Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2806 E. 2019/3958 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2806
KARAR NO : 2019/3958
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2018
NUMARASI : 2017/31 E., 2018/1241 K.
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/11/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; 21/06/2013 tarihinde davalı … şirketince ZMMS poliçesi ile sigortalanan, sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın davacıya çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davacının bir kusurunun bulunmadığını, davalı … şirketine yapılan başvuru sonucu 29.124,00-TL ödeme yapıldığını, ancak yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL maddi tazminatın davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde 29/03/2013-2014 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, açılan davada mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, kaza nedeniyle yapılan başvuru üzerine davacıya 23/10/2015 tarihinde 29.124,00-TL ödeme yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; 05/04/2018 günlü celsede ATK’nın 09/08/2017 tarihli ön raporu gereğince eksikliklerin giderilmesi için davacı tarafa 9 numaralı ara karar gereğince ihtaratlı kesin süre verildiği ve ihtaratın sonucunun hatırlatıldığı, davacı tarafın 9 numaralı ara karar gereğini yerine getirmediğinin 25/10/2018 tarihli celsede tespit olunduğu, davacı vekilinin sonraki celse olan 12/12/2018 tarihli celsede hazır olmakla verilen kesin sürede yerine getirilmeyen ara karar açısından yeniden talepte bulunduğu, 6100 Sayılı HMK’nın 94, 119/1-f ve 140/5. maddeleri gereği, verilen kesin sürede davacı tarafından yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde o delilden vazgeçilmiş sayıldığı gözönünde bulundurulduğunda, dava konusunun esasına müteallik bir delilin davacıdan kaynaklanan nedenden dolayı toplanamadığı, bu anlamda davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle; davacının davasının reddine, karar verilmiştir. Davacı vekilince, davanın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere belirsiz alacak davası olarak açıldığı, mahkemece verilen kararın kesin nitelikte olmadığı, buna rağmen hüküm fıkrasında kararın kesin olduğunun belirtildiği, yapılan bu yanlışlığın tavzih suretiyle düzeltilmesi amacıyla 03/04/2019 tarihli dilekçe ile tavzih talebinde bulunulmuş, Mahkemenin 09/04/2019 tarihli ek kararı ile, kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle tavzih talebinin reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekiline 14/04/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilince 18/04/2019 havale tarihli dilekçe ile tavzih talebinin reddine ilişkin karara karşı mahkemesine itiraz edilmiş, ayrıca 30/04/2019 tarihinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle Mahkemece verilen 12/12/2018 tarihli karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davanın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak açılması nedeniyle mahkemece verilen kararın kesin nitelikte olmadığı, mahkemenin 05/04/2018 tarihli celsesi 9 nolu ara kararı gereğince ATK ön raporunda belirtilen eksiklerin giderilmesi amacıyla 2 haftalık kesin süre verilmiş ise de; davacının muayene olabilmesi için hastaneye usulüne uygun olarak sevkedilmemesi nedeniyle, hastaneye başvuru yapılmasına rağmen hastane tarafından talebin “mahkemenin usulüne uygun sevk sağlamadığı gerekçesiyle” reddedildiği, bu durumun 10/12/2018 tarihli dilekçe ile mahkemeye bildirildiği, davacının Van’da oturduğu, Van 100. Yıl Üniversitesi Hastanesi’ne sevkinin sağlanmasının istendiği, buna rağmen Mahkemece kesin süreye uyulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. Dava dilekçesi ile davanın, HMK 107. maddesine istinaden, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak açılması nedeniyle, her ne kadar mahkeme gerekçeli kararında, verilen kararın kesin nitelikte olduğu belirtilmişse de, verilen karar kesin nitelikte olmadığından, davacı vekilinin istinaf talebinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut olayda, davacının tedavi evraklarının ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’na gönderildiği, ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 09/08/2017 tarihli yazısı ile, davacının bazı muayenelerinin yapılarak raporlarının gönderilmesinin gerektiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Akabinde, Mahkemece, 05/04/2018 tarihli duruşmanın 9 nolu ara kararı ile ATK ön raporu gereğince davacı tarafa eksikleri gidermesi amacıyla 2 haftalık kesin süre verilmiş, kesin sürenin sonuçları da davacı vekiline ihtar edilmiştir. Ne varki Mahkemece, davacının oturduğu yerdeki hastaneye sevkinin sağlanmasına yönelik herhangi bir işlem yapılmamış, ilgili hastaneye müzekkere yazılmamıştır. Davacı vekilince Mahkemeye sunulan 10/12/2018 tarihli dilekçe ile de, davacının oturduğu Van’da bulunan Van 100. Yıl Üniversitesi Hastaneye başvurdukları, ancak mahkemece davacının usulüne uygun olarak sevkinin sağlanmaması nedeniyle başvurularının reddedildiği belirtilerek, davacının Van 100. Yıl Üniversitesi Hastanesi’ne sevkinin sağlanması talep edilmiştir. Buna rağmen Mahkemece kesin süre içinde davacının hastaneye başvurarak ATK ön raporunda belirtilen eksiklerin yerine getirilmediği, bu anlamda davacının davasının ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, verilen karar hatalı bulunmaktadır. Bu nedenle HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, Mahkemece, davacının oturduğu yerdeki bir hastaneye sevkinin sağlanması hususunda yapılacak işlemler yerine getirilmek suretiyle hastaneye başvuru ve ATK ön raporunda belirtilen eksikliklerin giderilmesi ile ilgili olarak davacı tarafa makul bir kesin süre verilerek sonucuna göre değerlendirme yapılıp hüküm kurulması amacıyla kararın kaldırılarak dosyanın Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü, istinaf talebine konu İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2018 tarih ve 2017/31 E., 2018/1241 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3- Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendilerine İADESİNE,4- Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/6 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.28/11/2019