın davalı nezdinde sigortalı olduğunu, bu nedenle şimdilik 5.000,00 TL iş göremezlik zararının kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının %100 kusurlu olduğunu, davacı taleplerinin teminat dışında kaldığını, davayı kabul anlamına gelmemekle davacının maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, yasal faiz istenebileceğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Bu kapsamda somut olaya bakıldığında vaki kazadan dolayı zarar gören davacı sürücü olup bu konumuyla işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişi statüsünde olması nedeniyle üçüncü kişi sayılamayacağından yaralanması nedeniyle meydana gelen zarar sigorta güvencesinde kalmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir” gerekçesi ile; Davanın REDDİNE, karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacı sürücünün üçüncü kişi olduğunu ve ZMMS poliçesi ile zararlarının teminat altına alındığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 29/07/2017 kaza tarihinde sürücüsü olduğu … plakalı aracın, seyir halindeyken ön sağ lastiğin patlaması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiği ve davacının bedensel zarara uğradığı anlaşılmıştır. 2918 Sayılı KTK’nun 85/1. maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölmesi veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteninin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlemesine; aynı yasanın 86/1. maddesinde ise; işletenin, mücbir sebepten veya zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurundan, zararlı sonucun ileri geldiğini ispat etmesi şartıyla sorumluluktan kurtulacağı düzenlemesine yer verilmiştir. İşleten, aracın trafiğe elverişli bir biçimde çıkarılmasını ve yeterli bakımının yapılmasını sağlamalıdır. Frenin veya lastiğin patlaması, rotun çıkması, gibi teknik arızalar, yasanın öngördüğü anlamda mücbir sebep olarak nitelendirilemez. Araçta teknik arıza olması, mücbir sebep değil umulmayan hal olarak kabul edilebilir. Çünkü genellikle bu nitelikteki teknik arızaları önlemek ve karşı koymak mümkündür. Eğer karşı konulamıyorsa o işletme konusunda bir eksiklik hatta düzensizlik, bozukluk var ya da o konuda gerekli dikkat ve özen noksan demektir. Kusurun söz konusu olduğu hallerde, mücbir sebepten söz edilemez. İşleten kusurlu bulunmasa da araçtaki bozukluğun neden olduğu kaza sonucu oluşan zarardan sorumlu olacaktır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 24/10/2017 tarih ve 2015/2837 E., 2017/9532 K. Sayılı kararı). Zorunlu Trafik Sigortasında sigortacı KTK.’nun 91.maddesiyle, işletenin aynı yasanın 85/1.maddesinde öngörülen hukuki sorumluluğunu üzerine almış bulunmaktadır. Anılan maddeye göre ise, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olursa, işletenin bu zarardan sorumlu olacağı hükme bağlanmıştır. Sigortacının bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı yasanın 92.maddesinde araç sürücüsünün bu kapsamın dışında kaldığına ilişkin hüküm bulunmadığı gibi, Sigorta Poliçesi Genel Şartlarında da bu yolda bir sınırlama getirilmemiştir. O halde sürücünün ölümü veya yaralanması nedeniyle sigortacının sorumluluğu ilke olarak benimsenmelidir. Sürücünün meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığı gözönünde tutulduğunda, KTK’nun 86.maddesi gereğince işleten ve dolayısı ile onun sigortacısının sorumluluğunun bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile delillerinin toplanmamış olduğu gözönünde tutularak kararın HMK 353/1-a/6 maddesi uyarıca kaldırılması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.11/11/2021