Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3050 E. 2019/3469 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3050
KARAR NO : 2019/3469
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2017
NUMARASI : 2017/4209 D.İş-2017/4209 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/09/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı … şirketi nezdinde zorunlu trafik sigortalı olan … plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan … kusuru neticesinde 06/12/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, vekil edeni küçük …’in yaralanarak Dokuz Eylül Üniversitesinden temin edilen rapordan da anlaşılacağı üzere %19 oranında maluliyete uğradığını, sigorta şirketine yapılan başvurunun 26/12/2016 tarihinde reddedildiğini ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 11.000,00-TL maluliyet zararının sigorta şirketine başvuru tarihi olan 01/12/2016 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, daha sonra sunduğu ıslah dilekçesi ile de istek miktarını 116.962,76-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; görülmekte olan dava bakımından öncelikle kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının varlığının maluliyet oranı ile kusur oranlarının ne olduğunun, davacı tarafça usulüne uygun şekilde kanıtlanması gerektiğini, ayrıca geçici iş göremezlik dönem zararının trafik sigortası genel şartları uyarınca teminat dışı olduğunu, kaldı ki, 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren KTK’da yapılan değişiklik uyarınca, sürekli sakatlık tazminatı hesaplamasının Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartları uyarınca, TRH 2010 Yaşam Tablosu ve, 1.8 Teknik Faiz dikkate alınarak yapılması gerektiğini, gelirin asgari ücret olarak uygulanmasını istediklerini, kazanın trafik iş kazası olup olmadığı ve SGK’ca yapılan rücua tabi bir ödeme bulunup bulunmadığının da araştırılması gerektiğini ve hatır taşıması varsa hatır taşıması indirimi yapılması gereğinin gözetilmesini istediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan ve … sevk ve idaresinde olan … plaka sayılı araç ile davacı …’in sürücüsü bulunduğu … plaka sayılı motosikletin çarpışması neticesinde meydana gelen 06/12/2015 günlü trafik kazasında …’in yaralandığı, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsü … %75 oranında, …’in ise %25 oranında kusurlu olduğu, Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinden temin edilen 17/10/2016 günlü rapordan da anlaşılacağı üzere, …’in meslekte kazanma gücü kaybı oranının %19 bulunduğu, hesap bilirkişi raporu PMF 1931 Yaşam Tablosu ve progresif rant formülüne göre yapılan tazminat hesabının hükme esas alınacak nitelikte olduğu, buna göre, kusur oranlarına göre davacının uğradığı beden gücü kaybı zararının 116.962,76-TL bulunduğu, davacının davalı … şirketine 02/12/2016 tarihinde başvurduğu gözetildiğinde, temerrüt tarihinin 15/12/2016 olduğu görüşünden hareketle, başvurunun kabulü ile 116.962,76-TL’nin 15/12/2016 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş; davalı … şirketi vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine itiraz reddedilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; hükme esas alınan maluliyet raporunun usulüne uygun şekilde alınmış bir rapor olmadığı, hesaplamada askerlik süresinin gözetilmediği, ayrıca kaza tarihinde 15 yaşında olan davacının 18 yaşına kadar gelir getirecek bir işte çalışmayacağı dikkate alınarak hesaplamanın 18 yaşından sonra başlatılması gerektiği halde, tazminat hesaplamasının kaza tarihinden başlatılmasının hatalı olduğu, kaldı ki zarar hesaplamasının 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlarına göre, TRH 2010 ve 1.8 Teknik Faiz uygulaması doğrultusunda yapılması gerekirken, bunun yapılmamış olmasının da isabetsiz olduğu, kazanın oluşumunda taraf kusurlarına ilişkin olarak tahkim yargılamasında yapılmış bir inceleme varsa bile buna ilişkin raporun vekil edeni kuruma tebliğ edilmediği, zaten hükme esas alınan aktüer bilirkişi hesaplamasının da sadece kaza tespit tutanağında belirtilen kusur durumuna göre yapıldığı, bunun da usulsüz olduğu, ayrıca davacının kaza sırasında kask ve koruyucu ekipman kullanıp kullanmadığının da araştırılmadığı, dolayısıyla müterafik kusurlu olup olmadığının üzerinde durulmadığı, SGK’ca rücua tabi ödeme yapılıp yapılmadığının da araştırılmadığı, kabule göre de davacı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğu hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet zararının giderilmesi isteğine ilişkindir.Dosya kapsamına göre, Sigorta Tahkim Komisyonunca, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesince, 03/08/2013 tarihli 28727 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ve 11/10/2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “Sosyal Güvenlik Kurumu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” ekindeki Meslekte Kazanma Gücünün Azalma Oranları Tespit Cetveli kapsamında düzenlenen 17/10/2016 tarihli rapor ve bu rapordaki belirlemeler dikkate alınarak, PMF yaşam tablosu esas alınıp progresif rant esasına göre gelirin %10 artırım, %10 iskontoya tabi tutularak teknik faiz 0 uygulanmak suretiyle davacının kaza tarihindeki yaşı gözetilerek, kaza tarihinden 18 yaşına kadar efor tazminatı olan, 18 yaşından sonrada aktif dönem için AGİ dahil asgari ücret üzerinden, pasif dönem için ise AGİ hariç asgari ücret üzerinden düzenlenen hesap bilirkişisi raporuna istinaden karar verilmiş olup; davaya konu kazanın 06/12/2015 tarihinde meydana geldiği ve davalı … şirketinin sorumluluğunun kapsamını belirleyen poliçenin başlangıç tarihinin 20/08/2015 olduğu anlaşılmaktadır.1-14/05/2015 tarihli 29355 sayılı resmi gazetede yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.Sürekli sakatlık teminatı, ilgili genel şartların A.5/c maddesinde düzenlenmiş yine genel şartlara ek olarak çıkarılan cetvel Ek:3’te sürekli sakatlık tazminatı hesaplamasının ne şekilde yapılacağı, belirtilmiştir. Ek:3 cetvelin 3.maddesinde 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelecek trafik kazalarında TRH-2010 tablosunun dikkate alınacağı belirtilmiş, yine diğer maddelerde de, sürekli sakatlık tazminatının ne şekilde hesaplanacağı ifade edilmiştir. Ayrıca genel şartlar A:5/c maddesinde, sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, Sakatlık Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına İlişkin Mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınacağı belirtilmiştir.Kaza tarihinin ve poliçe düzenlenme tarihinin 01/06/2015 tarihinden sonra olması dikkate alındığında, açılan davada 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılıp, sürekli maluliyet tazminatının buna göre belirlenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usulsüzdür.2-Bundan ayrı, mahkemenin hükme esas aldığı hesap bilirkişisi raporunda, davacının askerlikte geçecek süresini de kapsar biçimde tazminat hesaplaması yapıldığı anlaşılmaktadır. Askerlik dönemine ilişkin davalı taraf itirazları üzerinde durularak bilirkişi tarafından bu süreye ilişkin olarak herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması ve bu konudaki davalı taraf itirazları dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınmadan karar verilmiş olması da doğru değildir.3-Tahkim yargılaması sırasında kazanın meydana gelmesinde taraf kusurlarının ne olduğuna ilişkin Makine Mühendisi Bilirkişi …’den temin edilen 22/02/2017 günlü rapor mevcut ise de, bu raporun davalı tarafa tebliğ edilip edilmediğine ilişkin dosya arasında kayıt ve belge bulunmamaktadır. Kaldı ki, hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporuna söz konusu bu kusur raporuna atıfta bulunulmaksızın kaza tespit tutanağındaki belirlemelere göre, taraf kusurlarının %25-%75 olarak kabulü ile hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Hesap bilirkişisinin kaza tespit tutanağında belirtilen durumu değerlendirerek, oran belirlemesi doğru bir uygulama değildir. Davalı taraf, hesap bilirkişi raporuna bu yönüyle de itirazda bulunduğuna ve kusur bilirkişisi raporu alınmadığını ileri sürdüğüne göre, tahkim komisyonunca, Makine Mühendisi Bilirkişi …’den temin edilen 22/02/2017 günlü kusura ilişkin rapor, davalı tarafa tebliğ edilmeden davalı tarafın savunma hakkını kısıtlar biçimde hüküm tesis etmesi de isabetsizdir.Bu nedenle yukarıda belirtilen hususlarda, açıklanan şekillerde inceleme ve değerlendirme yapılmadan karar verilmiş olması HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca yerinde görülmediğinden; davalı … şirketi vekilinin bu husustaki istinaf talebinin kabulü ile, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca, davacı …’in küçük olması nedeniyle görülmekte olan dava, anne ve babasının verdiği 28/07/2016 günlü vekaletnameye dayanılarak Av…. tarafından açılmıştır. … 27/11/2000 doğumlu olup, istinaf aşamasında reşit hale gelmiştir. Bu halde davacının reşit hale geldiği tarihten itibaren yargılamayı kendisi veya vekili aracılığıyla sürdürmesi gerekir. Ancak dosya içerisinde …’in kendi adına verdiği bir vekaletname olmadığından, bundan sonraki tüm yasal işlemlerin …’in kendisi aracılığıyla yapılmasının sağlanması gerekeceğinden, Av…. .’in karar başlığından çıkartılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davalı …. vekili yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 12/08/2017 gün ve 2017/İ.2483-2017/İHK.3028 sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem, değerlendirme ve yargılama yapılmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna GÖNDERİLMESİNE, kaldırma gönderme gerekçesi gözetildiğinde davalı … şirketinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine YER OLMADIĞINA,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … şirketi tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-maktu istinaf karar ve ilam harcı ile fazladan alınan 68,60-TL istinaf başvuru harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-Davalı … şirketi tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin Sigorta Tahkim Komisyonunca yeniden yapılacak yargılama sonunda verilecek hükümle birlikte değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 19/09/2019.