Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3015 E. 2022/581 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3015
KARAR NO: 2022/581
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2018
NUMARASI: 2014/557 Esas – 2018/1275 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/09/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında …’in sürücüsü olduğu sigortası bulunmayan … plaka sayılı aracın sol ön kısmı ile müvekkili …’nin kullandığı tescilsiz motosiklete çarpması sonucunda müvekkilinin daimi sakat kaldığını, davalı taraf Güvence Hesabı yönetmeliğinin 9.maddesi gereğince trafik sigortası yaptırmamış işletenlerin neden olduğu bedensel zararlar için kişi başına sakatlık halinde kaza tarihi itibariyle trafik sigorta limiti olan 200.000,00-TL teminat sağladığını, müvekkilinin yaşı, kusursuz oluşu ve tüm diğer unsurlar birlikte değerlendirildiğinde davalının limit dahilinde zarardan sorumlu olduğunu, kaza tespit tutanağı ve savcılık dosyasından da anlaşılacağı üzere müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, Güvence Hesabı’na davadan önce yapılan başvuru sonucunda müvekkiline yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00- TL geçici iş göremezlik tazminatının ihtarnamenin tebliğ tarihinin 8 iş günü sonrasından itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davacı vekili 24/04/2018 tarihli dilekçesi ile, 4.000,00-TL geçici iş göremezlik 1.000,00- TL sürekli iş göremezlik zararı talep ettiğini açıklamıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan trafik sigortası poliçesi bulunmayan … plakalı aracın haksız fiil faili sürücü ve işleteni …’e davanın ihbarının gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…Yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; davacının meydana gelen trafik kazası nedeni ile oluşan bedensel zararların kendi kusuruna isabet eden tutar düşüldükten sonra bakiye tutar üzerinden yapılan hesaplama sonucu 6.205,05-TL olduğu ve fakat davalının davacıya dava tarihinden önce 18.355,00-TL ödemede bulunarak zararını tamamen giderdiği anlaşılmakla davacının buna rağmen ibranamenin iptalini ve bedensel zararlarının tespitini isteyerek açmış olduğu davanın haksız olduğu kanaatine varıldığı”, gerekçesiyle,Davacının davasının reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin maluliyeti hususunda raporlar arasındaki çelişkiler giderilmesi için ATK Genel Kurulu’ndan rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden verilme 27.07.2017 tarihli raporda müvekkilinin özür oranın %56 olduğu, yine aynı hastaneden verilme 01.12.2012 tarihli raporda %26,4 olduğu belirtildiğini, yerel mahkemece,müvekkilinin maluliyet oranının %4 olduğu belirtilen ATK 3. İhtisas Daire’sinin 30.03.2016 tarihli raporuna göre karar veriliğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı vekilince dosyaya sunulan Konya Eğitim ve araştırma Hastanesi’nden verilme 27.07.2017 tarihli sağlık kurulu raporunda, kişinin özür oranının %56 olduğu belirtilmiş, davacı vekili 24.04.2018 tarihli dilekçesi ile, trafik kazasında oluşan kaburga kırığının akciğerde ezilme ve ufalma meydana getirdiğini, buna bağlı olarak müvekkilinde siroz başlangıcı, aşırı kilo ve astım gibi rahatsızlıklar oluştuğunu, marangozlukla uğraşan müvekkilinin işini yaparken aşırı derecede zorlandığını ileri sürmüş; dosyada mevcut Konya Eğitim Araştırma Hastanesi’nden verilme 01.10.2012 tarihli sağlık kurulu raporu ( %26,4 özür oranı), 27.07.2017 tarihli sağlık kurulu raporu (%56 özür oranı) ile 30.03.2016 tarihli ATK … İhtisas Dairesin’ce düzenlenen rapor ( %4 maluliyet, 9 ay iş göremezlik) arasındaki çelişkilerin giderilmesini talep etmiş, yerel mahkemece, ‘adli tıp kurumu raporu ile resmi sağlık kurulu raporu arasında bir çelişkiden bahsedilemeyeceği, hükme esas alınması gereken maluliyet durumunun tespitine ilişkin adli tıp kurumu başkanlığı yahut bu konuda yetkili üniversitelerin adli tıp ana bilim dalı başkanlıklarından alınacak raporlara itibar edilebileceği’ gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre, her ne kadar kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre hazırlanan 30.03.2016 tarihli ATK raporunda, Konya Eğitim Araştırma Hastanesi’nden verilme 01.10.2012 tarihli sağlık kurulu raporu irdelenmiş ve aralarında bağlantı olmadığı, farklı tüzük ve yönetmeliklere göre değerlendirildikleri, özürlülük kavramıyla meslekte kazanca gücünün kaybedilmesinin farklı kavramlar olduğu belirtilmiş ise de, ATK raporunda davacı vekilince sunulan Konya Eğitim Araştırma Hastanesi’nden verilme 27.07.2017 tarihli sağlık kurulu raporu değerlendirilmediği gibi, davacı vekilince sunulan 24.04.2018 tarihli dilekçede belirtilen ve müvekkilinde sonradan, trafik kazasına bağlı olarak ortaya çıktığı ileri sürülen birtakım rahatsızlıkların 13.09.2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle oluşan yaralanmaya bağlı gelişen durum teşkil edip etmediği de irdelenmemiştir. Açıklanan nedenlerle; yerel mahkemece davacının tedavisine ilişkin tüm belgeler getirtilerek, davacının trafik kazasına bağlı olarak ortaya çıktığı ileri sürülen birtakım rahatsızlıkların ( siroz başlangıcı, astım, akciğerde ufalma, aşırı kilo) davacının 13.09.2011 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması (sol akciğerde pnömotarks ve sol tıba fibula parçalı fraktür) nedeniyle ortaya çıkıp çıkmadığının, başka bir deyişle davacının maluliyetinde artış (gelişen durum) olarak ileri sürdüğü iş bu rahatsızlıkların somut olaya konu trafik kazası ile illiyet bağı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması; dosyaya sunulan 27.07.2017 tarihli sağlık kurullu raporunun değerlendirilmesi; 27.07.2017 tarihli sağlık kurulu raporu, 01.10.2012 tarihli sağlık kurulu raporu ve 30.03.2016 tarihli ATK raporu birlikte değerlendirilerek, aradaki oran farkının nedeninin açıklanması, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazı ile istinaf dilekçesinde belirttiği tüm itirazların karşılanması için Adli Tıp Kurumunun Genişletilmiş Üst Kurulu’ndan ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, davacı vekilinin ciddi itirazları karşılanmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi görülmemiştir.( Bkz. Yargıtay 17.HD’nin 2017/5241 Esas, 2018/ 6918 Karar sayılı ilamı) Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile kararın HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılması, yukarıda yapılan açıklamalar gereğince yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2018 tarih ve 2014/ 557 Esas, 2018/ 1275 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem ve yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacıdan tahsil edilen peşin harcın istek halinde kendisine iadesine, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek hükümde dikkate alınmasına, 5-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ve HMK.m. 353/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/04/2022