Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/3009 E. 2022/746 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3009
KARAR NO: 2022/746
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/04/2019
NUMARASI: 2017/903 Esas 2019/481 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesini özetle; 08/04/2017 tarihinde Esenler İlçesi … Caddesi, … Sokaktan motosikletle eve gitmekte olan müvekkillerine davalı …’ın sürücüsü, davalı …’in işleteni olduğu ve davalı sigorta şirketine ZMMS poliçes,i ile sigortalı … plakalı aracın çarpmasıyla meydana gelen kazada müvekkili …’in ağır bir şekilde, arkasında bulunan …’in ise hafif yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün kusurlu olduğunu ileri sürerek müvekkillerinden … için beden gücü kaybı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00- TL maddi tazminatın ( belirsiz alacağın) tüm davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte; davacı … için 60.000-TL ve davacı … için 15.000,00- TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 04/02/2019 tarihli dilekçesi ile davacı …’e ilişkin maddi tazminat talebini 30.959,81-TL olarak ıslah etmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkete başvurusu ile birlikte gerekli evrakları sunmadığını, müvekkilinin adresinin Üsküdar olması sebebiyle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun aracın kusuru oranında ve teminat limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkiline usulüne uygun başvuru bulunmadığından faizin başlangıç tarihinin yanlış talep edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…ATK aporunda …’in 08/04/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen arıza sebebiyle % 3,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği, davacı …’in ise basit tıbbi müdahale ile iyileşebileceği belirtilmiştir. Kusur durumunun tespiti için yapılan bilirkişi incelemesinde … plakalı otomobil sürücüsünün kavşaklarda geçiş önceliğine uymama hallerinden dolayı asli kusurlu olup % 75 oranında kusurlu olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’in hızını ve kullandığı aracın yük ve teknik özelliklerine görüş, yol, hava, trafik durumunun gerektirdiği şartlara uymadığından dolayı % 25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı …’ın % 25 kusurlu olduğu göz önüne alındığında talep edebileceği maddi tazminatın 30.959,81 TL olduğu, davalılardan sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi nedeniyle sakatlık ve ölüm teminatı limitinin 330.000,00- TL olduğu göz önüne alınarak davalılardan … ve … yönünden kazanın meydana geldiği 08/04/2017, … sigorta yönünden başvuru tarihi olan 26/04/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, kusur durumu, maluliyet oranı, mali ve içtimai durumu göz önüne alındığında hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerektiği” gerekçesiyle,1-30.959 TL maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden 08/04/2017, … sigorta yönünden 26/04/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davacılardan … yönünden 15.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi 08/04/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili ve davalı … tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davalı … vekili; davacı … için kaza 4 ay geçici iş göremezlik süresi belirlenmiş iken kazadan 2 ay sonra askere gittiğini haricen öğrendiklerini, bu nedenle raporun gerçekliğinin tartışmalı hale geldiğini, kusura ilişkin bilirkişi raporunun kaza tespit tutanağına göre tanzim edilmesi gerekirken davacıların ifade tutanaklarına göre düzenlendiğini, davacı tarafın davasını 04.02.2009 tarihinde ıslah etmiş olup arabuluculuğun dava şartı olduğunu, davanın reddi gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı …, davacı tarafın kendi kusuru ile meydana gelen trafik kazasında davacı tarafta kalıcı bir yaralanma ortaya çıkmadığını , davacı …’ın kaza tarihinden 2 ay sonra askere gittiğini, maluliyeti söz konusu olmadığını ve manevi zararı oluşmadığını, manevi tazminatın fahiş olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; her ne kadar somut olaya ilişkin kaza tespit tutanağı tutulmamış ise de, 17.01.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda, kazaya karışan tarafların kolluk ifadelerinden yararlanarak ve olay yerindeki kavşağın durumu ve araçların konumu nazara alınarak tarafların kusur durumu belirlenmiş olmakla, iş bu raporda cadde-sokak kesişimi olan kontrolsüz kavşakta sağdan gelen aracın öncelikli olduğu belirtilerek davalı sürücü …’in %75, araç hızını kavşağa yaklaşırken azaltmaması nedeniyle davacı sürücü …’ın %25 kusurlu olduğu yönündeki tespitin somut olayın özellikleri ve oluşa uygun olmasına; iş bu raporun yeterli, taraf ve yargı denetimine açık ve kesinleşen ceza dosyasında kabul edilen kusur durumu ile uyumlu olmasına; 01.10.2018 tarihli ATK raporunda davacı …’ın iş bu kaza nedeniyle sol ayak tıbia malleol kırığı meydana gelecek şekilde yaralandığı, opere edildiği, bu nedenle %3,3 malül kaldığı ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 ay olduğu belirtilmiş olmakla, iş bu rapora davalı … ve … tarafından itiraz edilmemiş olmasına, iş bu davalılarca istinaf dilekçelerinde ileri sürülen davacı …’ın kazadan 2 ay sonra askere gittiği yönündeki ispata muhtaç iddianın yargılama sırasında ileri sürülmeyip, ilk kez istinaf başvurusu sırasında ileri sürülmesi nedeniyle Dairemizce dikkate alınamayacak olmasına; eldeki dava zorunlu trafik sigortası aleyhine açıldığından mutlak ticari dava niteliğinde olup, ticari davalarda arabuluculuğun zorunlu hale getirildiği Yasa düzenlenmesinin yürürlük tarihi 01.01.2019 olmakla, somut olaya konu davada, dava tarihi 09.10.2017 olduğundan, 01.01.2019 tarihinden önce açılan iş bu dava yönünden dava tarihinde yürürlükte olmayan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesine eklenen 5/A-1 maddesine göre arabuluculuk müessesine başvurunun zorunlu olmamasına; kazada davacı … maluliyet oluşacak şekilde, davacı … ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmış olup davacılar için bir miktar manevi tazminata hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamasına; kaza tarihi, kusur durumu, yaralanmaların niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumların ve somut olayın özellikleri nazara alındığında davacılar için hükmedilen manevi tazminatın uygun olmasına göre; davalı … vekilinin ve davalı …’ın istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: /Gerekçe uyarınca; 1/Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/04/2019 tarih ve 2017/903 Esas, 2019/481 Karar sayılı kararına karşıdavalı … vekili ve davalı … tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2/Alınması gereken 3.275,46 -TL harçtan istinaf başvurusu sırasında alınan toplam 1.637,72-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.637,74-TL harcın davalılar … ve davalı …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3/İstinaf başvurusunda bulunan davalı … ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4/İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.26/05/2022