Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3020
KARAR NO: 2022/1176
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/04/2019
NUMARASI: 2017/1108 Esas – 2019/375 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasına Bağlı Ölüm Nedeniyle Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Yukarıda bilgileri yazılı bulunan ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenlerin eşi ve babası bulunan …’nın, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın direksiyon hakimiyetinin yitirmesi neticesinde meydana gelen 20/04/2013 günlü tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiğini, …’nın hayatını kaybetmesi nedeniyle desteğinden yoksun kalan davacıların uğradıkları zararın … plaka sayılı aracın zorunlu trafik sigortası bulunmaması nedeniyle davalı Güvence hesabı tarafından karşılanması gerektiğini, bu amaçla davalı Güvence hesabına yapılan başvurunun 16/11/2017 tarihinde davalı kuruma ulaşmasına rağmen ödeme yapılmadığını, dolayısıyla davalının 29/11/2017 tarihinde temerrüde düştüğünü ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak ve uğranılan maddi zararlarının tam olarak belirlenmesi mümkün olduğu anda arttırılmak kaydıyla davacı küçük … için 100,00-TL davacı eş … için de 900,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 21/11/2018 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de davacı eş … için talep edilen destek tazminatına ilişkin istek miktarını 165.224,00-TL ye, davacı çocuk için talep edilen destek tazminatına ilişkin istek miktarını da 29.943,00-TLye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davalı Güvence hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; talep konusu kazanın oluşumunda araç sürücüsü desteğin tam kusurlu olması nedeniyle davacıların destekten yoksun kalma talep haklarının olmadığını, ayrıca kurumun rücu hakkı bulunduğundan davacılar yönünden Borçlar Kanununu 135. Maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu durumunun birleştiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuş ve davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda iddia savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu, hasar dosyası ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; -Davanın KABULÜ ile davacı … için 165.224,00-TL, davacı … için 29.943,00-TL maddi tazminatın (destekten yoksun kalma) 29/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı Güvence Hesabı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf nedenleri; görülmekte olan dava açılmadan önce davacılar tarafından vekil edenin kuruma yapılan başvurunun incelemesi sonucunda davacılar için toplam 234,540,00-TL ödeme yapılabileceğinin kendilerine bildirildiği halde davacı tarafın bu bildirimi dikkate almaksızın dava yoluna gitmesi nedeniyle esasen davayı açmakta hukuki yararları bulunmadığı, zira karşılanacağı belirtilen miktarın davacılar lehine hüküm altına alınan miktardan fazla olduğu, bu kapsamda vekil edenin kurumun dava açılmasına neden olmadığı gözetilerek kurum aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemesi gerekirken, bunun yapılmamış olmasının hatalı bulunduğu, ayrıca görülmekte olan davada Türk Borçlar Kanunun 135. maddesi uyarınca alacaklı- borçlu sıfatlarının birleştirilmesinin söz konusu olduğunu hususunun değerlendirilmediği, istinaf dilekçesine eklenen ilamsız icra emrinden de görüleceği üzere davacılara davadan önce ödeme yapıldığı bu nedenle takas mahsul taleplerinin olduğu ve kabule göre de dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken yazılı biçimde avans faizine hükmedilmiş olmasının da isabetsiz bulunduğuna yöneliktir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; trafik kazası neticesinde meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış destekten yoksun kılma tazminatı isteğine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle 20/04/2013 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı; araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan bir kişinin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama bulunmadığına; bu durumda 3.kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişi bakımından TBK’nun 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunun da söz konusu olmamasına, ayrıca görülmekte olan dava açılmadan önce davalı kuruma yapılan başvurunun 16/11/2017 tarihinde muhatabına ulaşmasına rağmen, fiili olarak herhangi bir ödemede bulunulmadığı ve istinaf dilekçesi ekinde sunulan belgeler kapsamında davacı tarafa ödeme yapıldığı iddia edilse de dilekçeye eklenilen ilamsız ödeme emrinin, talep konusu kazada hayatını kaybeden … isimli şahsın desteğinden yoksun kalan başka kişilere davalı tarafında yapılan ödemenin, davacılardan ve araç malikinden rücuan tahsili amacını taşıdığı, dolayısıyla davacılara yapılan bir ödeme niteliği taşımadığının anlaşılmış olmasına, ayrıca getirtilen hasar dosyası kapsamında talebin karşılanacağına ilişkin kabul bildiriminin usulüne uygun şekilde davacı tarafa ulaştırıldığı ve buna rağmen görülmekte olan davanın açıldığı hususunun somut olarak kanıtlanamadığı gibi, HMK’nın 357. madde hükmü uyarınca yargılama sırasında ileri sürülmeyen bir hususun istinaf aşamasında ileri sürülmesinin de mümkün bulunmamasına göre; eldeki davayı açmakta hukuki yararları bulunan davacıların taleplerinin kabulüne karar verilmiş olmasında ve karar gereğince davalı kurumun yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumluluğu yoluna gidilmiş bulunmasında istinaf edenin sıfatına ve istinaf nedenlerine göre herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden davalı vekilinin açıklanan tüm bu hususlara yönelik istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davalı Güvence Hesabının faiz cinsi ve başlangıcına yönelik istinaf itirazlarına gelince; Eldeki dava açılmadan önce davalı kuruma başvuruda bulunulduğu ve bu başvurunun 16/11/2017 tarihinde kuruma ulaştığı konusunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMM sigortası genel şartları gereğince 8 iş günü içerisinde ödeme yapmadığı sabit olunan kurum aleyhine temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasında bir yanılgı bulunmamakta ise de kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı otomobilin, malikinin gerçek kişi bulunduğu ve aracın kullanım amacının da hususi olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda davalıdan tahsiline karar verilen tazminata uygulanması gereken faiz cinsi yasal faiz olup, avans faizine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ancak açıklanan bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına ve istinaf konusu yapılmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları nedeniyle taraflar yararına oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek, sadece faiz cinsine ilişkin yanılgının düzeltilmesi suretiyle, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde karar tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/04/2019 gün ve 2017/1108 E.- 2019/375 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda bentler halinde ve ayrı ayrı gösterilen nedenlerle KISMEN KABULÜNE VE KISMEN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuru sırasında davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 44,40-TL maktu ve 3.332,96-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde istinaf eden davalıya İADESİNE,3-İstinaf eden davalı tarafından yapılan diğer giderlerin ise takdiren üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/04/2019 gün ve 2017/1108 E.- 2019/375 K. sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,5/1-Davanın KABULÜ ile davacı … için 165.224,00-TL, davacı … için 29.943,00-TL maddi tazminatın (destekten yoksun kalma) 29/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,5/2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 13.331,85-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40-TL’nin ve ıslah harcı olarak yatırılan 665,00-TL’nin mahsubu ile kalan 12.635,45-TL bakiye harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine ( tahsilde tekerrüre neden olunmaması için ilk derece mahkemesince yazılan harç tahsil müzekkeresi gözetilerek)5/3-Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri 67,40-TL, posta ve tebligat masrafı 172,25-TL, bilirkişi ücreti 1400,00- TL, ıslah ile tamamlanan 665,00-TL olmak üzere toplam 2.304,65-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,5/4-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 15.863,44-TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak adı geçen davacıya verilmesine,5/5-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince taktir olunan 3.593,16-TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak adı geçen davacıya verilmesine,5/6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5/7-Taraflarca yatırılan gider avanslarından arta kalanın, karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ve davacı … yönünden tesis edilen hüküm bölümü bakımından HMK. m. 361/1 gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık; diğer davacı … yönünden tesis edilen hüküm bölümü bakımından ise HMK.m.362/1-a uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/09/2022