Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3076 E. 2022/909 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3076
KARAR NO: 2022/909
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/03/2019
NUMARASI: 2018/313 Esas 2019/298 Karar
DAVA TÜRÜ: Rücuen tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet (trafik) poliçesi ile sigorta edilen … Plakalı aracın 22/07/2017 tarihinde … plakalı araçta %100 oranında kusurlu olarak maddi hasar meydana getirdiğini, mahallinde tutulan tutanağa göre … plakalı sigortalı olan aracın olayda %100 kusurlu olduğunu, kazaya karışın diğer aracın pert olduğunu, 16.000,00.TL hasar miktarının sigortalı davalının ağır kusur durumu ve teminatı dikkate alınarak karşı tarafa ödendiğini, davalıya ait aracın olayda %100 kusurlu olarak müvekkil şirketin büyük zararına sebep olduğunu ileri sürerek 16.000,00.TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle , davacının iddialarının doğru olmadığını, davacı yanın davalı şirkete rücu hakkının bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde davalı şirkete ait aracın sürücüsünün asli ve tam kusurlu olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, davacının ileri sürdüğü zarar miktarına da itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”..Davacı dava dilekçesinde rücu nedeni olarak sürücünün ağır kusurunu gerekçe göstermiş; dava dışı üçüncü kişilere ödediği tazminattan … plaka sayılı araç sürücüsünün sorumlu olduğunu belirtmiştir. Karayolları Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartlar’ın Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı B4. Maddesinde gereğince sigorta şirketinin rücu hakkının doğması için ağır kusur veya kasti hareket sonucunda zararın meydana gelmesi gerekmekte olup somut olayda ağır kusur hali ve kasti hareket mevcut değildir. Hasar dosyası incelendiğinde olay yeri terk maddesine dayanılarak (Genel Şartlar B4) da rücu talebinde bulunulmuş olup Yukarıda değinilen Yargıtay içtihatları ışığında somut olay değerlendirildiğinde salt olay yerinin terk edilmesi veya sürücünün olay yerinden firar etmesi rizikonun ve dolayısıyla hasarın teminat dışında kaldığının kabulü için yeterli kabul edilmemiştir. Davacı dava dilekçesinde sürücünün alkollü olduğunu veya bu gibi ağır kusur hallerini de ileri sürmemiş olup, örneğin alkolllü olduğu ileri sürülse dahi Yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiği hususu da sigorta şirketi tarafından ispatlanmalıdır. Somut olayda davalının eylemi Karayolları Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartlar’ın Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı B4. Maddesinde belirtilen eylemler kapsamında ağır kusur olarak kabul edilmediğinden ve ilgili maddede belirtilen haller somut olayda yer almadığından açılan davanın reddine karar verildiği” , gerekçesiyle, Davanın REDDİNE, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece kırmızı ışık ihlalinin neden ağır kusur kavaramı içinde değerlendirilmediğinin açıklanmadığını, kırmızı ışık ihlalinin bilinçli taksir anlamına geldiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, davacı sigorta şirketinin sigortalısına karşı açtığı ağır kusur ve kaza yerini terk sebebine dayalı rücuen tazminat davasıdır. Somut olayda; davacıya ZMMS poliçesi sigortalı olan, davalının sigortalısı olduğu ve dava dışı …’in yönetimindeki … plakalı kamyon ile dava dışı … yönetimindeki … plakalı kamyonet çarpışmış olup, davacı meydana gelen kazada hasar gören … plakalı araç için ödediği tazminatın davalı sigortalısından rücuen tahsilini talep etmektedir. Davacı vekili dava dilekçesinde ve davalıya yazdığı 06.09.2017 tarihli ihbar yazılarında davalı aracının sürücüsünün olayda %100 kusurlu olduğunu ve olay yerini terk ettiğini belirterek sigortalısından rücuen tazminat talebinde bulunulmuştur. Başka bir deyişle davacı vekili, sigortalı aracın %100 kusuruna yani ağır kusuruna ve kaza yerini terk sebebine dayanmıştır. Kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsü …’ın kırmızı ışık ihlali nedeniyle %100 kusurlu olduğu belirtilmiş olup, özel hukuk kavramı olan ağır kusurun, kasıt olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun mevcudiyetini ifade ettiği, davaya konu kazada sigortalı aracın sürücüsünün tam kusurlu olduğunun kabul edilmesi halinde dahi bu durumun başlı başına kastı ya da ağır kusuru bulunduğu anlamına gelmeyeceği, kaldı ki kırmızı ışık ihlali ağır kusur kavramı içinde değerlendirilmeyeceği gibi sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk ettiği yönünde dosyada delil de bulunmadığı göz önüne alındığında, davacı sigorta şirketi hasarın teminat dışında kaldığını somut delillerle kanıtlayamamıştır. (Bknz. Yargıtay 4.HD’nin 2021/9640 Esas,2021/4524Karar sayılı ilamı) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, yerel mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle davacı sigorta şirketince kanıtlamayan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/03/2019 tarih ve 2018/ 313 Esas, 2019/ 298 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf başvuru sırasında alınması gereken 80,70- TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 -TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.23/06/2022