Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2019/2805 E. 2022/745 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2805
KARAR NO: 2022/745
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2019
NUMARASI: 2017/530 Esas 2019/110 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;14/12/2015 tarihinde, davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın temlik eden …’a ait … plakalı araca çarptığını, meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda … plakalı araçta değer kaybı oluştuğunu, …’ın değer kaybı alacağını müvekkili davacı …’a temlik ettiğini, araçtaki değer kaybının bağımsız eksper tarafından 10.800,00-TL. olarak tespit edildiğini, bunun için de ekspere 354,00-TL. ekspertiz ücreti ödendiğini, davalı … şirketinin değer kaybını karşılaması gerektiğini, davalı … şirketine 18.05.2017 tarihinde ihtarname gönderdiklerini, ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediği gibi herhangi bir ödeme de yapılmadığını ileri sürerek, kaza sebebiyle oluşan değer kaybı için 10.800,00- TL ve bunun tespiti için yapılan ekspertiz ücreti masrafı olarak 354,00 TL. olmak üzere toplam 11.154,00 TL. tutmasını bekledikleri alacaklarının şimdilik ( fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) 654,00 TL.’lik kısmının (354,00 TL.’si ekspertiz ücreti, 300,00-TL.’si değer kaybı olmak üzere) ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi oranı üzerinden işletilecek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 12.10.2018 tarihli dilekçesi ile değer kaybı talebini 6.534,00-TL olarak artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının temlik alacağı sebebiyle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, huzurdaki davaya konu değer kaybı taleplerinin ZMMS Sigortası Genel Şartları A.5.a maddesi ve ekinde yer alan “teminat dışı haller” uyarınca teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”….Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, toplanıp değerlendirilen delillere, olay sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağı ile dosyada alınan 11.10.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre … plakalı kamyonetin sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı otomobilin sürücüsünün kusursuz bulunduğu kabul edilmiş; değer tespiti bakımından alınan bilirkişi kurulu raporunda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 07.01.2016 tarihli 2015/11245 E. ve 2016/1045 K. sayılı ilamına atıf yapılarak değer kaybı hesabının aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki fark olarak hesaplanması gerektiğinin ifade edildiği belirtilerek Yargıtay’ın ilgili kararına göre hesaplama yapıldığı ve Mahkememizce de Yargıtay uygulamasına uygun şekilde yapılan hesaplamaya göre belirlenen “araçtaki değer kaybının 5.500,00 TL. olarak kabulünün uygun olacağıı” şeklindeki değerlendirmeye itibar edildiği, bilirkişilerin Yargıtay içtihadına uygun düşmeyen 6.534,00 TL şeklindeki tespitinin dikkate alınmadığı, davacının kabul edilen 5.500,00- TL’yi aşan kısma ilişkin talebinin reddine karar verilerek davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı ” gerekçesiyle, Davanın kısmen kabulü ile 5.500,00-TL’nin 03.06.2017 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri: davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının ıslahla artırdığı dava bölümünün zamanaşımına uğradığını, tanıkları dinlenmeden ve davacının aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı tespit edilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hesaplama yönteminin kriterlere uygun olmadığını, müvekkili şirketin avans faizinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Yerel mahkemece 12/06/2019 tarihli ek karar ile ”….Davalı vekilinin 3.5.2019 tarihli dilekçesi ile istinaf talebinde bulunduğu, 3.5.2019 tarihli, … sıra numaralı makbuz ile 44,40 TL.istinaf karar harcını ve 121,30 TL.istinaf yoluna başvuru harcını yatırdığı, 49,52 TL.bakiye istinaf karar harcının ikmali için kendisine muhtıra çıkartıldığı, davalı vekilinin 11.5.2019 tarihinde muhtırayı tebliğ almasına rağmen yasal ve kesin 1 haftalık süre içinde nisbi istinaf karar harcının yatırılmaması sebebiyle istinaf talebinden vazgeçmiş sayılmasına ilişkin karar vermek gerektiği” gerekçesiyle;Davalı vekilinin HMK.344.maddesi uyarınca istinaf talebinden vazgeçmiş sayılmasına, karar verilmiş; ek karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri: Davalı vekili ek karar karşı istinaf dilekçesinde özetle; 03.05.2019 tarihinde 44,40 TL istinaf karar harcı, 121, 20 istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 150,00-TL gider avansı yatırdıklarını, 150,00-TL’nin tamamlanması istenilen eksik 49,52-TL bakiye karar harcını fazlasıyla karşıladığı, eksik harcın gider avansından karşılanması mümkün iken bu hususta taraflarına muhtıra gönderilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek ek kararın kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı istemine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde; yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda 11.02.2019 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, iş bu karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunması üzerine, 12.06.2019 tarihli ek karar ile davalı vekilince verilen kesin süre içerisinde nısbi istinaf karar harcının yatırılmadığı gerekçe gösterilerek davalı tarafın istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği, ek kararın taraflara ayrı ayrı tebliğ edildiği, ek karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. HMK’nın 344.maddesine göre, istinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346.maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır. Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … şirketinin istinaf dilekçesi verirken eksik yatırdığı 49,52-TL nispi istinaf karar harcını 1 haftalık kesin süre içerisinde yatırılması için HMK’nın 344.maddesi uyarınca düzenlenen muhtıranın davalı … şirketine usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, buna rağmen istinaf talep eden davalı … şirketince, 1 haftalık kesin süre içerisinde eksik nispi karar harcının yatırılmadığı, bu nedenle yerel mahkemece 12.06.2019 tarihli ek karar ile HMK’nun 344.maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği, davalı vekilince istinaf tarihi olan 03.05.2019 tarihinde yatırılan 150,00-TL gider avansı tebligat, posta gideri, istinafa dosya gönderme masrafı gibi giderlere ilişkin olup, eksik nıspi karar harcının buradan karşılanmasının söz konusu olmayacağı, bu şekilde yerel mahkemece verilen ek kararın yerinde olduğu anlaşılmakla, usul ve yasaya uygun ek karara ilişkin davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca, 1-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/02/2019 tarih ve 2017/530 Esas, 2019/110 Karar sayılı dava dosyasında davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun, kesin süre içerisinde nısbi istinaf karar harcının yatırılmaması nedeniyle reddine dair verilen 12/06/2019 tarihli EK KARAR usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Ek karara yönelik istinaf başvurusu aşmasında alınması gereken 80,70-TL karar harcından peşin alınan 139,40-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 58,70-TL harcın davalıya iadesine, 3-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalı tarafından bu aşamada yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak, oy birliğiyle karar verildi.26/05/2022