Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3167 E. 2021/1616 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3167
KARAR NO: 2021/1616
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2019
NUMARASI: 2014/392 E. – 2019/426 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırımda yürüyen davacı …’e çarparak ağır yaralanmasına sebebiyet verdiğini beyanla, kaza tarihi itibariyle işleyecek faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları ve limitleri dahilinde müşterek ve müteselsil olarak belirsiz alacak için şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, … için 100.000,00-TL, eşi … için 20.000,00-TL manevi tazminat’ın davalı davalı …’dan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmiştir. Açılmış olan dava üzerine ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; -İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile tedavi gideri olarak 11.380,71 Tl ile 70.034,90-TL maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 81.415,61-TL nin davalı …’dan kaza tarihi olan 24.02.2013 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş den ise dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınıp davacı …’e verilmesine, -Davalı SGK hakkında açılan dava dosyası tefrik edildiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, -Davacı … icin taktiren 25.000.-Tl manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.02.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınıp davacı …’e verilmesine. Diğer davacı …’ün açtığı manevi tazminat istemi yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacının gelirinin eksik belirlendiğini, davalıların tüm tedavi giderlerinden sorumlu bulunduğunu, manevi tazminatın az olduğunu, davacı … yönünden manevi tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; 24/02/2013 kaza tarihinde davalıların sürücüsü ve ZMM sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın yaya olan davacı …’e çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralanarak malul kaldığı anlaşılmıştır. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. Davacının kaza tarihinde 65 yaşında olduğu, asgari ücretin üzerinde bir gelir elde ettiğini ispatlayamadığı, hal böyle olunca da asgari ücret baz alınmak suretiyle tanzim olunan bilirkişi raporunda ve ilk derece mahkemesi tarafından raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, SGK’nın sorumlu olduğu tedavi gideri yönünden artık sürücü işleten ve ZMMS sigorta şirketinin sorumluluğunun kalmadığı, SGK aleyhine açılan davanında tefrik edildiği gözönünde tutulduğunda davacı vekilinin bu bu hususlara temas eden istinaf talebi yerinde değildir. (HMK’nın 353/1-b/1.maddesi) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davacı yaşı, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; mahkemece davacı … yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı azdır. Uygulamada kabul edildiği üzere, B.K’nın 47.maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara uğrayan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Ancak bir kişinin cismani zarara uğraması sonucu onun (ana, baba, karı, koca, çocuk gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa (örneğin kazaya uğrayan yakın kişi büyük ölçüde iş göremez duruma gelmişse) onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir.HGK’nun 26.4.1995 gün ve E:1995/11-122 K:1995/430 sayılı kararı bu doğrultuda olduğu gibi, Yargıtay 17.HD’nin ve dairemizin uygulamaları da bu doğrultudadır. Bu açıklamalar ışığında, tedavi sürecinde %57 oranında malul kalan davacıyla bizzat ilgilenen eşi diğer davacı … yönünden de uygun bir manevi tazminata hükmedilmemesi gerekirken bunun yapılmamış olması da hatalıdır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b/2.maddesi uyarınca kaldırılmasına, ancak kararın kaldırılmasını gerektiren hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaatiyle aşağıda ki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-) İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2019 tarih ve 2014/392 E., 2019/426 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1/b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜNE, 1/1-) İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan 44,40-TL nispi karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, 1/2-) İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 1/3-) İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 2-) İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2019 tarih ve 2014/392 E., 2019/426 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2/1-) Davanın kısmen kabulü ile tedavi gideri olarak 11.380,71 Tl ile 70.034,90-TL maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 81.415,61-TL nin davalı …’dan kaza tarihi olan 24.02.2013 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş den ise dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınıp davacı …’e verilmesine, 2/2-)Davalı SGK hakkında açılan dava dosyası tefrik edildiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 2/3-)Davacı … icin taktiren 35.000.-TL , diğer davacı … icin taktiren 10.000.-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24.02.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınıp davacılara verilmesine, 2/4-)Karar ve ilam harcı 9.660,10-TL nin peşin ve ıslahla alınan 771,70-TL den düşümü ile kalan 8.888,40-TL bakiye ilam harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına, 2/5-)Davacılar tarafından yatırılan 799,75-TL peşin, başvuru ve ıslah harcının davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 2/6)Davacılar tarafından yapılan 1.796,70-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 1.030,57-TL’nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 2/7) Davalı … Sigorta tarafından yapılan 8,00-TL yargılama giderinin red edilen miktar oranlanarak takdiren 4,20-TL’nin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, 2/8) Davalı … tarafından yapılan 13,00-TL yargılama giderinin red edilen miktar oranlanarak takdiren 5,54-TL’nin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, 2/9-) Maddi Tazminat yönünden; Davacılar kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 9.263,25-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 2/10-) Maddi Tazminat yönünden; Davalılar kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 3.062,64-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, 2/11-) Kabul edilen Manevi Tazminat yönünden; Davacı … ve … kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan … için 5.250-TL, … için ise 4.080-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine, 2/12-)Red edilen Manevi Tazminat yönünden; Davalı … kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’ya verilmesine, 2/13-)Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.03/11/2021