Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2850 E. 2019/3466 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2850
KARAR NO : 2019/3466
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2019
NUMARASI : 2017/313 E.-2019/268 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/09/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenlerinin desteği bulunan … ve … sevk ve idaresindeki plakasız ve tescilsiz motosiklet ile … sefer sayılı trenin çarpışması neticesinde, 17/06/2006 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatlarını kaybettiklerini, kazaya neden olan aracın ZMM sigortasının olmaması nedeniyle Güvence Hesabına yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını belirterek, yargılama sırasında her bir davacı için ayrı ayrı belirlenecek (belirsiz alacak) destekten yoksun kalma tazminatının davalı Güvence Hesabından olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, davaya esas değer olarakta 4.000,00-TL gösterilmiştir.Davacılar vekili 23/03/2019 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de, her bir davacının talep edebileceği destek zararının belirlendiğini ileri sürerek, toplam talep miktarını 115.000,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı vekili cevabında özetle; zaman aşımı definde bulunarak, dava konusu kazaya neden olan plakasız ve tescilsiz aracın ZMM sigortası yaptırması zorunlu olmayan motorlu bisiklet niteliğinde bulunduğunu, bu nedenle talebin trafik sigortası genel şartlarına göre teminat dışı olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiş, ayrıca görülmekte olan dava bakımından, davacıların üçüncü kişi konumunda olmadıkları, desteğin kusuru ile meydana gelen kazada destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunamayacaklarını, ayrıca somut olayda alacaklı-borçluluk sıfatlarının birleştiğini savunmuştur.Mahkemece, 17/06/2006 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların desteği ve miras bırakanları olan … ve … hayatlarını kaybettiği, kazanın meydana gelmesinde plakasız ve tescilsiz araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, ancak araç sürücüsünün … mi yoksa … mı olduğunun belirlenemediği; bu durumda, HGK’nın 01/11/2017 gün 2017/1315 E-2017/1239 karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere, desteğin kusurunun destek görenlere yansıtılması gerektiği, plakasız ve tescilsiz araç sürücüsünün kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu gözetildiğinde, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakları bulunmadığı görüşünden hareketle, davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; kaza tarihinde yürürlükte bulunan yasal mevzuat, sigorta genel şartları ve Yargıtay İçtihadlarına göre, davacıların üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, desteğin kusurunun kendilerine yansıtılamayacağı halde, aksi gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir.İstinaf edenlerin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir.2918 sayılı KTK’nın 91/1 maddesi uyarınca, işletenlerin bu kanunun 85/1 maddesine göre, sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) yaptırmaları zorunludur. Ancak işletenin 91.madde gereğince, mali sorumluluk sigortası yaptırmaması durumunda, üçüncü kişilerin uğradıkları zararların karşılanması amacıyla Güvence Hesabı kurulmuştur.Görülmekte olan davada, talebin dayanağını oluşturan kaza, 17/06/2006 tarihinde meydana gelmiş olup; kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve HGK kararları ile Yargıtay özel dairesinin yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü-işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı, araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişilerin sigorta şirketinden somut olayda, Güvence Hesabından tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 16/04/2019 gün 2016/10995 Esas-2019/4807 Karar sayılı emsal içtihadından görüleceği üzere, duraksamamak gerekir. Bu durumda, mahkemece, talebin Güvence Hesabının sorumluluğu kapsamında kaldığının gözardı edilmesi sonucunda, başka bir olay, durum ve hukuki ilişkiye ait bulunan HGK’nın 01/11/2017 gün 2017/1315 Esas-2017/1239 Karar sayılı ilamındaki belirlemelere yanlış anlam verilmesi sonucunda, yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmesi, isabetsiz olup, HMK.m.353/1-a/6 kapsamındaki hali oluşturacağından, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde yargılama yapılarak yeniden esas hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendilerine İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,HMK.m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.19/09/2019.