Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/299 E. 2021/457 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/299
KARAR NO : 2021/457
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/09/2018
NUMARASI: 2015/280 E. – 2018/899 K.
BİRLEŞEN İSTANBUL 3. ATM’NİN 2018/102 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili asıl dava dilekçesinde özetle; davalıların sürücüsü, maliki ve ZMM sigortacısı bulunduğu … plaka sayılı aracın, trafik ışıklarında karşıya geçmekte bulunan … çarpması neticesinde meydana gelen 28/02/2015 günlü trafik kazasında, … hayatını kaybettiğini, vekil edenlerinin ölenin annesi, babası ve kardeşi olduğunu belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla; davacı baba … ve davacı anne … için ayrı ayrı 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 1.000,00-TL cenaze ve defin giderinin tüm davalılardan kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle; ayrıca davacı anne için 50.000,00-TL, davacı baba için 50.000,00-TL ve davcı kardeş … için de 25.000,00-TL manevi tazminatın davalı sigorta sirketi dışında kalan diğer davalılardan yine kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 26/12/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de baba … için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını 12.035,15-TL’ye, davacı anne … için olan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını da 10.509,68-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır. Davacılar vekili birleşen dava dilekçesinde ise özetle; asıl davanın konusunu oluşturan kazaya neden olan aracın, davalı …A.Ş nezdinde ZMM sigortalı olması yanında … sigortalı da bulunduğunu belirterek, istenilen toplam 125.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden de tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar cevaplarında özetle; asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacıların desteği … ölümü ile sonuçlanan trafik kazasında, davalı araç sürücüsünün %15 oranında, müteveffanın ise %85 oranında kusurlu olduğu, ayrıca kazaya neden olan sigortalı aracın uzun süreli kiralama sözleşmesi ile dava dışı başka bir şirkete kiralanmış bulunması nedeniyle, araç maliki … Tic. A.Ş işleten sıfatı bulunmadığı benimsenmek suretiyle hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda; “1-Asıl davada; a) davalılardan … AŞ’ye yönelik açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine,B) asıl davada; davacılardan … davalılardan … ve … AŞ’ye yönelik açtıkları destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre davacı baba … için 12.035,25 TL destek tazminatı, davacı anne … için, 10.509,68 TL tazminatın davalı Sidar Anıl Müjdeci’den kaza tarihi olan 28/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek, davalı sigorta şirketinden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, C) Davacılardan … ve … davalılara yönelik açtıkları cenaze ve defin gideri tazminat davasının reddine, 2) Asıl davada; Davacılar tarafından davalı … ve birleşen İstanbul 3. ATM’nin 2018/102 Esas sayılı dosyasında davacılar tarafından davalı … AŞ’ye yönelik açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı baba … için 10.000 TL, davacı anne … için 10.000 TL, davacı kardeş … için 5.000 TL manevi tazimatın davalı … kaza tarihi olan 28/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek, davalı sigorta şirketinden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; kusur durumunun hatalı belirlendiği, kaldı ki kazanın meydana geldiği tarih gözetildiğinde, desteğin kusurunun 3.kişi konumunda bulunan vekil edenlerine yansıtılamayacağı belirgin olduğu halde, bu konudaki Yargıtay uygulamalarının göz ardı edilmesi sonucunda düzenlenen destekten yoksun kalma zararına ilişkin hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuş bulunmasının isabetsiz bulunduğu, ayrıca hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının da yetersiz olduğuna yöneliktir. Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm olayına dayanılarak açılmış maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle görülmekte olan dosya kapsamında İstanbul Trafik ihtisas Dairesi tarafından temin edilen 15/11/2016 günlü rapordaki kazanın oluşumunda, davalı araç sürücüsünün %15, müteveffa … ise %85 oranında kusurlu olduğuna yönelik belirlemeye karşı davacı taraf itirazı üzerine aralarında nöroloji uzmanı bilirkişinin de yer aldığı İTÜ Makine Fak. öğretim üyeleri tarafından düzenlenen 26/08/2017 günlü heyet raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin dosyaya, oluşa uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi, dosyada mevcut tüm raporların birbirini teyit etmesi karşısında mahkemece kazanın oluşumunda yayanın %85, araç sürücüsünün ise %15 oranında kusurlu olduğunun kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu durumda, kusur bilirkişisi raporları ile yaya olan destek … meydana gelen kazada % 85, sigortalı araç sürücüsünün ise % 15 oranında kusurlu oldukları doğru şekilde belirlenmiştir. Kural olarak destek tazminatı, destek olan adına ileri sürülen bir talep olmayıp bağımsız bir talep ise de; bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan farklı bir hukuki durum yaratılamayacağından desteğin kusurunun somut olayda gözönünde bulundurulması gerekir. Murisin kusurunun davacılara yansıtılamayacağına ilişkin Yargıtay uygulaması, desteğin sürücüsü veya işleteni olduğu aracın sigortacısı olan şirkete yöneltilen destekten yoksun kalma tazminatı isteklerine ilişkindir. Desteğin yaya konumunda olduğu eldeki davada, yayaya çarpan aracın sürücüsü, işleteni ve sigortacısı sadece aracın kusuruna denk gelen zarardan sorumlu olup desteğin kusurundan sorumlu değildirler. Hal böyle olunca belirlenen tazminat miktarından destek yayanın kusuruna denk gelen oranda indirim yapılarak maddi tazminatın kapsamının belirlenmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kazanın oluş şekli, kazanın oluşumunda desteğin ağır kusurlu bulunuşu, paranın alım gücü, davacıların müteveffaya olan yakınlıkları, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda mahkemece, davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı yerinde bulunmakta olup, yetersiz olmadığından, davacılar vekilinin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve yasaya uygun olan ve yukarıdaki başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu uyarınca, görülmekte olan davada ihtiyari dava arkadaşı konumunda bulunan davacıların her birinden ayrı ayrı alınması gereken alınması gereken 59,30-‘er TL istinaf karar ve ilam harcının, davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 500,00-TL’den düşümü ile kalan 322,10-TL’nin talep halinde davacı tarafa İADESİNE, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve görülmekte olan davada davacıların ihtiyari dava arkadaşı konumunda bulunmaları nedeniyle her bir davacının maddi ve manevi tazminat talepleri ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinden HMK. m. 362/1-a hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/03/2021